Yorum | Ticaretin ve Salgının Önü Açıldı
Salzburg Ticaret Odası (WKÖ) Başkanının, ‘’maske, çalışanları ve de müşterileri pratik ve psikolojik olarak etkiliyor. Buda alışverişi olumsuz etkiyor’’ demesinden sonra, Avusturya Hükümeti maske takma zorunluluğunun kapsamını daraltarak, ticaretin ve salgının önünü açtı.
Adem Hüyük
Avusturya Hükümeti’nin 15 Haziran’dan itibaren maske takma zorunluluğunda gevşemeye gitmesinin ardında yatan gerçek, ekonominin canlanması mı?
Yoksa gerçekten vaka sayısının ve bulaşma rakamlarının istenilen alt seviyeye ulaşması mı?
Dünya Hükümetlerinin kısıtlamaları ‘kontrollü bir şekilde gevşetilmesi’ dedikleri şey, sürü bağışıklığı sistemine kontrollü geçiş mi?
Vaka sayıları azalmaya devam ettiği söylenmesine rağmen, tüketicinin güveni normalleşmiyor, bu da talebin düşük kalmasına neden oluyor.
Bu yüzden mağazalar açılmış olsa da umulan ekonomik canlanma bir türlü başlamıyor.
15 Mayıs’tan sonra özellikle gastronomi sektörünün açılmasıyla, mağazaların dolup taşacağı beklentisi rakamlara yansımayınca, ticaret odaları durumdan hoşnutsuzluğunu ticaret alanlarındaki zorunlu güvenlik önlemlerine bağlayarak dile getirdi.
Salzburg Ticaret Odası (WKÖ) Başkanı, alışveriş alanlarında maske zorunluluğunun kaldırılmasını isteyerek, bunun çalışanlar ve müşterilerde yarattığı pratik ve psikolojik etkilerinden söz etti.
Akıbetinde, hükümet 15 Haziran’dan itibaren maske zorunluluğunda gevşemeye gitti.
Ekonominin canlanması için insan sağlığı hiçe sayılabilir mi?
Bu ilk bakışta mümkün değil olarak görülse de, ülkelerin salgın karşısında geç kalınmışlıkları, aslında ekonominin en az zararla devam etmesini istemekle bağlantılı bir davranış biçimidir.
Bunu açıkça itiraf etmeleri bilinen nedenlerle mümkün değil. Daha hastalığı atlatanların bağışıklık kazanıp kazanmadıklarını, ne kadar süreyle bağışıklık kazandıklarını bile bilmiyoruz.
Bu yüzden en doğru olan, hükümetlerin hastalığın insanların çoğuna bulaşmasından önce aşının bulunmasını umarak, sessiz ve sakince hedefleri doğrultusunda ilerlemeleri.
Tabi ticaretin, daha doğrusu sermayenin etkisinde kalmadan.
Diğer yandan kimsenin dillendirmediği ama bariz bir şekilde sorunların kaynağı olarak görülen sağlık sisteminde, ne gibi yenilikler planlanıyor?
Daha dün Romanya’dan yüzlerce hemşire statüsünde hasta ve yaşlı bakıcı getirildi.
Sağlık sisteminde çalışma koşulları ve ücret meselesinde kayıtsız kalan hükümet, salgın döneminde hayati önem taşıyan sağlık emekçilerinin sorunlarını, salgından sonra görecek mi?
Yaklaşık 40 bin sağlık sektörü çalışanının, çalışma koşulları ve ücret yetersizliğinden dolayı başka mesleklerde çalışmak zorunda olduğu bir ülkede, bundan sonraki süreçte salgınla mücadele veya salgına karşı hazırlıklı olma söylemleri ne kadar doğruluk payı taşır?
Unutmayalım, virüs hala aramızda.
Aşı bulunana kadar ikinci bir dalga yaşanması riskini ancak herkes çok dikkatli olursa ve sosyal mesafe kurallarına uyarsa azaltabiliriz.|virgül
© Bild: virgül