Koronavirüs | Erkekler neden daha dirençsiz?

Avrupa’da yapılan bir araştırma, erkeklerin COVID-19’a karşı kadınlara oranla neden daha az dayanıklı olabileceğine ilişkin bulgular ortaya koydu.

Koronavirüs  | Erkekler neden daha dirençsiz?

European Heart Journal dergisinde yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, bunda kanda bulunan enzimlerden ACE2’nin erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek seviyede olması rol oynuyor olabilir.

Koronavirüs, hücrelere sızabilmek için ACE2’ye ihtiyaç duyuyor.

Araştırmada, kalp yetmezliği, diyabet veya böbrek hastalıkları için kullanılan, ACE inhibitörleri olarak bilinen ilaç grubunun ise ACE2 seviyesini artırarak hastayı koronavirüse karşı daha dirençsiz hale getirdiğine yönelik bulguların olmadığı belirtildi. 

Bilim insanları, enfeksiyonlara karşı kadınların bağışıklık sistemlerinin erkeklerden daha güçlü ve dayanıklı olduğunu belirtiyor.

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sonrası özellikle Çin’de hayatını kaybedenler arasında çok daha fazla erkek olması bu konuyu bir kez daha gündeme getirdi.

Koronavirüs ve yol açtığı üst solunum yolları enfeksiyonu Covid-19 şimdiye kadar sayılı vaka dışında çocuklara ölümcül bir zarar vermedi ancak bağışıklık sistemi zayıf olan orta yaşlı ve yaşlı çok sayıda insanın canını aldı ve hala daha ciddi risk oluşturmaya devam ediyor.

Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından yayınlanan ve virüsle ilgili şimdiye kadarki en geniş araştırma olan raporda öne çıkan olgulardan biri, erkeklerin kadınlara oranla çok daha savunmasız olduğunun görülmesi oldu. Erkekler ile kadınlara aynı oranda virüs bulaştığı tespit edilirken erkeklerde ölüm oranı yüzde 2,8, kadınlarda ise yüzde 1,7 oldu.

Covid-19 öncesi SARS ve MERS salgınlarında da erkekler kadınlara oranla daha yüksek şekilde etkilenmişti.

Hatta Annals of Internal Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, 2003 SARS salgını sırasında virüs bulaşan insan popülasyonunda kadın sayısı daha fazlaydı, ancak erkeklerin ölüm oranı kadınlara göre yüzde 50 daha yüksekti.

MERS salgınında da sonuç farklı değildi.

Virüs bulaşan erkeklerin yüzde 32’si hayatını kaybederken kadınların yalnızca yüzde 25,8’i yaşamını yitirdi. 1918 yılında yaşanan ve milyonların ölmesine neden olan büyük tifüs salgınında da ölenler arasında erkeklerin daha fazla olduğu kaydediliyor.

Erkeklerin bağışıklık sistemi neden daha zayıf?

Pek çok uzman bazı erkeklerde biyolojik durumun, bazı erkeklerde ise yaşam tarzı seçimlerinin rol oynadığını düşünüyor.

Özellikle erkek egemen toplumlarda, erkek cinsinin daha fazla sorumluluk ve daha fazla stres altında olduğuna dikkat çekiliyor.

Dünyadaki erkek nüfusun daha çok sigara içiyor olması, fiziken daha ağır işlerde çalışması, doktora görünme isteksizliği ve kadınlara oranla diyet seçimlerine daha az önem veriyor olmaları gibi unsurların da bu sonuçta etkili olduğu varsayılıyor.

Örneğin koronavirüs özelinde 4 bin 21 vaka üzerinde yapılan bir başka çalışma da erkeklerin kadınlara oranla hastaneye çok daha geç gittiğini, bu sebeple hastalığın daha ileri safhasında teşhis konulduğunu gösteriyor. Bu da elbette kurtulma şansını oldukça düşüren bir etken.

Erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek düzeyde “bana bir şey olmaz” görüşünün hakim olduğuna inanılıyor.

Kadınlık hormonlarının avantajı ve dezavantajı

Bir başka hipotez, neslin devamını sağlayabilmek adına kadınların bağışıklık sisteminde henüz anlaşılamamış olan bir hayatta kalma avantajının yerleşik olduğu.

Bu farkın kadınlık hormonu olan östrojen ile alakalı olabileceği düşünülüyor. Kadınların genlerinde iki X kromozomu taşıyor olmaları ve bu ek X kromozomun bağışıklıkla ilgili bazı genleri taşıyor olması da yine nedenler arasında görülüyor.

ABD’nin Iowa Üniversitesi Mikrobiyoloji Bölümü uzmanları yaptıkları araştırmalarda östrojen hormonu bloke edilmiş ve yumurtalıkları alınmış dişi farelerin SARS virüsüne maruz kaldıklarında çok daha hızlı ve kolay şekilde öldüklerini tespit etti.

Ayrıca kadınların aşılara daha iyi karşılık verdiği ve aşı sonrasında daha iyi hafızaya sahip bir bağışıklık sistemi geliştirdiği belirtiliyor.

Ancak, bu avantajın beraberinde getirdiği en büyük dezavantaj kadınların romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklara daha açık olmaları.

Günümüzde otoimmün hastalıklara sahip olan kişilerin yüzde 80’inin kadın olduğuna dikkat çekiliyor.

© Bild: virgül 

Yayınlama: 11.05.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.