Türkiye Göçmenlerinin, Avusturya’da Dernekleşme Konusunda Tarihsel Gelişimi

Yerleşik hayaller kuran gurbetçiler, göçmen olma yoluna girmiş, yerleşmeyi düşündüğü topraklarda birleşme ihtiyacı duymuştur. Türkiye göçmenleri, kendisine yakın gördüğü bir dernek çatısında birleşerek, aynı zamanda ayrışmanın da temellerini atmış oldu. 1970’den günümüze dernekler ve ‘’Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi’ne’’ giden yol…

Türkiye Göçmenlerinin, Avusturya’da Dernekleşme Konusunda Tarihsel Gelişimi

Adem Hüyük

Tarım devriminin yaşanmasından sonra kendisini gösteren ‘’Devlet’’ olgusu, aynı zamanda bir ‘’toplum’’ döneminin de bitmesi ile başlamıştır.

Devlet, ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur.

Devlet felsefesi alanında en güzel örneği veren Platon, devlet “birlikte yaşama zorunluluğundan doğan, doğal bir oluşum’’ dur der.

Devlet, kendi içerisinde ilişkiler ağı oluşturması ve bu ilişkiler içerisinde olanlar ve olmayanlar gibi bir ayrıma gidilmesi, beraberinde karşıtını doğurmuştur.

Bu karşıt ‘’Sivil Toplumdur’’

Sivil toplum kavramının düşünsel temelleri en az devlet olgusunun çıkış tarihine kadar dayanmaktadır – ama sivil toplum kavramının teorik temellerinin, iki yüz yıllık bir geçmişi bulunmaktadır.

Avusturya’da Türkiye Göçmenlerinin Sivil Toplum-u

Türkiye’nin kırsal alanlarından misafir işçi olarak gelen emekçi kesim, dönemin ideolojik gelişmelerinden uzak durarak, kendilerine ayırılan konteyner evlerden, normal evlere geçerek, misafir işçiliğin biteceğini, yerleşik düzene geçileceğini, farkında olmadan işaret etmişlerdir.

Günümüzde yüzlerce sivil toplum kuruluşu aktif. Bunların büyük bir çoğunluğu cami ve din eğilimli dernekler olarak faaliyet göstermektedir. 

Her dönem olduğu gibi, sivil toplumun örgütlü gücü, devlet olgusunun dikkatini çekmiş ve bu sivil gücün denetimini sağlamak ve başka resmi güçlerin denetiminde olup olmadığını öğrenme ihtiyacı doğmuştur. 

İşte tam bu nokta da, dini kurumları denetlemek için Avusturya hükümeti, ‘’Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi” adında bir devlet aygıtı kurarak, sivil gücün başka devletler tarafından yönetildiği şüphesiyle, kendi denetimine almayı planlamıştır. 

‘’Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi” 

Avusturya’da 1938’den buna ilk defa bir dini topluluğun ayrıntılı listesi bakanlık tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.

Müslümanlara ait 623 çeşitli kurumların ayrıntılı bilgilerinin yer aldığı “Islam-Landkarte” dijital haritanın kamuoyuyla paylaşılması, Müslüman kurumların hedef gösterildiği tartışmasını başlattı.

Müslümanların ibadet etmek için bir araya geldikleri cami ve mescit olarak bilinen yerler aslında resmi statüde dernek olarak, yani sivil toplum kuruluşu olarak nitelenir. 

Avusturya’da 623 cami ve Müslümanlara ait çeşitli kurumların ayrıntılı bilgilerinin yer aldığı dijital haritanın kamuoyuyla paylaşılması, ülkede 1938’lerde Naziler tarafından Yahudi yurttaşların liste halinde hedef gösterilmesine benzetilerek, Müslümanlara yönelik ayrımcılığı tetikleme ihtimali nedeniyle tartışma yarattı.

Ancak diğer yandan, ‘’İslam haritasını’’ Avusturya’daki Müslüman yaşamını görünür kılmak, Müslüman camilerinin arka bahçe camileri olduğu ve saklayacak bir şeyleri olduğu yönünde tekrarlanan suçlamaları boşa çıkardığını savunanlarda var. 

‘’Şeffaflığın olmadığı yerde, güven eksikliği vardır’’ yorumu altında, İslam haritasını güven artırıcı bir önlem olarak gören bir Müslüman kesimde bulunmakta. 

İslam Haritası, resmi dernek statüsünde bilinen kurumları bir liste haline getirmesinden başka bir şey değildir.

Zira isteyen her kimse, bu bilgilere istediği zaman tek tek ulaşabilir.

Tartışma yaratan, bunun liste olarak sunulmasında ve bu sunumun hangi niyette yapılmasındadır. 

Öte yandan, İslam Haritası listesinde İslam kurumu olarak geçen bazı derneklerinde, konuyla alakasız bir biçimde listeye konulduğu görülmüştür.

Yani cami veya dini bir sıfatı olmayan derneklerinde listede yer aldığı tespit edildi. 

Türkiye Göçmenlerinin, Avusturya’da Dernekleşme Konusunda Tarihsel Gelişimi

Sağcı Sağcıyı, Solcu Solcuyu Buldu

1970’lerin ilk yarısının bitmesi ve 1974 Türkiye genel af ilan edilmesi sonrasında, yurt dışına çıkan aftan yararlanmış siyasi tutuklular, Avusturya’da dernekleşmede yeni bir dönem başlattılar.

Kendisine birleştirici bir güç arayan Türkiye işçileri, hemşeri ve dini eksen etrafında bir araya gelirken, ideolojik, etnik ve mezhepsel oluşumların içerisinde kendilerini buldular.

Her işçi kendisini yakın gördüğü oluşumun içerisinde yer aldı.

Birleşmek Ayrıştırdı

1980’ler den hemen sonra, çeşitli dernekleşme tecrübesi kazanan Türkiye göçmenleri, örgütlenmenin kültürel boyutundan, siyasal boyutuna tam geçiş yaşadılar.

Her göçmen kendisini ifade eden derneğin içerisinde yer alarak, bir birleşme sağlamış olsa da, diğer dernekler içerisinde yer alan göçmenlerle de kendisini ayrıştırmış olacaktı.

Bu ayrışma, ideolojik boyutlarda devam etmeye yüz tutmasının en önemli etkenlerden birisi, 12 Eylül Askeri Darbe sonrası, Türkiye’den kaçan veya gelen siyasal anlamda donanımlı insanların sayesinde oldu.

Avusturya’da neredeyse, Türkiye’de var olan her siyasal akımın bir derneği oluştur.

1980 ve öncesi Türkiye ile ideolojik bağlantıları olan dernekler ve sonrasında federasyonlar kuruldu.

Göçmenlerin Oluşturduğu Dernekler

Avusturya-Türk Öğrenci Derneği (ATÖD) 1964 yılında kuruldu.

Avusturya’da üniversite okumak için gelen öğrenciler tarafından kuruldu.

Ama o dönem Türkiye’den işçi gelmediği için, bu dernek diğerlerinden ayrı yer tutmaktadır.

Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenlerinin bu günkü siyasal ve kültürel alt yapısını belirleyen dernekler, özünde Türkiye ile paralel biçimlenmiş ve bu biçimlenme, Avusturya’da yerli halkla birlikte yaşamın önünün, bilerek veya bilmeyerek kesmiştir.

1970’lerden itibaren kurulan derneklere göz attığımızda, günümüzde neden hala, entegre sorunu yaşandığının yanıtını bulmuş oluyoruz.

• 1968 Viyana Türk İşçi ve Gençlik Derneği 

ATÖD’lü öğrencilerinde içinde yer aldığı, işçilerin ve öğrencilerin birlikte kurdukları dernek.

• 1978 Avusturya Türk Federasyonu 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Avusturya yapılanması olarak faaliyet gösterdi. 

Her ne kadar Federasyon MHP ile resmi bir bağının olmadığını söylese de bu söylemin, Avusturya’da ‘’Bozkurt’’ sembollerinin yasaklanmasından sonra dile getirildiği bilinmekte.

• 1978 Vorarlberg Türk Halkevi 

Avusturya’nın en batısında yer almış bu dernek hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır.

• 1980 İslam Kültür Merkezleri Birliği 

‘’Süleymancılar’’ olarak bilinen cemaat, ilk derneklerini 1973 yılında Vorarlberg’de açtı.

• 1982 Avusturya Türkiye Dostluk Derneği 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) taraftarlarının kurduğu dernek, halen aktif.

• 1987 Avusturya İslam Federasyonu 

‘’Millî Görüş Hareketi’’ olarak bilinen yapılanma, Milli Görüş’ün ilk derneği 1976 yılında Almanya’da açıldı.

• 1989 Avusturya Nur Cemaati 

Kadınların en yoğun olarak katılım sağladığı cemaat olarak ta bilinen kurum, ilk Almanya’da 1967 yılında örgütlendi.

• 1989 Alevi-Bektaşi Anadolu Kültür Derneği

Aşağı Avusturya Eyaleti ST Pölten kentinde kurulan derneğin en önemli özelliği, bir Alevi oluşumunun isminin içerisinde, Türkiye’de dahil, ilk defa  ‘Alevi’ ibaresinin bulunmasıdır.

• 1990 Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB)

ATİB, kurulduğundan beri, Avusturya’da en etkili İslami kurum haline geldi.

ATİB direk olarak, TC. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yönetiliyor.

• 1991 Viyana Alevi Kültür Birliği

Avusturya’da yaşadığı tahmin edilen Alevi nüfusun büyük bir çoğunluğunun Viyana’da yaşadığı gerekçesiyle, Aleviler ikinci dernek yeri olarak başkenti seçtiler.

• 1993 Avusturya Nizam-ı Alem Ocakları 

Türkiye’de Muhsin Yazıcıoğlu önderliğinde, MHP’den ayrılanların kurduğu ‘’Büyük Birlik Partisi’’ taraftarları tarafından kuruldu.

• 1995 Avusturya Atatürkçü Düşünce Derneği 

Türkiye’de faaliyet gösteren ADD çizgisinde örgütlülük yapmakta.

• 1998 Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DIDF) 

Almanya merkezli federasyon, Avusturya’da işçi ve öğrenciler tarafından kuruldu.

• 2001 Uluslararası Öğrenci Aktivitelerini Destekleme Derneği 

15 Temmuz darbe girişiminde bulunan, Fethullah Gülen Cemaati taraftarları tarafından kuruldu.

Örgütlenmeye, diğerlerine göre geç başlamış olsa da hızlı gelişim sağlama, büyüme ve yayılmada, rakip tanımayan bir konumdaydı. 

Darbe girişimi sonrasında yer altına çekildi.

• 2004 Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) 

Merkezi Almanya’da olan ve açılışını da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır.

UETD, bugüne kadarki çalışmalarında, AK Parti’nin Avrupa temsilcisi olduğunu ortaya koymuştur.

UETD, Bosna-Hersek’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı kapalı salon mitinginde ismini değiştirdi.

• 2013 CHP Avusturya Birliği 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Avrupa ülkelerinde yeni bir örgütlenme dönemi başlatmasıyla, CHP Avusturya Birliği kuruldu.

(Bu bilgiler için, Türkiye’den Avusturya’ya Göçün 50 Yılı (Hüseyin Şimşek) kitabından yararlanılmıştır)

Yukarıda sıraladığımız dernek ve federasyonlar, Avusturya’da öne çıkanlardır.

Tabi ki burada ismini hatırlamadığımız veya gözden kaçırdığımız bir çok dernek ve federasyon mevcut.

Hepsini tek tek yazmamızın olanağı olmadığından, ismini yazmadığımız kurumlara karşı herhangi bir art niyet taşımadığımızı belirtmekte yarar görüyoruz.

Görüldüğü gibi, Türkiye göçmenleri dernekleşme ve sivil toplum bilincinde geri bir noktada bulunmamaktadır.

Yukarıda adı geçen, bütün dernek ve federasyonların Türkiye ile bir ideolojik bağlantısı bulunmakta.

Dolayısıyla, Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenlerinin içinde bulundukları duruma objektif yaklaşma olasılıkları çok sınırlıdır.

Çünkü her yapılanma, ideolojik beslenmeyi dışarıdan aldığından, somut koşullar üzerinden politika üretmesi ve çözüm sunması da zorlaşmaktadır.

Gelişmeler karşısında somut adımlar atılsa bile, bu adım ideolojik beslenmenin sunduğu sübjektif nedenlerle sınırlı kalmaktadır.

Gelinen aşamada, köklü dernekler donanımlı yeni bir nesil yetiştirmekte sınırlı kalmış, Avusturya özgülünde, yabancılara karşı ortaya konan siyaset ve yaptırımlar karşısında, kendi iç dünyasından bağımsız kararlar alamamışlardır.

Avusturya hükümetleri tarafından yakından takip edilen bu yapılanmaların, Avusturya’nın çıkarlarına dokunmadığı sürece yararlı görülmüştür.

Çünkü bu yapılanmalar, Türkiye göçmenlerini kendi içlerinde derin kırılmalar ve bölünmeler yarattığından, faydalı görmüştür.

Türkiye göçmenlerinin ortak sorunlar karşısında bile, Avusturya özgülünde bir araya gelememeleri, yabancılar üzerindeki baskı araçlarının kullanılmasını kolaylaştırmaktadır.

Bu kolaylık, ‘’Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi” gibi devlet birimlerinin kurulmasının önünü açmıştır. 

Her derneğin kendi içerisinde haklı nedenlere sığınan bir anlayışından bağımsız, bu dernekler yabancıları, kendi içerisinde gettolaştıran, bunun etkisiyle, Avusturya’daki yaşama karşı da gettolaştırdığı tartışma götürmez bir gerçektir.|© DerVirgül

Kaynaklar:

Türkiye’den Avusturya’ya Göçün 50 Yılı (Hüseyin Şimşek)

Devlet Teorisi

Tarımın Toplumsal Düzen Üzerine Etkisi

Sivil Toplum ve Siyasal Teori

Yayınlama: 30.05.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.