Yeşiller ÖVP’ye, ÖVP Kapılarını FPÖ’ye Açtı
Avusturya genel seçimleri yaklaştıkça, siyasi partiler koalisyon stratejilerini belirlemeye başladı. Her gün yeni bir yolsuzluğun ifşa edilmesi, Avusturya seçimlerinde sürpriz sonuçlar doğurabilir.
Adem Çetin
29 Eylül 2019 Avusturya Erken Genel Seçimleri yaklaştıkça, partilerin alttan alta koalisyon pazarlıkları yaptıklarına dair haberler gelmeye başladı.
Halk Partisi (ÖVP) ile Özgürlük Partisi (FPÖ) arasında kurulan koalisyon hükümetinin dağılmasından sonra, koalisyonun dağılma nedeninden dolayı, yeni seçimlerde ÖVP-FPÖ koalisyonu olmayacağı tahmin edilirken, gelişmeler bu yönlü bir koalisyon olabileceği ihtimallerini güçlendirmekte.
ÖVP tarafından yapılan, koalisyon ön koşulları kapsamında yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ÖVP, FPÖ ile koalisyonun kapılarını tam anlamıyla kapatmadığı görüldü.
ÖVP, ön koşul olarak, Neo-Nazi Kimlikçiler Hareketi’nin yasaklanmasını istemekte. Kimlikçiler Hareketi’ni koruduğu bilinen FPÖ’ye açık bir koalisyon görüşmesi çağrısı olarak değerlendirebiliriz.
Bunun yanında ÖVP, eski içişleri bakanı Herbert Kickl’siz (FPÖ) bir koalisyon hükümeti sinyali vermekte.
Gelişmeler FPÖ kanadında da farklı değil. FPÖ, Ibıza videosu sonrasında eski genel başkanlarına mesafeli yaklaşmayı tercih ediyor. Keza, kumarhaneler olayında da, FPÖ eski parti üyelerinin arkasında durmayarak, yeni bir beyaz sayfa açmış izlenimi vermek istemekte.
ÖVP-FPÖ Koalisyon Hükümeti’nin en şiddetli eleştirilerde bulunan Yeşiller Partisi de, ÖVP ile koalisyon hükümetinde yer alacağının sinyallerini bu gün verdi.
Geçen dönemde parlamentoya milletvekili gönderemeyen Yeşiller, bu seçimlerde kendilerinden çok emin görünmekteler. Öyle ki, çift haneli oy yüzdesi alacaklarına çok inanmaktalar. Yeşillere göre, 29 Eylül genel seçimlerinde yüzde 12’lere varan bir oy puanı yakalayacaklar.
Üçlü bir koalisyon hükümeti içerisinde yer alabileceği (ÖVP-Yeşiller-Neos) sinyalini veren, Yeşiller Partisi, en az iki bakanlık alma şansını da yakalamış olacaktır. Bu da Yeşiller Partisinin, parlamento dışında kaldıkları süre zarfında hazineden alamadıkları yardımlar yüzünden yaşadıkları ekonomik dar boğazı aşmalarına yardımcı olacaktır.
Anketlerin yüzde 18’lere düşeceğini söylediği Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), kendi içerisinde bir liderlik sorunu yaşadığı her fırsatta gün yüzüne çıkmakta. Bir önceki genel başkan Kern’e karşı parti içerisinde, partinin yaşlı kadrosu olarak nitelendirilen kesimin tutumu, Kern’in artık dayanamıyorum, bu entrikalara gücüm yetmiyor, partide idealist kimse kalmamış diyerek istifa etmesini hatırlarsak, mevcut genel başkanın içinde bulunduğu durumu anlayabiliriz. P. Wagner, Viyana Yahudi lobisini arkasına alarak, ne kadar ilerleyecek, bunu zaman gösterecek.
Öte yandan, ÖVP ve FPÖ partilerinin iktidar oldukları dönemde yaptıkları yolsuzluk ve kirli siyaset ilişkileri gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu durum seçmenlerde yeni bir oluşumun desteklenmesine doğru kayabilir ve yeni bir parti barajı aşarak parlamentoya girebilir.
Böyle bir durum yaşanması durumunda, bu günden yapılan bütün koalisyon hesapları sil baştan yeniden hesaplanacak ve yeni stratejilerle yeni oluşumlara gidilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Zira, Yeşillerin dışında ikinci bir partinin parlamentoya girmesi, rakamsal olarak denge pozisyonu oluşturacak, özellikle Anayasal Yasa değişikliklerinde kilit görevi görecektir.
Bunun örneğini geçtiğimiz dönem hükümette Liste Pilz’in üstlendiği misyonda görülmüştü.
Öte yandan, Avusturya’nın en köklü partilerinden olan KPÖ’de bir toparlanma görülmekte. Aday listelerinde göçmenlere en çok yer veren KPÖ, sadece Türkiye kökenli 25 aday gösterdi. Bu da, geniş Türkiye göçmenleri arasında oy potansiyeli anlamına gelmekte.
Seçimlere kısa bir süre kalmasına rağmen, seçmenin fikrinin her an değişebileceği gelişmelere gebe olan Avusturya’da, seçimler sonrasında anketleri yanıltacak bir sonuç çıkması içten bile değil. /virgül
© Bild:virgül