Kurz’un ‘’Göçmenler Virüsü Beraberinde Getirdi’’ Söylemini Çürüten Araştırma
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, birinci kilitlenmeden sonra, yaz aylarına doğru, ülkede vaka sayısının istenilen noktaya çekildiğini ancak, (Avusturya’da yaşayan Sırbistan ve Türkiye göçmenlerini işaret ederek), tatile gidenler, gittikleri ülkenden virüs taşıdılar ifadesini kullanmıştı. Viyana Tıp Üniversitesi Halk Sağlığı Merkezi tarafından yapılan alan araştırmasında, yabancıların oranının yüksek olduğu ilçelerde (o dönem) salgının daha düşük olduğunu ortaya koydu.
Adem Hüyük
Avusturya yaz aylarında korona salgınını kısmen kontrol almış, hayat normal seyrine dönemeye başlamıştı.
Ancak özellikle Yukarı Avusturya Eyaletinde (OÖ) patlak veren kümelenmeler sonrasında, ülkede yeniden hızlı bir şekilde vaka sayılarında artış gözlenmişti.
Vaka sayılarının artması üzerine, Başbakanı Sebastian Kurz (ÖVP, göçmenlerin izin dönüşü sürecine denk gelen vaka artışını, göçmen tatilcilere bağlayarak, ‘’ Birinci kilitlenmeden sonra, yaz aylarına doğru, ülkede vaka sayısının istenilen noktaya çekildiğini ancak, (Avusturya’da yaşayan Sırbistan ve Türkiye göçmenlerini işaret ederek), tatile gidenler, gittikleri ülkenden virüs taşıdılar.’’ Suçlamasında bulunmuştu.
Başbakan, açıklamasına gelen tepkiler üzerine, ‘’göçmenler’’ vurgusunu ‘’tatilciler’’ olarak değiştirerek, Balkan ülkelerinde tatil yapan yerli halkı da kapsayan, geniş bir katmanı hedef göstermişti.
Eyalet ‘’MedUni Wien’’den Araştırmasını İstedi
(Oberösterreich) Yukarı Avusturya Eyaleti Hükümeti tarafından, Viyana Tıp Üniversitesi Halk Sağlığı Merkezi’ne ‘’MedUni Wien’’ sunulan araştırma teklifinde, üniversite, eyalette yaz aylarında salgının tekrardan hangi bölgelerde çıktığını ve bu bölgelerin sosyo-ekonomik yapıları üzerine değerlendirmeler yaptı.
Yukarı Avusturya Eyaleti adına 2020’nin ikinci yarısında eyaletteki çok yüksek SARS-CoV-2 vakalarında hangi demografik faktörlerin etkili olduğunu inceleyen MedUni Vienna tarafından yapılan araştırma, aslında ilginç sonuçlar ortaya çıkardı.
Koronavirüsten Sonbaharda En Çok Etkilenen Yukarı Avusturya (Oberösterreich)
Geçen sonbaharda Yukarı Avusturya, SARS-CoV-2 salgınından en çok etkilenen bölgelerden biriydi.
Virüsün 18 ilçedeki dağılımı çok farklıydı.
1 Temmuz ve 31 Aralık arasında, 100.000 kişi başına yedi günlük maksimum insidans 602 (Linz şehri) ile 1.628 (Rohrbach bölgesi) arasında değişiyordu.
Bu nedenle, Eyalet hükümeti enfeksiyonların neden bölgeden bölgeye bu kadar büyük farklılık gösterdiğini öğrenmek istedi – iddia ve suçlamalar doğru muydu?
Virüsü tatile giden göçmenler mi ülkeye taşımıştı?
Şaşırtıcı Sonuçlar
Halk sağlığı uzmanları ve epidemiyologlar Hans-Peter Hutter ve Michael Kundi analizlerinde bazı şaşırtıcı sonuçlara vardılar.
Nüfus yoğunluğu ne kadar yüksek olursa, yedi günlük insidans ve ölüm oranı o kadar düşük, tarımla uğraşan küçük yerleşim birimlerinde ise vaka sayısı o kadar yüksek – yani bir ilçede tarımda ne kadar çok insan çalışırsa – sayılar o kadar yüksek olduğu tespit edildi.
Hutter, Avusturya Haber Ajansı APA ile yaptığı röportajda, “Yüksek nüfus ve bunun sonucunda ortaya çıkan daha yüksek temas olasılığının enfeksiyon riskini artırdığı varsayımının aksine, ters etki gözlemlenebilir” dedi.
Peki, Bu Nasıl Mümkün Oluyordu?
Kalabalık kentler, nasıl olurda köylerden daha güvenli olabiliyordu?
Halk sağlığı uzmanları bunu şu şekilde açıklıyor: “Bunun olası bir açıklaması, kırsal alanlarda önlemlere uyulurken belki de daha fazla dikkatsizlik olmasıdır.
Kırsal alanda, virüs muhtemelen şehrin bir sorunu olarak görülebilir, bu da ilişkilerin ve temasların daha fazla sürdürülmesi muhtemel kılmaktadır.
Buna karşın, kentsel alanda toplum tarafından daha fazla öz denetim vardır.
Kentlerde, birisi bir dükkana girdiğinde ve maskeyi düzgün bir şekilde takmadığında veya maskesi yoksa, hızlı bir şekilde diğerleri tarafından uyarılır veya tepki gösterilir.’’
Uzananların analizlerini daha anlaşılır kılarsak
(Küçük yerleşim bölgelerinde var olan feodal sosyal ilişkiler, korona kısıtlamalarını ve uyulması gereken maske ve mesafe sağlık kuralları uygulanmamakta, uygulanmasını sağlayacak toplumsal bir tetikleyici etkenin olmasıdır.
Yani, herkes birbirini tanıdığı için, kimse kimseye korona kapsamında yaptırım ve etki yapamıyor olmasıdır.)
Araştırmanın İkinci Bulgusu: Göçmenler
Araştırmanın ikinci bulgusu: Yabancıların oranının yüksek olduğu veya çok sayıda yabancı kökenli insanın yaşadığı ilçelerde, salgının görülme sıklığı önemli ölçüde düşük olduğudur.
“Yukarı Avusturya’da Kasım ve Aralık aylarında yaşanan dramatik artışta yabancılar hiçbir rol oynamadı.”
Ancak Hutter, bunun önerilen önlemlere sadık kaldıkları için mi – örneğin aile gruplarında yaşlı insanlarla yaşadıkları için – ya da burada başka faktörlerin rol oynayıp oynamadığını açıklanamadığını söyledi.
Eğitim Seviyesi De Enfeksiyon Olasılığında Rol Oynuyor
Eğitim seviyesi de belirli bir rol oynamıştır: Yüksek Öğrenim insidans üzerinde bir etkiye sahiptir, ancak bu, düşük derecelerin önemli ölçüde daha yüksek rakamlara yol açtığı anlamına da gelmediğinin altı çizildi.
Uzmanların eğitim seviyesinin belirleyici bir faktör olduğunu daha anlaşılır hale getirecek olursak:
‘’Eğitim seviyesinin, korona salgınına karşı daha sorumlu olma, bireysel iradenin, toplumsal iradenin bir parçası olduğu bilincini doğurduğu ve bu nedenle bireyin yapacağı her olumsuz davranışın, toplumu etkileyeceği bilgisinin salgında engelleyici faktör olduğu, bilimsel bir gerçektir.’’
Araştırmada, yaş yapısında önemli bir korelasyon bulunamadı – muhtemelen buradaki ilçeler arasındaki farkların küçük olması nedeniyle.
Bununla birlikte, bir ilçede 65 yaşın üzerinde ne kadar çok insan yaşarsa, oradaki insidansın o kadar düşük olduğu dikkat çekiciydi.
“Bunun bir nedeni, yaşlıların güvenlik önlemlerine uyma eğiliminde olmaları olabilir.” dendi.
Yukarı Avusturya’dan Elde Edilen Sonuçlar Diğer Federal Eyaletler İçin Yalnızca Kısmen Geçerlidir
Bu arada, Yukarı Avusturya’dan elde edilen sonuçların diğer federal eyaletler için yalnızca sınırlı bir önemi olduğunu vurgulayan Hutter, “Viyana tamamen farklı bir nüfus yapısına sahiptir’’ dedi.
MedUni çalışmasının sonuçları, hükümetlerin varsayımlar üzerinden ilerlediğini göstermektedir.
Salgın kapsamında, doğru noktalara odaklanılamadığından, yanlış stratejiler üretilip, yanlış alanlarda kısıtlamalara gidile bilinmektedir.
Kediler Strateji ve Fareler
Ortaçağ’da yaşanan veba salgınında, vebanın kaynağını araştıran bir bilim insanı, ilk tespitlerinde vebayı kedilerin taşıdığını, oradan kaynaklandığını varsayarak, Londra sokaklarındaki bütün kedileri toplanmasını sağlamıştı.
Ancak, veba salgını daha çok artmış, ölümler çoğalmıştı.
Vebayı taşıyan farelerdi (…)
Bilim insanı, kedilerin toplatılmasını sağlamakla, farelere sınırsız özgürlük sağladığını çok sonra öğrenecekti (…) |virgül
© Bild: virgül