Tok ama aç gibi, mutsuz ama keyifli gibi serpiştirilmiş hayatlar
Viyana’da yaşayan göçmenlerin restoranda yemek yeme kültürü son on yılda doruk noktasına çıktı. Talep yoğun olunca, Türkiye şablonculuğu devreye girerek, önce açık büfe sonra “Serpme kahvaltı’’ diye bir kültür gelişti.
Dünyada gıda israfının büyüklüğü yaklaşık 1,3 milyar ton. Dünyada 821 milyon insan ise açlık sınırında yaşıyor. 1,3 milyar ton israf edilen gıda 821 milyon insanı 3 defa doyurabilir.
Türkiye’de başlayan birkaç yıldır Viyana Gastronomi sektöründe de görülen “Serpme kahvaltı’’ diye bir kültür gelişti.
Viyana’daki Türk restoranlarında sadece gösteriş olsun diye masalar, hiç dokunulmadan kaldırılacak ve sonrasında çöpe atılacak yiyeceklerle donatılıyor…
Üzücü olan ise, serpme kahvaltı kültüründen dolayı yüksek miktarlarda bir israfa sebep olunduğu, hem müşteriler hem de işletmeciler tarafından bilinmesidir.
Davranış Bozukluğu
Bilim insanları, ihtiyacından fazla tüketmek, daha doğrusu tüketmeden atık çoğaltmanın, davranış bozukluğu olduğuna işaret ederken, bu davranış bozukluğunu serpme kahvaltılarda görmenin mümkün olduğuna vurgu yapıyor.
Tamamen görselliğin esaretinde, fark edilmek isteyen ancak bunu kendi becerileriyle başaramayan zihinler, ihtiyaçtan fazla gıdalarla, ihtişam yaratma havası, işletmecilerin kasasını doldururken, müşterilerin ise egosunu geçici olarak tatmin etmektedir.
Görgüsüzlük mü?
Viyana ve çevresinden özel olarak kahvaltı yapmak için bir araya gelen insanlar, aile, akraba ve dost gibi kavramları pekiştirirken, diğer yandan bilerek veya bilmeyerek, sadece sosyal medyada fotoğraflarını paylaşmak için masalarını gereğinden fazla donattıkları görülmekte.
Bu durum, sosyal medyanın ‘’fark edilme’’ hastalığıyla “görgünün” yerlerde sürünmesine, israfın had safhaya çıkmasına neden olmakta.
Kahvaltı adı altındaki saatler süren göstermelik toplum seremonisine dönen Serpme Kahvaltı modası önü alınamaz bir hızla tüm insanları etkisi altına alarak, büyük bir israfın oluşmasına da sebebiyet vermekte.
Tok Ama Aç Gibi Davranmak
Göçmenler nezdinde dışarıda yemek yeme kültüründe, son on yılda bir değişim söz konusu.
Gelinen aşamada, tüketim çılgınlığı ve aşırı kâr hırsı- rekabet, işletmeleri çeşitli arayışlara sürüklüyor.
İşletmelerin arasındaki rekabetten doğan ve Türkiye gastronomisinden şablonculuk; tok ama aç gibi, mutsuz ama keyifli gibi serpiştirilmiş hayatlar oluşmasına sebebiyet veriyor.
Açık büfe kültürünün eskisi gibi rağbet görmediği düşünülürse, serpme kahvaltı israfı da belirli bir süre sonra bitecek. Ancak “fark edilme” hastalığı yeni bir biçimde ve şekilde bu insanların hayatlarında hep var olmaya devam edecektir.
Belkide yapmamız gereken, yeteceği kadar sipariş vermektir.
Şu sözler içinde bulunulan durumu çok güzel ifade ediyor ve bizlere güzel bir perspektif sunuyor: ‘’Yediklerinizin fotoğrafını değil, yediklerinizi paylaşmak erdemliktir” […]’’ |©DerVirgül