7 yaşında evlat edindiği ‘kızın’ aslında 30 yaşında olduğu anlaşıldı

Hikaye, her ne kadar bu noktaya kadar çocuğa iyi davranmayan “üvey anne-baba” meselesine benzese de durum ilk başta görüldüğünden çok daha karmaşık.
Barnett ailesinin iddiaları 2009 yılında çekilen Evdeki Düşman (Orphan) filmini akıllara getiriyor.
Zira, Barnett’ler, Natalia’yı sekiz yaşında sanarak evlat edindiklerini ancak gerek doktor gerekse de mahkeme kayıtlarına göre, yaşının 30 olduğunu öne sürüyor. Ailenin iddiasına göre, boyu 1 metreden kısa olan Natalia cüce sendromundan muzdarip ancak hayatı boyunca insanları çocuk olduğuna kandırmayı başarmış.
Aile ayrıca, Natalia’nın yaşını ve gerçek kimliğini sorguladıkça agresifleştiğini ve yıllarca ölüm tehdidi altında yaşadıklarını söylüyor. Kristine Barnett, Natalia’nın kendilerini uyurken bıçaklamakla tehdit ettiğini, elektrikli çite itmek istediğini ve kahvesine çamaşır suyu koyarken yakaladığını iddia ediyor.

Ailenin Natalia ile hikayesi, Mayıs 2010’da Florida başladı.

Natalia’ya acil yuva aranıyordu
Aile Natalia’yı evlat edinmeye gittiğinde sistemde 4 Eylül 2003 tarihinde Ukrayna’da doğduğu, iki yıldır ABD’de olduğu ve bir önceki koruyucu ailenin gerekçe göstermeden aniden iade etmesi nedeniyle acil bir şekilde yeni bir yuvaya ihtiyaç duyduğu dışında pek fazla bir bilgi bulunmuyordu.
Barnett, “Kendisine acıdığım için olayı daha fazla deşmek istemedim. Natalia, çok tedirgindi. Çok fazla desteğe ve bakıma ihtiyacı olduğu belliydi. Daha henüz park yerindeyken yürümede zorluk çektiğini fark ettik. Oysa elimizdeki belgelerde bunu belirten hiçbir bilgi yoktu” dedi.
Aile, Natalia’yı eve aldıktan hemen sonra ona ilgi göstermeye başladı, Disney World’e tatile gitti ve ona sürekli zaman ayırdı.
Ailenin kafasında Natalia ile ilgili soru işareti yaratan ilk olay, plaja birlikte gittikleri ilk gün yaşandı:
“Oğlanlar hemen koşup denize girdiler ve Natalia, kendisini taşımamızı istedi. Michael ile ben o sırada çok yorgunduk ve biraz beklemesini istedik. Bunun üzerine Natalia ayağa kalktı, koşarak denize girdi. Mike’a ‘bu neydi böyle’ der gibi baktığımı hatırlıyorum. Az önce yürüyemeyecek durumdaydı, şimdi ise kalkıp koşmaya başladı.”
Kemik yoğunluğu testi yapıldı
Natalia’da aileye normal gelmeyen başka özellikler de vardı. Oyuncaklarla oynamak istemiyordu, ergenlerle takılıyordu ve konuşurken kullandığı kelimeler yaşının çok ötesindeydi.
Ayrıca Barnett, Natalia’nın regl olduğunu ve pedlerini saklamaya çalıştığını fark etti.
Aile, Natalia’nın söylenen yaştan büyük olduğuna dair şüphelerinin artmasının ardından kemik yoğunluğu testi yapılmasını istedi.
Test sonuçları, Natalia’nın söylediği yaştan en az 14 yaş daha büyük olduğunu ortaya koydu. Ailenin Natalia’nın gerçek kimliği ve yaşını daha çok sorgulamaya başlamasıyla, tavırları değişmeye başladı.
Barnett, 2011 yılına geldiklerinde Natalia’nın duvarlara kan sürmeye, ölüm tehditleri yapmaya ve bazı sesler işittiğini söylemeye başladığını aktarıyor.
Bunların üzerine Natalia, bir yılı aşkın bir süre bir klinikte psikiyatrik tedavi gördü. Barnett, 2012 yılında Natalia’nın kendisini elektrikli çitin üzerine itmeye çalıştığını söylemesinin ardından tekrar ama bu kez daha uzun vadeli tedavi altına alındı.
Barnett, bu tedavi sırasında Natalia’nın söylediğinden daha yaşlı olduğunu itiraf ettiğini öne sürüyor.
Barnett’in DailyMail ile paylaştığı belgelere göre, Ocak 2012’de Natalia terapistine 18 yaşında olduğunu söyledi ve Haziran 2012’de hastane çalışanları Natalia’nın kendilerine ailesini nasıl öldürmeye çalıştığını anlattığını aktardı.
Barnett’lerin aile doktoru Andrew McLaren, Mart 2012’de Natalia’nın 2003 yılında doğduğu bilgisinin kesinlikle doğru olmadığını ve hayatını küçük bir çocuk taklidi yaparak geçirdiğini belirtti. McLaren, aileye Natalia’nın hem kendisini hem aileyi hem de diğer doktorları kandırdığını söyledi.
Haziran 2012’de Barnett’ler mahkemeye başvurarak, Natalia’nın yaşının düzeltilmesini istedi. Mahkeme talebi haklı buldu ve Natalia’nın doğum tarihini 4 Eylül 1989 olarak saptadı. Böylece Natalia’nın yaşı mahkeme kararıyla 8’den 22’ye çıktı.
Bu kararın ardından aile, artık yasal olarak reşit olan Natalia’ya ayrı bir ev tuttu, sosyal güvenlik numarası çıkarttı ve sosyal yardım alması için başvuruda bulundu.
Ancak Natalia’nın sıkıntıları bununla bitmedi. Kısa bir süre sonra oturduğu evden çıkartıldı. 2013 yılında ise aile, otizmli çocuklarının okulu için Kanada’ya taşındı ve Natalia’nın izini kaybetti.

Aile Kanada’ya gitti, soruşturma açıldı
Ailenin en büyük endişesi Natalia’nın ilaçlarını almayı bırakması ve başka bir aileyi daha kandırıyor olmasıydı.
Bir süre sonra bu endişelerinin haklı çıktığını gördüler.
2016 yılında, Antwon ve Cynthia Mans çifti, Natalia’nın velayetini almak için mahkemeye başvurdu. Bunun olabilmesi için Natalia’nın reşit olmadığının ispat edilmesi gerekiyordu.
Barnett’ler, Natalia’nın reşit olduğunu belirterek, mahkemeye itiraz ettiler. Mahkeme, 2012’de Natalia’nın reşit olduğuna dair kararı onadı ve Mans çifti de velayet başvurusunu geri çekti.
Ancak daha sonra Barnett çifti hakkında Kanada’ya taşındıktan sonra üç yıl boyunca cüce sendromundan muzdarip bir çocuğu tek başına evde bırakarak, kötü muamelede bulunma suçlamasıyla soruşturma açıldı.
Kristine Barnett, geçen hafta içerisinde ABD’ye giderek teslim oldu. Tutuklandı ve 5 bin 500 dolarlık kefaleti ödemesinin ardından serbest bırakıldı.
Michae Barnett da yine aynı hafta içerisinde teslim oldu. Barnett da serbest kalmak için 5 bin dolarlık kefalet ödedi.
Barnett çiftinin davası bu hafta görülmeye başlandı./BBC Türkçe