‘128 Milyar Dolar’ Tartışması Nasıl Başladı?
Berat Albayrak’ın Kasım ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifa etmesiyle başlayan döviz rezervleriyle ilgili tartışma büyüyerek devam ediyor.
Muhalefet partileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervlerinden 128 milyar doların satıldığını ve bu miktarın nereye gittiğinin bilinmediğini öne sürüyor.
İktidar kanadı ise bu tartışmayı “gündem değiştirme” çabası olarak nitelendiriyor ve döviz rezervlerinde herhangi bir eksiklik olmadığını savunuyor.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da eleştirileri üzerine yaptığı açıklamada, Herhangi bir kesime, banka veya firmaya ayrıcalıklı döviz işlemi gerçekleştirilmesi söz konusu değildir” dedi.
Kavcıoğlu yazılı açıklamasında, “Anılan platformlarda piyasa dinamiklerinden bağımsız, piyasa dışı fiyatlardan belirli taraflar seçilerek işlem yapılması mümkün değildir.
Bilanço varlık yükümlülük denkliği açısından bakıldığında, ortada kaybolmuş bir varlıktan bahsetmek mümkün değildir.
TCMB, görev ve sorumluluk alanlarındaki bilgi ve verileri uluslararası standartlar dahilinde şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaktadır” ifadelerini kullandı.
Uluslararası haber ajansları, Albayrak’ın istifasına giden süreçte döviz rezervlerindeki düşüşün etkili olduğunu öne sürmüştü.
Reuters haber ajansı, geçtiğimiz haftalarda yayımladığı bir haberde, Albayrak’ın istifa ettiği dönemde Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine getirilen Naci Ağbal’ın Mart ortasında görevden alınmasında rezervlerde yaklaşık 130 milyar dolarlık kayba neden olan döviz satışlarıyla ilgili inceleme başlatmasının rol oynadığını iddia etmişti.
Benzer bir iddia eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olan ve şu anda Demokrasi ve Atılım Partisi’nin (DEVA) Genel Başkanlığı’nı yürüten Ali Babacan tarafından da ortaya atıldı.
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bir süredir “128 milyar dolar nerede” kampanyası yürütüyor.
Tartışma nasıl başladı?
BBC Türkçe’nin derlediği habere göre, Türkiye’nin sahip olduğu döviz rezervlerinin durumu uzun bir süredir piyasalarda kaygı yaratan unsurlar arasında yer alıyor.
Albayrak’ın bakanlık döneminde Türkiye’nin döviz kurundaki hızlı yükselişleri dengelemek ve kuru belli bir seviyede tutmak için kamu bankaları üzerinden rezervlerden döviz satış yapma politikası uyguladığı belirtiliyor. Bu da rezervlerde erimeye yol açan bir neden olarak gösteriliyor.
Geçen hafta açıklanan en güncel verilere göre, TCMB’nin net döviz rezervleri 10,7 milyar dolara geriledi.
Reuters haber ajansı, bunun 2003’ten bu yana en düşük seviye olduğunu belirtti. Türkiye’nin net döviz rezervleri 2019 yılında 41 milyar dolar seviyesindeydi.
Ekonomistler, ileriye dönük swap işlemleri de hesaba katıldığında Türkiye’nin net rezervlerinin eksiye düştüğüne dikkat çekiyor.
Bu miktar yaklaşık 40 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
TCMB’nin döviz rezervlerinin seyri ve swap işlemleri hesaba katılarak yapılan tüm bu hesaplamalar, Türkiye’nin kuru aşağı çekmek için 130 milyar dolar civarında bir rezerv satışı gerçekleştirdiği iddiasının temelini oluşturuyor.
Babacan, bu rezervlerin serbest kur rejimine aykırı bir şekilde eritildiğini ve “ciddi bir kural ihlali” yapıldığını öne sürdü.
Babacan’ın bir diğer iddiası da Ağbal’ın rezervlerden döviz satışı yapılarak kuru belli bir seviyede tutma politikasıyla ilgili inceleme başlatmasından dolayı görevden alındığı yönünde.
CHP de bir süredir hem sosyal medyada hem de parti teşkilatı üzerinden “128 milyar dolar nerede” kampanyası yürütüyor.
Son olarak, CHP’nin İstanbul’daki ilçe binalarına astığı “128 milyar dolar nerede” yazılı pankartlar polis tarafından vinçle indirildi.
Ayrıca bazı illerde billboard’lara asılan benzer ilanlar yasaklandı.
CHP, 128 milyar doların kaybolduğu iddiaları ve pankartların yasaklanmasıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na genel görüşme önergesi verdi.
İktidar ise iddiaları kesin bir dille yalanlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mart ayı başında yaptığı bir konuşmada, rezerv kaybı olmadığını ve bu paranın “milletin hazinesinde ve Merkez Bankası’nda” olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Tutturmuşlar ‘Şu kadar para nerede?’ O kadar para hepsi bu milletin hazinesinde ve Merkez Bankası’nda. Kaybolan bir şey yok.
Eğer kayıp varsa, bunlar sizdedir” dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ekonomi İşleri Başkanı Nurettin Canikli de dün sosyal medyada yaptığı açıklamada, 128 milyar doların tamamının nereye satıldığının belli olduğunu belirtti.
Canikli, “Özetleyelim A) 128 milyar doların 36 milyar doları ile altın ithal edilmiştir ve bu altınlar Cumhuriyet Altını, bilezik ve benzeri yatırım aracı olarak Türk halkının evindedir.
B) 75 milyar doları Türkiye’deki bankalarda gerçek ve tüzel kişilerin hesaplarında durmaktadır.
C) Özel sektör 43 milyar dolarlık yurtdışına olan döviz borcunu ödemiş. D) Yabancı portföy yatırımcı 12 milyar dolar satın alarak yurtdışına çıkarmıştır.
Tekrar hatırlatalım Merkez Bankası doğrudan ve dolaylı tüm döviz satışlarını piyasa fiyatından gerçekleştirmiştir.
Ucuza dolar satıldı iddiası kocaman bir yalandır” dedi.
Canikli, TCMB’nin doğrudan ya da dolaylı sattığı dövizi satın alanların devlet kayıtlarında mevcut olduğunu aktardı.
Döviz rezervi neden önemli?
Türkiye’de altın ve döviz rezervlerini saklamak ve yönetmekle yükümlü olan kurum Merkez Bankası.
TCMB’nin internet sitesinde döviz rezervlerinin seviyesi, özellikle de gelişmekte olan ülke ekonomilerinde “karşılaşılabilecek iç ve dış şokların yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, dış borç servisinin düzenli olarak gerçekleştirilmesi ve uluslararası finans çevreleri ile piyasalarda, ülkeye duyulan güvenin artması” açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Net rezerv ise kısaca Merkez Bankası’nın döviz yükümlülükleri ve kendisinde emaneten duran dövizler çıkartıldığında elinde kalan, kullanabileceği miktar anlamına geliyor.
Net döviz rezervinde son durum ne?
Analistler, Türkiye’nin net döviz rezervinin eksiye düştüğünü hesaplıyor.
TCMB net döviz rezervleri 10,7 milyar dolara geriledi.
Reuters haber ajansı bunun 2003’ten bu yana en düşük seviye olduğunu bildirdi.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, Ekim sonunda kendi blogunda yayımladığı bir tabloda, swaplar hariç net döviz rezervinin Eylül ayında 39,6 milyar dolar ekside olduğunu belirtti.
Eğilmez’in TCMB verilerine dayanarak hazırladığı tabloda, net rezervler Eylül 2019’da 20,6 milyar dolar artıda görünüyor.
Londra merkezli BlueBay varlık yönetimi şirketi gelişen piyasalar stratejisti Tim Ash ise net rezervleri tam olarak hesaplamanın zor olduğunu ancak şu an itibarıyla Türkiye’nin net rezervlerinin yaklaşık 50 milyar dolar eksiye düşmüş olabileceğini söyledi.
Ash, hiçbir merkez bankasının piyasa tarafından borç ödeyebilme gücünün ve kredi verilebilirliğinin sorgulanmasını istemeyeceğini, bunun da bir risk unsuru olarak o ülkenin para birimi ve varlıklarını olumsuz etkileyebileceğini söyledi.
BBC Türkçe’ye konuşan Ash, “(Yeni yönetimin), elinde olmayan rezervleri kur seviyesini korumak için harcamayı bırakması ve yüksek enflasyon risklerinin karşısında elinde lira olanların kazanç elde etmesini sağlamak için politika faizlerini artırması gerekiyor” dedi.
Döviz rezervindeki bu düşüşün nedeni ne?
Piyasa uzmanları, bu düşüşün nedeninin Türkiye’nin liradaki değer kaybını engellemek için rezervlerdeki dövizleri satmasına bağlıyor.
Dövizi düşürmek için rezervlerin kullanıldığı iddialarıyla Türkiye’deki yetkili makamlardan herhangi bir açıklama yapılmış değil.
Ancak Albayrak, Mayıs ayında yatırımcılarla yaptığı telekonferansta Türkiye’nin yeterli miktarda döviz rezervine sahip olduğunu söylemişti.
Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs, liradaki düşüşü durdurmak için yalnızca Ağustos ayında 16 milyar dolarlık döviz satışı yapıldığının tahmin edildiğini belirtti.
Kurdaki yükseliş nedeniyle yapılan toplam satışın 100 milyar doların üzerinde olduğu hesaplanıyor.
Analistler, rezervlerden döviz satışının 2019’dan bu yana devam ettiğini ancak bunun liradaki değer kaybını durdurmaya yetmediğini söylüyor.
Bu durum neden kaygı yaratıyor?
Döviz rezervleri, bir ülkenin bir yandan dış borç ödemesinde elini rahatlatırken, diğer yandan da gerekmesi halinde elinin altında harcayabileceği bir kaynak olması açısından önem taşıyor.
Ekonomistler, piyasada genel kural olarak net rezervlerin üç aylık ithalatı karşılayacak miktarda olmasının beklendiğini belirtiyor.
Son dönemde, Türkiye’nin döviz rezervlerinin gelinen mevcut durumda bu miktarın altına düştüğü öne sürülüyor.
Societe Generale’den Gelişmekte Olan Piyasalar Stratejisti Phoenix Kalen, Türkiye’nin döviz rezervlerinin, son üç ayda yapması beklenen toplam ithalatının altında olduğunu belirterek, “Türkiye’nin döviz rezervleri ithalatını karşılamaya yeterli düzeyde değil” dedi.
Türkiye’de kamu ve özel sektörün yılsonuna kadar 13,3 milyar dolarlık borç geri ödemesi yapması gerekiyor.
Bunun 3,7 milyar dolarlık kısmının da Kasım ayı içerisinde yapılması öngörülüyor.
Ekonominin yavaşlaması durumunda TCMB’nin elindeki rezervleri borç ödemesinde tampon olarak kullanmasının gerekebileceği vurgulanıyor.