18. yılında 11 Eylül: Saldırılar ve geride bıraktığı izler neler?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarihinin en büyük ‘terör’ eylemi olarak adlandırılan ve modern dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olan 11 Eylül saldırılarının üzerinden 18 yıl geçti.
11 Eylül saldırıları cihatçı örgüt El Kaide’nin 4 uçak kaçırarak ABD’nin önemli yapılarını hedef aldığı ve yaklaşık 3 bin kişinin ölümüne sebep olduğu 4 ölümcül saldırıyı kapsıyor.
11 Eylül 2001 günü sabah saatlerinde El Kaide örgütünün kaçırdığı 4 uçaktan ikisi ABD’nin New York kentindeki Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kuleler olarak bilinen güney ve kuzey kulelerine çarparak intihar saldırısı yaptı.
Uçaklardan üçüncüsü ABD Savunma Bakanlığı karargahı Pentagon’a çarptı ve Pensilvanya’nın Pittsburgh ketindeki Yahudi Sinagogu’nu hedef alan diğer uçak ise F-16’lar tarafından Pensilvanya kırsalında düşürüldü.
Saldırılar sonrası İkiz Kulelerin yanması ve ardı ardına çöküşü tarihi bir görüntü olarak hafızalarda yerini aldı.
30 bin kişinin çalıştığı Dünya Ticaret Merkezi’nin İkiz Kulelerinde 2 bin 606 kişi, Pentagon’da 125 kişi, kaçırılan uçaklarda ise 246 kişi hayatını kaybetti. Resmi makamlar ölü sayısını, 19 terörist ile birlikte 2 bin 996 kişi olarak açıkladı.
Dönemin ABD Başkanı George Walker Bush saldırılar sonrası yaptığı ilk açıklamalarda, “Binlerce hayat aniden kötülük ve alçakça terör eylemleri ile sona erdi.” şeklinde konuştu.
11 Eylül terör saldırılarından 11 gün sonra ABD İç Güvenlik Bakanlığı kuruldu.
ABD 11 Eylül 2001 sonrası sırasıyla Bush, Barack Obama ve Donald Trump olmak üzere 3 başkan gördü. Bu üç başkan da 11 Eylül’den bugüne kadar devam eden “teröre karşı savaş” taahhüdüne öncelik verdi.
11 Eylül saldırıları ABD başta olmak üzere tüm dünyanın “terör alarmına” geçmesine neden oldu. Havaalanlarında, ülke sınırlarında, bina girişlerinde güvenlik önlemleri artırıldı. ABD göçmen politikasını değiştirdi ve sınır dışı etme oranı hızla yükseldi.
Dünya genelinde terör korkusu, islamofobi ve ırkçılık giderek arttı.
Usame Bin Ladin ve Afganistan Savaşı
11 Eylül saldırılarının kuşkusuz en önemli sonuçlarından biri “terörle mücadele eden” ABD’nin Afganistan’a açtığı savaş oldu.
Saldırılardan kısa bir süre sonra Bush, Afgan Taliban örgütünden saldırıların arkasındaki beyni, El Kaide Lideri Usame Bin Ladin’i teslim etmesini istedi.
Afganistan’da bugün hâlâ devam eden savaş, Taliban’ın Ladin’den vazgeçmemesi ve “misafir” olduğu gerekçesiyle iade etmemesi sonrası başladı.
ABD 7 Ekim 2001’de Afganistan’daki Taliban rejimine ve Usame Bin Ladin’in terör ağını yok etmeye yönelik Kuzey İttifakı destekli bir operasyon başlatarak Afganistan’ı bombalamaya başladı.
El Kaide’nin kurucusu ve lideri Usame Bin Ladin bundan tam 10 yıl sonra, 2 Mayıs 2011 tarihinde ABD kuvvetlerinin düzenlediği bir harekat ile gizlendiği Pakistan’ın Abbotabad kentinde yakalandı ve öldürüldü.
El Kaide’nin liderliğini bugün Ladin’in yardımcılarından biri olan Eyman El Zevahiri sürdürüyor.
Lideri Usame Bin Ladin’in öldürülmesi ve IŞİD’in ortaya çıkışından sonra El Kaide’nin nispeten eski gücünü kaybettiği düşünülüyor. Ancak El Kaide örgütü hâlâ varlığını sürdürüyor ve saldırılarına devam ediyor.
ABD, “terörizmle mücadele” gerekçesiyle girdiği Afganistan’dan henüz çıkmış değil.
8 Eylül 2019’da Taliban, ABD Başkanı Trump’ın barış görüşmelerini durdurduğunu duyurduğu açıklamasına tehditle karşılık verdi.
Barış süreci kapsamında ABD’nin ‘prensipte anlaşılması’ durumunda yıl sonuna kadar 14 bin askerinden 5 binini çekmesi, gelecek 16 ay içerisinde de kademeli olarak ABD askerlerinin büyük kısmının çekilmesini öngörülüyordu.
Taliban ise buna karşılık olarak El Kaide ile tamamen bağını koparacak, Afganistan topraklarının silahlı gruplarca ABD ve müttefiklerine karşı kullanılmasını engelleyecek ve Afgan hükümetiyle masaya oturacaktı.