‘Yoğun bakımdaki Covid-19 hastalarının çoğu Batılı olmayan göçmenler’ açıklaması tartışma yarattı
Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, koronavirüs salgını ağırlıklı olarak göçmenlerin ve düşük gelirlilerin yaşadığı, sosyal ve ekonomik açıdan zayıf olan bölgelerde daha sert biçimde hissediliyor.
Araştırmayı yapan Amsterdam Üniversitesi Tıp Fakültesi Yoğun Bakım Ünitesi Şefi Prof. Dr. Armand Girbes, ülkede dört büyük kentteki yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastaların büyük bölümünün Batılı olmayan göçmenlerden oluştuğunu açıkladı.
Prof. Dr. Armand Girbes’in açıklaması, siyaset ve bilim çevrelerinde tartışma yarattı.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Rotterdam’daki Erasmus Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Ernst Kuipers, Hollanda Televizyon’una (NOS), Girbes’in araştırmasının kendi hastaneleri için geçerli olmadığını söyledi.
Amsterdam, Utrecht, Rotterdam ve Lahey’deki bazı hastanelere göre de, böyle bir sonuca varmak için henüz erken.
Utrecht’teki Diakonessenhuis Hastanesi, “Yoğun bakımdakiler sadece yoğun bakım hastası” diyerek etnik ayrımı reddetti.
Breda kentindeki Amphia Hastanesi de, hasta mahremiyeti nedeniyle bu sorulara yanıt vermediklerini vurgulayarak, hastaların etnik kökeni ile ilgili kayıt tutmadıklarını açıkladı.
‘Amacım etnik ayrımcılık değil’
Prof. Dr. Armand Girbes ise amacının etnik ayrımcılık değil, Hollanda devletinin bu hastalara yeterince ulaşıp ulaşamadığı sorusunu gündeme getirmek olduğunu vurguluyor.
Girbes’e göre, birçok hastane, korona hastalarının çoğunlukla göçmenlerden oluştuğunu söylemekten çekiniyor. Bu konunun tabu olarak görüldüğünü belirten Hollandalı uzman, araştırmasını yayınlamadan önce birçok kişiden görüş aldığını vurguluyor.
Türkiye ve Fas kökenli göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Utrecht ve Dordrecht kentlerindeki bir dizi hastane, AD gazetesine, Girbes’in elde ettiği sonuçları doğruladı. Bu kentlerde yoğun bakım servislerindeki korona hastalarının büyük çoğunluğunu, Batılı olmayan göçmenlerden oluşturuyor.
‘Salgın göçmenler arasında daha yaygın’
Hollanda’da yayın yapan RTL Televizyonu da, 4 büyük kentte ağırlıklı olarak göçmen ve düşük gelirli kesimlerin yaşadığı 39 mahalledeki enfeksiyon ve test sonucu rakamlarını araştırdı.
Elde edilen veriler, salgının göçmenler arasında daha yaygın olduğunu ortaya çıkardı. Göçmen kökenli ya da düşük eğitim ve gelire sahip aileler enfeksiyondan daha ağır biçimde etkileniyor.
Olağanüstü sağlık eşitsizlikleri uzmanı Prof. Dr. Maria van den Muijsenbergh, “Olumsuz yaşam koşulları nedeniyle her türlü hastalığa yakalanma riski daha yüksek olan birçok insanın bu mahallelerde yaşadığını biliyoruz. Buna korona da dahil” diyor.
Hollandalı profesöre göre, buralarda insanlar birbirine daha yakın ve aynı çatı altında daha kalabalık halde yaşıyor. Evden çalışmanın mümkün olmadığı mesleklerde daha fazla yer alıyorlar. Bu nedenle salgından daha az korunabiliyorlar.
Van den Muijsenbergh, bu mahallelerde yaşayanlarda obezite veya kalp ve damar rahatsızlıkları gibi hastalıkların da daha fazla görüldüğüne işaret ederek, bu nedenle koronavirüsün daha korkutucu hale geldiğini vurguladı.
Epidemiyolog Arnold Bosman için de, göçmen ve yoksulların yaşadığı mahallelerin koronavirüs tarafından saha sert vurulması şaşırtıcı değil.
Bosman’a göre, mali kaygılar insanları daha az korumalı hale getiriyor. Hollandalı epidemiyolog, “Örneğin hükümet ağız maskesi takmayı tavsiye ediyor ancak bu pahalıya mal oluyor ve bu yüzden insanlar bu tavsiyeye uymuyor” diyor.
Rotterdam’da Türkiye, Fas ve Surinam kökenlilerin ağırlıklı olduğu Feijenoord semtindeki aile hekimi Yolanda Jansen, yoksul ve zenginler arasındaki farkın giderek açıldığını, özel aracı olmayan düşük gelirli korona hastalarının, uzaktaki test merkezlerine gidemediğini söylüyor.
Jansen’e göre sık sık değişen korona kuralları nedeniyle, birçok hasta bu önlemlere uymuyor. Hollandalı hekim, tüm uyarılara rağmen düşük gelir gruplarının maskesiz ve hapşırarak sağlık merkezlerine geldiklerini belirtiyor.
RTL’nin araştırmasına göre, elde edilen rakamlar, vakaların yoğun olduğu göçmen ve düşük gelir gruplarını barındıran mahallelerde yaşayanlar daha az test edildiğini ortaya koyuyor.
Salgının birinci dalgasının yaşandığı Mart-Haziran arasındaki döneminde hayatını kaybeden Hollandalıların oranı yüzde 38’ken Türk, Faslı ve Surinamlılardan oluşan Batılı olmayan göçmenlerde bu oran yüzde 47 olarak belirlendi. Polonya ve Romanya gibi Doğu Avrupa kökenliler arasında ise koronavirüse bağlı ölüm oranı yüzde 49 olarak gerçekleşti.
Wilders, ‘ırkçılık ve salgını kullanarak ayrımcılığı körüklemekle’ suçlandı
Ana muhalefetteki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Batılı olmayan göçmenlerin yoğun bakım servislerini meşgul etmesi nedeniyle Hollandalı hastaların, yeterince sağlık hizmeti alamadığını savunmuştu.
Wilders’in Türkiye ve Fas kökenli göçmenleri işaret ederek, Twitter hesabından yaptığı “Yoğun bakım servisleri esas olarak bizim dilimizi konuşmayan ve kurallara uymayan Muhammed ve Fatima tarafından meşgul edildiği için Henk ve Ingrid’in kanser, kalp yetmezliği veya diğer hastalıklarla ilgili tedavileri yeniden erteleniyor mu? Bu doğru mu?” açıklaması tepkiyle karşılanmıştı.
İktidar ve muhalefet partilerinin büyük bölümü, Wilders’i ırkçılık ve salgını kullanarak ayrımcılığı körüklemekle suçlamıştı.