Yorum | Hepinizin, Kendisini Ajan Sanan Şizofren Tanıdıkları Olmuştur

‘’Kendisini ‘devletin gizli ajanı’, ‘İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sağ kolu’, ‘özel harekatçı’ gibi gösteren bir kişi, birlikte olduğu kadını ve ailesini tehdit etti, paralarını aldı, sömürdü.’’ Çevremizde buna benzer, kendisini gizemli, gizli işlerin insanı olarak göstermek isteyen ne kadar çok insan var. Biraz düşünüce buldunuz o kişiyi- evet işte onlardan bahsediyor bu haber…

Yorum | Hepinizin, Kendisini Ajan Sanan Şizofren Tanıdıkları Olmuştur

Adem Hüyük  

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la fotoğraf çekilen bir kişinin, kendisinden ayrılmak isteyen sevgilisini ve ailesini “Devletin gizli ajanıyım” diyerek tehdit ettiği öğrenildi. 

Hürriyet’ten Fatih Çekirge‘nin haberine göre, eski sevgilisine ölüm tehditlerinde bulunan şahıs, kadının ailesini de tehdit yoluyla dolandırarak para ve altınlarını aldı. 

Kadın ve ailesinin şikayetleri üzerine, “Öldürürüm seni, devlet benden vazgeçmez, Cumhurbaşkanı beni sever. Üstünü örterler” şeklinde tehditlerde bulunan şahısla ilgili olarak Bakan Soylu’nun devreye girdiğini ve şahsın gözaltına alındığını belirten Çekirge’nin yazısının ilgili kısmı şu şekilde: 

Gece yarısı Sevgi’nin kapısı çalar. 

Sevgi kapıyı açar ki… En iyi arkadaşı V.Ç. Hemen içeri girerler. 

V.Ç: “Çok korkuyorum Sevgi…” 

Sevgi: “Yine mi o alçak?” 

V.Ç.: “Evet, canıma tak etti. Beni tehdit etti. Ondan ayrılırsam ailemi yok edecekmiş.” 

Sevgi: “Yeter artık! Öyle de acı böyle de acı… Polise bildirmelisin. Bu devlet bu kadar kötü olur mu ya…” 

V.Ç.:“Ya en son bir video gösterdi ki… Cumhurbaşkanımızla telefonda arkadaş gibi konuşuyorlar. Öldürecek beni bu…” 

Sevgi: “Bıktım artık. Ben bildireceğim.” 

2 TEMMUZ 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun özel kalemi, sabah gelen bir raporu bakana verir: 

“Sayın Bakanım, V.D. isimli şahısla ilgili bir şikâyet söz konusu. Müşteki genç kız, kendisini sizin sağ kolunuz olarak tanıtan bir kişi tarafından tehdit edildiğini, zorla alıkonduğunu bildiriyor. Telefonu da şudur.” 

Aynı gün V.Ç.’nin cep telefonu çalar: 

– “V. kızım, siz misiniz? Ben Süleyman Soylu…” 

Sessizlik… 

– “Allah’ım yine mi?” 

– “Kızım, ben Süleyman Soylu’yum. Sizin şikâyetiniz ulaştı…” 

Genç kız bakanı sesinden tanır… 

– “Allah’ım… Nihayet… Sayın Bakanım, hayatım gitti. Ailemiz perişan. İstanbul’dan Bolu’ya kaçtım. Çok korkuyorum.” 

– “Merak etme kızım. Ben bakıyorum.” 

3 Temmuz 

Soylu’nun aynı anda verdiği talimat üzerine polis harekete geçer… Ve aynı gece sabaha karşı 05.30’da sahtekâr tehditçi V.D.’nin evinin kapısı çalar: 

“Açın kapıyı, polis!” 

Kapı açılmayınca çilingir çağrılır ve V.D. isimli sahtekâr kıskıvrak yakalanır. Evde yapılan aramada çakar lambalar, megafon, sahte kimlikler, sahte araç kartları çıkar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la konuşmasını içeren videonun ise montaj olduğu ortaya çıkar. 

Bir genç kızın hayatını zehir eden, ailesini perişan eden, parasını, altınını çalan sahtekâr çıkarıldığı mahkemede tutuklanır. 

‘Adımızı kullananları yakalıyoruz, yeter ki bize bildirsinler’ 

Bu olayı öğrendikten sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordum: 

“Sayın Bakanım, feci bir olay bu… Bu tür durumlar çok oluyor mu?” 

“Evet, ne yazık ki böyle sahtekârlar çıkıyor. Yüze yakın vaka yakaladık.

Kamuya açık alanda gelip bakanlarla fotoğraf çektiriyor. Tabii biz de o toplantılarda fotoğraf için gelenlere hayır demiyoruz.

Cumhurbaşkanımızın adını kullananlar var. Ama bunların hepsini yakalıyoruz.

Yeter ki mağdur olan vatandaş bize bildirsin. 7/24 bu ihbarları takip edip sonuçlandırıyoruz. İşte bir genç kızımızın ve ailesinin yaşadığı mağduriyet. Nihayetinde kurtuldu.” 

Evet, arkadaşlar… 

Bir sahtekâr manyağın bir genç kızımıza ve ailesine yaşattıklarının hikâyesi… 

İşte buradan bizzat bakan açıklıyor: 

Kim böyle bir mağduriyet yaşıyorsa bildirsin… 

Yorum | Devlet Meselelerinde Herkes Gizemli  

Bu haber, mesleğim gereği her çeşit insanla görüşmelerimden, gülüp geçtiğim ama ciddi bir sorunu aklıma getirdi.  

Hiç unutmam: Viyana’da Devlet dairesinde alt pozisyonda görev yapan birisinin, aslında o dairenin gizli gücü olduğunu ima etmesi, aşağılık kompleksinin bir yansıması olarak, kaldı aklımda.  

Bir vatandaşımız, – ’’Sen gazeteciminsin? Türkiye’den gelen devlet büyüklerimiz bana muhakkak uğrar. Geldiklerinde seni arayım tanışırsın.’’ demişti.  

Bir gazeteci devlet büyükleriyle neden tanışmak istesin ki?

Zaten bir konu hakkında bilgi alacaksa, sorularını sorar, görevlilerde konu hakkında açıklama yapar veya yapmaz. Her iki durumda da gazeteci bunu haber yapar.  

Son günlerde en çok duyduğum söz ise Viyana sokak olaylarıyla ilgili olarak, ‘’bu olayların arkasında derin devlet var’’ teorisi olmuştur.  

Peki hangi derin devlet diye sorduğumda, Hem Avusturya, Hem de Türkiye olduğu yanıtı gelmekte.  

Birde en popüler olanı ise ‘’Birileri düğmeye bastı’’  

Yok kardeşim, kendiliğinden gelişti ve önü alınamadı. Hepsi bu (…) desende nafile. 

Derin devlet söylemi, hayatımıza dizlilerle girmiş, mafya aslında devleti için de çalışabilecek bir yapılanma olduğu vurgusu yapılarak, mafya liderleri kahraman gösterilmiştir.  

Övünecek hiçbir becerisi olmayan kişiler, bu kurgu içerisinden kendilerine en yakışanını, kendilerine göre seçmiş ve o misyona dört elle sarılmıştır.

Artık mafya tarzı bir bakış acısıyla vatan-millet kurtarmanın, (kendi çerçevesinde) peşine düşmüştür.

O çerçevede, mahalle kahvesi ve sosyal medyadan öteye gidememiştir. (Allahtan gidemiyor) 

Bu insanlar nasıl davranır? 

Akışta bazen hızlanma, bazen kopmalar, bazen de duraklamalar olur.

Bunlar konuşmalara yansıyabilir.

Karışık, anlaşılmayan konuşmalara dönebilir.

Düşüncelerin çocukça olması, büyüsel olması gibi özellikler olabilir.

Ama bunlar şizofreni hastalarının düşüncelerinin saçma olduğunu göstermez.

Kendi içinde anlamlı bağlantıları olabilir.  

Sadece haber başlıklarını, kitap isimlerini okuyarak, içeriliğe ulaştıklarını sanırlar.

İşte bu da onların en büyük aptallıkları olmuştur.  

Tek merkezlidirler.

Beyinlerinde kurdukları olay ve gelişmeleri ve hatta neden-sonuç ilişkilerinde mutlak doğruluk olduğuna inanır ve inandırmak isterler.  

Sen cümleyi bitirdi diye düşünürken, o aslında kocaman bir virgül koyarak, senden gelecek reaksiyonla sözlerine devam edecek ham maddeyi pekiştirmeye çalışır.  

Çevrenizde var olan bu insanlardan uzak durun.  

Zira komplo teorileriyle sizin olan tüm enerjinizi alarak, hiç edecektir. |virgül  

Yayınlama: 06.07.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.