“Camiye Almazsan, Cemevinden Kaldırırlar Cenazemi’’
Cenazesinin cemevlerinden kaldırılmasını isteyen Sünnilerin sayısında artış var mı? Kimilerine göre bu sorunun cevabı: “Evet”. Cemevi yöneticileri, bu kişilerin çoğunlukla sol-seküler dünya görüşüne yakın kişiler olduğu görüşünde
Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ebubekir Sifil’in TELE1 programcısı Cüneyt Akman ile Sözcü yazarı Yılmaz Özdil için Diyanet’e çağrıda bulunarak, “Öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın, cenaze namazları kılınmasın” sözleri hem tepkilere neden oldu hem de tartışma yarattı.
Özdil ise Sifil’in bu sözlerine cevap verdiği yazının en sonunda “Camiye almazsan, cemevinden kaldırırlar, müsterihim. Sen düşün!” diyerek cevap verdi.
Son birkaç yıldır artış var
Cemevleri, Aleviler tarafından ibadethane olarak kabul ediliyor.
Cemevleri, Alevilerin taleplerine ve bu konudaki hukuki mücadelelerine karşın devlet olarak henüz resmi olarak ibadethane statüsüne alınmış değil ve bu yıllardır bir tartışma konusu olmayı sürdürüyor.
1990’lı yılların başından itibaren yaygınlaşmaya başlayan cemevlerinin günümüzdeki sayısı Türkiye genelinde 4 bine yakın.
Çoğunluğu Alevi köylerinde olsa da geri kalanı çoğunlukla büyükşehirlerde Alevilerin yoğun olduğu semtlerde kurulu.
Cemevlerinde her perşembe günü cem ibadeti gerçekleştirilirken bunun dışında cenaze hizmetleri de veriliyor.
The Independentturkish’den Ali Kemal Erdem’in araştırmasına göre, Büyükşehirlerde yaşayan Aleviler, cemevleri kurulana kadar cenazelerini genellikle camilerden kaldırırdı.
Cemevlerinin yaygınlaşmasıyla Aleviler de cenazeleri çoğunlukla cemevlerinden kaldırmaya başladı.
Ancak buna karşın halen bulundukları semte ve çevreye göre cenazelerini camilerden kaldırmayı seçen çok sayıda Alevi de var.
Aleviler açısından durum böyle iken Özdil’in açıklaması akıllara şu soruyu getirdi.
Cemevlerinden cenazelerinin kaldırılmasını isteyen başta Sünni inancına mensup olanlar olmak üzere farklı inanç gruplarından insanlar oluyor mu?
Alevi temsilcilerine göre bu sorunun cevabı: “Evet.”
Onlara göre özellikle son birkaç yıldır cemevlerinden cenazesi kaldırılan veya kaldırılmasını vasiyet eden Sünnilerin sayısında artış var.
Fikret Otyam da cenazesinin cemevinden kaldırılmasını istemişti
Bu kişilerden biri de 2015 yılında böbrek yetmezliğinden vefat eden ressam-yazar-gazeteci Fikret Otyam’dı.
Otyam’ın cenazesi vasiyeti gereği Antalya’da bulunan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Kültür ve Cemevi’nden kaldırıldı.
Otyam’ın eşi Filiz Otyam, cenazede gazetecilere verdiği demeçte Fikret Otyam için, “Bir Sünni olarak doğmasına rağmen Alevi-Bektaşi inancına çok inanırdı, severdi. Hünkar’ı onu çağırdı” demişti.
Önce cemevinden ardından camiden son yolculuğuna uğurlandı
Amasya’nın Merzifon ilçesinde diş hekimi olarak görev yapan ve Sünni bir aileden gelen İlhami Gürbüz de 2015 yılındaki vefatının ardından Okmeydanı Cemevi’nden son yolculuğuna uğurlandı.
Oğlu Özgür Gürbüz, babasının cenazesini cemevinden kaldırmalarının nedenini şöyle anlattı:
”Babamın bizden isteği cenazesini cemevinden kaldırmamızdı. Biz de isteğini yerine getirdik, Okmeydanı Cemevi’nden cenazesini kaldırdık. Hiçbir dinle ilgisi yoktu aslında. Alevi dostları vardı, onları sevdiği, yakın bulduğu için böyle bir istekte bulunduğunu düşünüyorum. Ailemizde kimsenin inancına ve fikirlerine zaten müdahale edilmez. O yüzden de babamdan böyle bir istek gelince neden diye bile sormadık. Babamın ailesi durumu anlayamadı. Asıl uğurlamayı cemevinde yaptık, onları kırmamak için de daha sonra cenazeyi camiye götürdük.”
“Genellikle sol gelenekten gelen kişiler”
Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı aynı zamanda Küçükçekmece’deki Garip Dede Cemevi’nin dedeliğini yapan Celal Fırat, sadece son bir yıl içinde Sünnilerin en az beş kişinin cenazesini vasiyetleri doğrultusunda kendi cemevlerinden kaldırdıklarını belirtti.
Fırat’a göre benzer bir durum İstanbul’daki diğer cemevleri için de söz konusu.
Cenazeleri cemevlerinden kaldırılan Sünni kişilerin genellikle ideolojik olarak sol gelenekten gelen, seküler dünya görüşüne yakın kişiler olduğunu belirten Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sağlıklarında ailelerine ‘Vefat edersem beni cemevinden kaldırın’ diye vasiyet ediyorlar. Aileleri de vefatlarının ardından vasiyetleri gereği bize getiriyor.
Biz cenazesinin Alevi mi Sünni mi olduğuna bakmayız. Gerekli bütün hizmetini yaparak hakka uğurlama erkanını yapıyoruz.
“Cenaze merasiminin baştan sona Türkçe olması da etkiliyor”
Zeytinburnu’ndaki Erikli Baba Cemevi Dedesi Binali Doğan, kendi cemevlerinde cenaze namazlarının tamamen Türkçe kılındığını belirterek bu durumun insanları olumlu etkilediğini savundu.
Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”16 senedir burada görev yapıyorum. Sünni vatandaşlardan da Alevi cenazelerine gelen birçok insan oldu. Cenazeye katıldıktan sonra gördükleri karşısında çevrelerine veya bizlere ‘Ben de vefat ettiğimde cenazem Erikli Baba’dan kaldırılırsa mutlu olurum’ diyenler veya vasiyet edenler oluyor. Vasiyetlerinin ardından bizzat benim kaldırdığım cenazeler de oldu. Örneğin dört yıl önce aydın görüşlü Sünni bir öğretmen vefat etmişti. Vefatının ardından eşi gelerek, ‘Biz Sünni’yiz ancak eşim cenazesinin cemevinden kaldırılmasını vasiyet etti. Mahsuru var mı?’ diye sordu. Biz gelen cenaze Alevi mi Sünni mi diye sormuyoruz. Önemli olan sadece rızalık olmasıdır.”
“Aleviliği yakın bulan, sağlığında Alevilerle iç içe olan kişiler”
Esenyurt’ta bulunan Erenler Cemevi Dedesi Ali Ekber Çari de bizzat kendisinin cenaze namazını kıldığı Sünni kökenli birkaç kişinin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
Bu cenazeler genellikle Alevi inanışını kendine yakın bulan, sağlıklarında da Alevilerle iç içe olan kişilere aitti.
Sağlıklarında arkadaşlarına ve çevrelerine vefat edersem cenaze erkanım cemevinde yapılsın diye vasiyet etmişlerdi. Biz de cenaze erkanlarını yaptık.
“Sünni laik kesim daha ziyade böyle bir yöneliş içinde kısmen”
Alevilik üzerine araştırmaları ve kitapları bulunan İlahiyatçı Mustafa Cemil Kılıç da Sünni olup cenazesi cemevinden kaldırılan çok kişinin olduğunu kaydederek, “Dana ziyade Sünni seküler laik kesim böyle bir yönelişin içinde” dedi.
“Tarihsel gerginliğin azalmasının sonucu”
Kılıç, bunun nedenini şuna bağladı:
”Son yıllarda Aleviliğin meşruiyet kazanması, cemevlerinin açılması, Aleviliğe dair birçok haber yapılması, sağcı siyasetçilerin de cemevlerine gitmesi psikolojik rahatlamaya sebep oldu. Tarihsel gerginliğin biraz daha azaldığı kanaatindeyim. Oluşan atmosferin de etkisiyle seküler Sünni kesim rahatladı. Daha önce ürküyorlardı. Eskiden Aleviliğe ılımlı baksalar bile dışlanırız diye korkuyorlardı. Yaşanan süreç o kaygıları en aza indirdi.”
“Cenazelerin illaki bir mabetten kaldırılması gerekmiyor”
Kılıç, gündemdeki tartışmaya da değinerek bir cenazenin mutlaka bir camiden, cemevinden ya da bir mabetten kaldırılmasının gerekmediğini belirterek, “İnsanın evinin önünden de ya da bahçeden de kaldırılır. Cenaze mutlaka camiye ya da bir cemevine uğrasın gibi kanaat var ama İslam tarihinde cenaze illaki mabede gidecek diye bir şey yok” dedi.
“Alevi ve Sünni cenaze namazında fark yok”
Araştırmacı yazar Müfid Yüksel de Alevilerin kıldığı cenaze namazı ile Sünnilerin kıldığı cenaze namazı arasında fark bulunmadığını bu nedenle cenazelerin cemevinden kaldırılmasında da mahsur olmadığını söyledi.