Emine Bulut cinayeti Avrupalı Türk kadınlar ayaklandırdı: “Şerefsizini ifşa et” kampanyası
Fransa’da doğup büyüyen 21 yaşındaki Özge bulunduğu ülkede yaşanan sorunları gidermek için Türklere yönelik bir kadın sığınma evi açmak isteyenler arasında bulunuyor. Muhafazakar bir ortamda büyüdüğünü belirten Özge, “Babamın etrafındaki insanlar ona kötü örnek oldu. Babam annemi defalarca aldattı, çocukluğumdan bu yana tanıdığım bir Faslı kadından çocukları bile oldu. Toplum bunu destekler niteliğinde normal olarak karşıladı. İşte buna anlam veremiyorum.” diyor.
“Psikolojik baskı altında kaldım, hep korku içinde yaşadım, babam eve arkadaşlarını getiriyordu, alkol ve uyuşturucu vardı. Öğretmen olan dedem ise okumuş olmasına rağmen anneanneme şiddet uyguluyordu. Annem hep yalnız yaşadı, depresyona girdi, ilaç kullandı, iki kocasından da boşandı.”…
Emine Bulut cinayetinden psikolojik olarak etkilenen İlayda Önder, cinsel, fiziksel, psikolojik taciz ve tecavüzlere karşı “#balancetonserefsiz” yani “Şerefsizini ifşa et” etiketiyle sosyal medyada kampanya başlattı.
Ekonomi okuyan İlayda, arkadaşı Özge ve yargı süreci devam ettiği için Gizem olarak adlandıracağımız genç kızların ortak noktası, şiddete maruz kalmış olmaları. Fransa’da yaşayan birçok kadın çoğu zaman isim belirtmeden şu ana kadar kimseye anlatamadıkları maruz kaldıkları şiddet olaylarını sosyal medya üzerinden bu etiketle paylaşıyor.
Fransa doğumlu olan ve kadın sığınma evi açmak isteyen İlayda, Özge ve Gizem başlarından geçen acı olayları Euronews Türkçe’ye anlattı.
“Emine Bulut cinayetinden çok etkilendim”
Fransa’da doğup büyüyen Denizlili İlayda Önder Türkiye’de gerçekleşen Emine Bulut cinayetinden çok etkilendiğini ve elindeki imkanlar ile Fransa’da bir şeyler yapmaya çalıştığını ifade etti: ” İlk başta iş dünyasının bir sosyal paylaşım ağında Türkiye’de zor durumda olan kadınları ağırlayabilecek birçok odası olan kadın sığınma evi açmak istediğimi belirttim. Projeye destek verenler oldu. Ne yapabileceğimizi düşünürken şiddete maruz kalan ve anonim kalmak isteyen bir arkadaşla etiket oluşturma fikri geldi aklımıza.” diyor.
“Tecavüze uğradım; eve kapatıldım”
Yargı süreci devam ettiği için İsminin açıklanmasını istemeyen Gizem olarak adlandıracağımız Fransa’nın Paris şehrinde doğmuş büyümüş olan 24 yaşındaki genç kız da hayatının kısa süre içinde nasıl kabusa dönüştüğünü anlatıyor. Gizem, imam nikahlı Türk kökenli erkek arkadaşı tarafından tecavüz, fiziksel şiddet ve tacize uğradığını belirtiyor. Erkeğin ailesi tarafından altı ay eve kapatıldığını, büyük baskı altında kaldığını ve sonunda polis tarafından kurtarıldığını belirtiyor.
Gizem “Kendisi ile cinsel ilişkiye girmek istemediğim zaman onu aldattığımı düşünüyordu. Yapmak İstemediğim şeylere zorluyordu. Piskolojik ve fiziksel şiddet vardı, okulu bırakmam için baskı yaptı, hamile kalmam için elinden geleni yaptı. Evlenmek istedi ancak kabul etmedim. Artık bakire değilsin, kimse seni almayacak diyordu.” ifadelerini kullandı.
Polis tarafından kurtarılan Gizem, pijamaları ile kendisini karakolda bulduğunu söylüyor.
Fransa’da yaşayan Türk toplumunun kendisini dışladığını söyleyen Gizem “Kirletilen benim ama Türk toplumu için kötü olan da benim, işte buna anlam veremiyorum” diyor.
“Şiddete maruz kalan kadınların susmamalı”
Fransa’da doğup büyüyen 21 yaşındaki Özge bulunduğu ülkede yaşanan sorunları gidermek için Türklere yönelik bir kadın sığınma evi açmak isteyenler arasında bulunuyor. Muhafazakar bir ortamda büyüdüğünü belirten Özge, “Babamın etrafındaki insanlar ona kötü örnek oldu. Babam annemi defalarca aldattı, çocukluğumdan bu yana tanıdığım bir Faslı kadından çocukları bile oldu. Toplum bunu destekler niteliğinde normal olarak karşıladı. İşte buna anlam veremiyorum.” diyor.
Kadınların sessiz kalmaması gerektiğini belirten Özge “Babam tatile bizsiz giderdi, evde yokluğu hissedilirdi, bize hiç bir şekilde sevgi gösterisinde bulunmazdı. Zor oldu ancak annem ile babam sonunda boşandı. Babam boşanmamak için direndi.” ifadelerini kullanıyor.
Şiddete maruz kalan kadınların susmaması gerektiğini belirten Özge ‘Özellikle 16-17 yaşındaki kızların yaşadıkları sorunları anlatması çok önemli” diyor./euronews.com