Viyana İşçi Odası’ndan Rojava’ya Destek Açıklaması
Viyana AK’da temsil edilen beş fraksiyonun girşimiyle Genel Kurul, Rojava’yla dayanışmasını deklere etti.
Avusturya’nın kendine özgü ve emek cephesinin federal cumhuriyetle yaşıt kurumlarından biri olan İşçi Meclisi’nin (Arbeiterkammer-AK) Viyana şubesi Viyana İşçi Meclisi (Arbeiterkammer Wien), 173. Genel Kurul Oturumu, 12 Kasım Salı günü gerçekleştirdi.
toterwinkel.at’nin aktardığı habere göre, Bu oturumda, Viyana AK’da yer alan beş sendikal fraksiyon, “Rojava’daki insanlarla dayanışma“ içinde olunduğunun açıklanmasını talep etti. Viyana AK’da temsil edilen toplam sendikal fraksiyon sayısı 12, temsilci sayısı ise 180.
“Rojava’daki insanlarla dayanışma“ çağrısında bulunan sendikal fraksiyonlar ise şunlar oldu: FSG (Sosyal Demokrat Sendikalar Grubu), AUGE / UG (Alternatif, Yeşil ve Bağımsız Sendikacılar), GLB (Sol Birlik Bloku), KOMintern (Komünist Uluslararası Sendikacılar) ve BDFA (Herkes İçin Renkli Demokrasi).
Bir açıklamayla Rojava’yla dayanışma içinde olunduğunun deklere edilmesini isteyen beş fraksiyon, 180 toplam temsilcinin 133’üne sahip. FSG 113, AUGE / UG 16, GLB 2, BDFA 1 ve KOMintern 1. Bu fraksiyonların girişimiyle yapılan açıklamada, Rojava deneyimini ortaya çıkaran ittifakın, sadece kendi topraklarını değil, bütün dünyayı İŞID’e karşı savunduğu; bu ittifakın başarılı olmasının da sadece bölge halkına değil, bütün dünyaya bir barış ve güvenlik ortamı sağladığı ifade edildi.
Hem Türkiye’nin bölgeye müdahalesinin, hem de onun desteklediği cihatçı örgütlerin, bu barış ve güvenlik ortamını ciddi bir risk altında bıraktığı dile getirildi.
“Türkiye’nin müdahalesinden Rojava’daki milyonlarca sivil etkilendi.
Basın ajansları, çok sayıda ciddi savaş suçları işlendiğiyle ilgili raporlar yayınlıyor. Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı Kürt siyasetçi Havrin Khalaf, Türkiye’nin desteklediği milisler tarafından öldürüldü”, denildi.
“Rojava sadece Orta Doğu için bir model değil”
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Federasyonu/Rojava’nın, Orta Doğu’daki demokratik bir sivil toplum için rol model olduğu belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: “2016’da Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Ermeniler barışçıl birlikteliklerini, özgürlük, adalet, saygınlık, demokrasi, eşitlik ve ekolojik sürdürülebilirlik arayışlarını ilan ettiler.
Sosyal bir sözleşmeyle otoriterizmden, militarizmden, merkezcilikten, halkla ilişkilerde dini otoritenin müdahalelerinden arınmış bir toplum yaratmaya karar verdiler.
Feminizm, ekoloji ve doğrudan demokrasi de bu sosyal sözleşmenin temel bileşenleridir.”
Bölgedeki doğrudan, taban demokrasi deneyiminin çok önemli ve değerli olduğunun altı çizilen açıklaması şöyle devam ediyor: “Rojava’da kararlar yerel düzeyde veriliyor.
Ekonomi, seçimlerle iş başına gelen belediye meclislerinin elinde.
Yüzlerce kooperatif kuruldu, arazinin dörtte üçü kamu hizmeti yönetimi altında.
Endüstriyel üretimin büyük kısmı, işçi konseyleri tarafından yönetilen şirketler tarafından organize ediliyor. Rojava, tabandan bir demokrasinin sembolüdür.”
Rojava’da ortaya çıkan deneyimle, 1920’lerin başlarında Viyana’da ağırlıklı olarak sosyal demokrat, yanı sıra komünist “işçi konseyleri”nin hayata geçirmeye çalıştığı fikirler arasındaki benzerliğe de vurgu yapılan açıklamada, “bu sosyal ve demokratik deney, gelecekte daha iyi bir dünya yaratma girişimidir ve korunmalıdır.
Bu nedenle, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Federasyonu/Rojava’daki insanlarla dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz”, denildi.
© Bild:virgül