Onun Adı Büşra
Farklı Olmak Bir Ayrıcalıktır: Türkiye’nin ilk Paralimpik kadın tenis oyuncusu ile Avusturya’da birkaç gün geçirmek.
Nazife Haskılıç
Avusturya’ya, Türkiye’yi temsilen, bayrağımızı dalgalandırıp, bizi gururlandırmak için geldi.
Ben kendisini kızım sayesinde, geçen hafta St. Pölten’de düzenlenen tenis turnuvasında tanıdım; ve burada kaldığı üç gün boyunca onunla ilgilenme ve misafir etme güzelliğini yaşadım.
Evet bedensel olarak farklı olabilir.
Ama, farklılık ona bir çok ayrıcalıklar kazandırmış, bu hayatta.
Nasıl mı?
Tenisle tanışınca, daha bir hayata bağlanmış ve azmedip zorluklara göğüs gererek bu seviyeye gelmiş.
Hayat önüne zorluklar çıkardıkça; o daha da hayata kafa tutup, bende varım demiş-hatta İngilizceyi bile, mecbur kaldığı için o kadar güzel öğrenmiş ki…
Bu zorlukları bana anlatırken, içim çok burkuldu.
‘’Aslında küçüklüğümde de çok içine kapanık bir çocuk değildim.
Annem her zaman her türlü ortama alıştırdı beni.
Gitar kursuna da gittim, tiyatroya da…
Pazara bile götürdü annem beni.
Bu çocuğun burada ne işi var!
Dediklerinde; o da sizin gibi insan, onun da yaşamaya, dolaşmaya hakkı var derdi.
Ama sokağa her çıktığımızda, bir engelle karşılaşırdık.
Buna rağmen, küsüp bir kenara çekilmedik.
Dışarı daha çok çıkmamız gerekiyordu ki, bizim de varlığımızdan haberdar olsunlar ve bazı şeylerin değişmesi gerektiğini fark edebilsinler.’’
Sonra fark ettim ki, Büşra kendisiyle çok barışık.
Ama barışık olmak istediği başka şartlar ve koşulların olduğunu tek tek sayıyordu: kaldırımlara yapılan rampalara park eden araçlar, asansörlerde öncelik vermeyen ‘engelsiz’ insanlar, engelli park alanlarına, engelli olmayan araçların park edilmesi…
Zaman geçtikçe, tabii ki bazı şeyler daha iyi oluyor.
Özellikle bizler, sosyal medyada bu sorunları dile getirerek, insanların daha bilinçli hale gelmeleri için uğraşıyoruz.
Fakat tam anlamıyla istediğimiz düzeyde değil diye de ekliyordu…
Avusturya çok hoşuma gitti dedi.
‘’Engellilere çok büyük kolaylıklar sağlanıyor.
Umarın benim ülkemde de, her şey bu şekil olur ve engellilerin yükü biraz olsun hafifler.’’
Büşra ile iyi vakit geçirdik.
Hayata kanser hastalığıyla başlangıç yapışını, geçirdiği sayısız ameliyatları, zorluklara ve imkansızlıklara rağmen, milli gururumuz oluşunu-bu hayatta bende varım derken dinlerken, hayatta gereksiz yere kafamıza taktığımız onca saçma şeyi düşündüm ve Büşra’nın karşısında utandım…
Onun turnuva boyunca kendini motive edişini ve pes etmeyişini gururla seyrettim.
Vee sonunda hak ettiği şampiyonluğu aldı.
Ülkemize gurur ve ödülle döndü…
İyi ki tanıdım seni güçlü kız.
Benim hayatıma da çok şeyler kattın inan…
Umarım engelli insanlara bakış açıları az da olsa değişir.
Unutmamalıyız ki!
Engel bir ayrıcalıktır.
Bize düşen görevse, bu ayrıcalığı zorluktan-kolaylığa dönüştürmektir.
Biraz empati ve duyarlılık buna yetecektir inanın… /virgül
© Bild:virgül