Kıbrıs Barış Harekatının 45.’inci Yıl Dönümü
20 Temmuz barış ve özgürlük bayramı Lefkoşa’da DR.Fazıl Küçük Bulvarı’nda törenle kutlandı.
Bundan 45 yıl önce Rumlar Kıbrıs’ta bulunan Türk Köylerine saldırmaya başlayınca dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Tük Silahlı Kuvvetlerine ‘’Ayşe kızım tatile çıksın’’ parolası ile başlayan bu savaşta neler oldu. Metin Durmaz’ın Kıbrıs’tan özel haberi.
Metin Durmaz/Lefkoşa
Savaştan önce Kıbrıs Cumhuriyeti, savaştan sonra ikiye bölünerek, KKTC doğdu.
Çok sayıda insanlarımızı katleden Rumların yaptığı bu katliam bir türlü unutulmadı ve 45 yıl sonra o acılar anıldı.
Köyün En Güzel Kızı: Sıtkıye Abdullah
Yıl 1974 Kıbrıs’ın güneyinde Yeşilova-Baf köyüne topla tüfekle saldıran Rumlar, köyün en güzel kızı olan Sıtkıye Abdullah’ı şehit etmişlerdi. Rumların ateş açtığı köy çok güzel bir Türk köyüydü .
Liseden 1973 tarihinde mezun olan Sıtkıye Abdullah, Üniversitede okumak için yaşadığı yerden ayrıldı.
Yaz tatili için ailesinin yanına gelen talihsiz kız, 20 Temmuz günü Türk köylerine yapılan saldırılardan nasibine düşeni aldı.
Rumların ateş ettiği üniversite öğrencisi böbreklerine kurşun yedi. Üç gün ateşler içinde hayat mücadelesi veren genç kıza, Rum yetkililer hiç bir sağlık yardımı yapmayınca üç gün sonra hayatını kaybetti.
Bu gün 45. yıl dönümü olan Kıbrıs barış harekatında büyük törenle şehitler anıldı
Törene kimler katıldı
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Ersin Tatar, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç, TC Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Mehmet Cahit Turhan, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, TSK Temsilcisi Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Mahmut Altun,39. Tümen Komutan Tuğgeneral Coşkun Kaya, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, bakanlar milletvekilleri, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen konuklar, askeri ve sivil yetkililerle, kurum, kuruluş ve dernek temsilcileriyle vatandaşlar katıldı.
İstiklal Marşı’yla başlayan tören, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramının kutlamasıyla devam etti.
Akıncı ile Oktay’ın mesaj teatisinin ardından Yavuz Çıkarma Plajı’ndan getirtilen bayraklar Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sunuldu.
Tören, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Cumhurbaşkanı Akıncı’nın konuşmalarıyla devam etti.
Törende KKTC Hava Sporları Federasyonu uçuş ekipleri gösteri yaptı.
Resmi geçidin ardından, askeri helikopterler ve arkasından Türk Yıldızları’na ait iki uçak tören alanının üzerinde gösteri geçişi yaptı
Kıbrıs Barış Harekatı’nda Beşparmak Dağlarının zirvesine Türk ordusunun tankını çıkaran Abdülkadir Kurt, 42 yıl sonra tankın bulunduğu yere gitti. Kurt, “Allah o günü getirmesin” dedi.
O gün gelse ben o tankı çalıştırırım, indiririm, dedi.
Kıbrıs Barış Harekatı esnasında Beşparmak Dağlarında 2 Ağustos 1974’te yapılan Lapta muhaberelerinde Rumlar tarafından pusuya düşürülen tanklardan biri dağın zirvesinde kalmıştı.
Tank mürettebatından er Abdülkadir Kurt, Beş Parmak Dağlarına çıkardığı tankın bulunduğu yere 42 yıl sonra ilk kez gitti.
Kurt, yaptığı açıklamada, yıllar sonra tankı görünce duygulandığını belirterek zaman zaman göz yaşlarına hakim olamadı.
“Bu tank bizim şerefimizdir.
42 yıldır ilk defa geliyorum. Benim tankım en öndeydi.
Yol yoktu.
Paletler bazı yerlerde uçurumdan gidiyordu.
Rumlar bizim etrafımızı sardı.
Her tarafta ateş vardı.
Sonra Rumları püskürttük.
Onların cephanesini de imha ettik.
Allah bize güç verdi, cesaret verdi.
Şimdi geldiğimde de gurur duydum, sevinçliydim, duygulandım.” Rumların bölgeye çok sayıda mayın döşediğini anlatan Kurt, “Biz de bilmiyorduk, ilerliyorduk.
Aniden tank mayına çarptı. Tank mayına çarptığı zaman biz tankın içinde mahsur kaldık.
Ayağım yaralandı. Rumların saldırılarına maruz kalıyorduk. Tankın içinden 6 saate yakın çarpıştık.
Biz de ‘Ya şehid oluruz ya kazanırız’ diyerek savaştık.” ifadesini kullandı.
O gün yaşadığı bütün duyguları bugün de hissettiğini söyleyen Kurt, “O heyecanı şu anda yaşıyorum.
Arkadaşlarımı düşünüyorum. Çok duygulandım. 42 yıl önce gelmiştim. Biz 4 kişiydik.
Komutanımız Mahmut Şanlıtürk idi. Türk askeri hiçbir zaman korkmaz, korkmadık. Ya ölüm ya zaferdi.
Zaferle sonuçlandı. Asker arkadaşlarımla hala görüşüyorum.” dedi.
Türk bayrağının altında yaşayan herkesin bu vatanın evladı olduğunu vurgulayan Kurt, “Bayrak bizim namusumuzdur, simgemizdir.
Biz ölünceye kadar bu vatanı koruyacağız. Burası da bizim vatanımızdır.
Yavru vatanımızdır.
Hepimizin Türkiye’mize sahip çıkması lazım.
Bu terör belası da başımıza bela olmuş. İnşallah o da defolup gider.
Ülkemizi bölmek isteyenlere Allah fırsat vermesin.” dedi.
Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan Kurt’un tankın bulunduğu yere tekrar gitmek istediğini kendisine ilettiğini söyleyen Taş, bunu gerçekleştirmekten dolayı mutlu olduğu kaydetti.(virgül.at)
© Bild:virgul.at