‘’Viyana Giderse Her Şey Gider’’
Avusturya’nın kalbi Viyana, sonbaharda başkanını seçecek. 1945 yılından beri başkenti yöneten Sosyal Demokratlar (SPÖ), genel seçimlerden aldıkları yenilgi nedeniyle, Viyana’da işi şansa bırakmayacak gibi.
Saadet Akın|Viyana
Avusturya’nın Başkenti Viyana’da, sonbahara doğru eyalet seçimleri (belediye seçimleri) yapılması planlanıyor.
2019 Erken Genel Seçimlerinden oy kaybederek çıkan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ), Viyana’da kesin kazanacak gibi görünse de, işini şansa bırakmak istemiyor.
Çünkü eyalet meclisinde mutlak çoğunluğu kaybetmiş olması bile, SPÖ için bir prestij kaybı olarak görülmektedir.
SPÖ, Viyana’da 1945’ten bu yana sürekli Belediye Başkanlığını aldı.
Sadece üç kez (1996, 2010 ve 2015) seçimlerinde mutlak çoğunluğunu kaybetti.
Buna ek olarak, her ilçede en az bir kez ilçe yöneticisi atadı. Şu an, Viyana Belediye Başkanı ve Valisi görevini Michael Ludwig yapmakta.
Dün Viyana 10. Bölge ‘’Favoriten’’ SPÖ ilçe örgütünün sokak çalışması esnasında, sosyal demokratlara bazı sorular yönelttik.
Viyana’nın ayazlı günlerinde, yoldan geçenlere kahve ikram eden partililer, ‘’Viyana’yı kaybedersek her şey gider’’ diyordu.
SPÖ Favoriten ilçe örgütünden, Nikola Poljak ile soğuk havada, sıcak bir söyleşi yaptık.
Poljak, Hırvatistan uyruklu.
Durum böyle olunca, ilk konumuz, SPÖ içerisindeki yabancı kökenli sosyal demokratlar olacaktı.
Öteden beri tartışılan, sosyal demokrat olmadığı halde, SPÖ listelerinden aday gösterilen göçmenlerin, partiye kısa vadede oy kazandırırken, uzun vadede partiye zarar verdiği fikrinde Poljak.
Poljak, kendisinin SPÖ içerisinde yürüttüğü faaliyetlere, Balkan ülkelerinde yaşanan sorunları taşımadığını, şayet taşınacaksa bile, bunun sosyal demokrat normlar çerçevesi içerisinde yapılması gerektiğine inanıyor.
‘’Ben Avusturya Marksizm’ine İnanıyorum’’
Favoriten ilçe örgütünde aktif faaliyet gösteren Poljak, SPÖ’nün ideolojik temellerini oluşturan “Avusturya Marksizmi’ni’’ savunduğunu söylüyor.
Poljak , ‘’Viyana’yı SPÖ kaybederse, bütün göçmenler kaybetmiş olacak, belediye evleri özelleştirilecek, toplu taşıma daha pahalı olacak, şehrin dokusunda, sosyal dağılım adaletsiz bir biçimde yapılacak.
Belediye evleri özelleştirildiğinde, sıradan bir işçi 19-18. Bölgelerde ev kiralaması imkansız hale gelecek.
Ve daha nice imkanlar kaybolacak. Göçmenler geldikleri ülkelerin siyasi alışkanlıklarını bir kenara bırakarak, Avusturya’da, Avusturya şartlarına uygun siyaset üretmelilerdir.’’ dedi.
SPÖ, Genel Seçimlerde aldığı yenilgiyi tekrar yaşamak istemeği görülüyor.
Bu nendenle çalışmalarına erkenden başladı.
Editörün Notu: SPÖ ve Avusturya Maksizm’i “Austromarxismus‘‘
Karl Renner, Otto Bauer ve Max Adler gibi seçkin düşünürler tarafından temsil edilmiş ve Viyana’da konuşlanmış Marksist Düşünce Okulu olarak ortaya çıkmış, iki savaş arası dönemde, solun ve sağın çapraz eleştirileri altında Avusturya Sosyal Demokrasisinin siyaseti ve görünümüne denk düşmüş ve sonunda marksizmin uluslararası açıdan parlayan düşünsel merkezi konumuna gelmişti.
Avusturya marksizmi, hem siyasal felsefe hem de pratik siyasette, Marksizmin bekle ve gör politikasına (Attentisme) doğru sınıflandırılan determinist, fatalist yorumlanması olarak nitelendirilmiştir. |virgül