Davutoğlu: Parti kurmak bölücülük değildir
Youtube’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ahmet Davutoğlu, kendisinden düşük profilli başbakan olmasının istendiğini, ancak kendisinin bunu kabul etmediğini söyledi. Davutoğlu AKP içindeki “Pelikancılara” yüklendi.
Ahmet Davutoğlu, YouTube’da gazeteci Yavuz Oğhan’ın Bidebunu İzle programında İsmail Saymaz, Akif Beki ve Yavuz Oğhan’ın başbakanlık dönemiyle ilgili sorularını yanıtladı. Programda istifa süreci ile ilgili açıklamalar yapan Davutoğlu, AKP’nin üst karar organı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda (MKYK) muhtıravari bir tavır yaşadığını belirterek “MKYK ile bana, ‘Sen başbakan gibi görün ama başkan olma, başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma’ dendi. Bunu benden Cumhurbaşkanı ve MKYK’ya imza atanlar istiyordu. Benden ‘düşük profilli başbakan’ gibi bir şey isteniyordu. Ben kendimi bilirim, benden her şey olur da düşük profilli bir şey olmaz. En zor durumda kalsam da yapamam” şeklinde konuştu.
Başbakanlıktan ayrılmasına neden olan “Pelikan Bildirisi”yle ilgili soruları yanıtlayan Davutoğlu, “Pelikan çetesinin bildirisi çıktığında muhteris bir grubun elde ettikleri menfaat karşılığında şahsiyet katliamı olarak değerlendirmiş ve biraz da acıyarak bakmıştım. Böylesine zelil yöntemlere başvurulduğu için. Yol ayrımında olduğumuzu hissettiğim için de başbakanlık makamını bırakmayı partinin bölünmemesi devlette kriz çıkmaması için tercih ettim” dedi.
Bildirinin arkasındaki isimleri bildiğini ifade eden Davutoğlu, “Muhteris bir grubun çıkarları için yayınladığını düşündüğüm paçavra, daha sonra yaşananlara baktığımızda Türkiye’nin istikrarına, Türkiye’de birtakım heveslerin ortaya çıkmasına zemin hazırladığını düşünüyorum” diye sözlerini sürdürdü. AKP’nin MHP ile ittifaka girmesinden de rahatsız olduğunu söyleyen Davutoğlu, “AK Parti’nin girdiği ittifak ilişkilerine girmesinden rahatsız olduğumu hep söyledim. Mart ayında bunu Erdoğan’a da aktardım. Bu ittifak ilişkisi AKP’nin doğasını bozmakta ve MHP’ye oy kaçırmaya neden olacağını anlatmaya çalıştım. Bundan dolayı Bahçeli’nin bana öfkelenmesini anlarım. Ama benim anlayamadığım şey, kendileri için makamımdan ayrılmayı göze aldığım kişilerin hedefinde olmam. Benim yakınlarımın, eşimin konferansının iptal edilmesini anlayamam” şeklinde eleştirilerini sürdürdü.
“Her şey iyi gitseydi tekrar siyasete girmeyi düşünmezdim”
AKP içinde partinin durumuyla ilgili rahatsızlıklar olduğuna da işaret eden Davutoğlu, susarak içerde beklemeyi doğru bulmadığını da sözlerine ekledi. Parti kurmanın bölücülük olmadığını dile getiren Davutoğlu, “Bana gelip nereye gidiyoruz diyen arkadaşlarla istişarelerde bulundum. Her şey iyi gitseydi, tekrar siyasete girmeyi düşünmezdim. Din siyasete alet edildi. Muhafazakar siyasetin temsili yok. Dini bir ankette en düşük güven oranı din adamlarınaysa bunu düşünmek gerekir. Bu ancak yeni bir pratikle ortaya çıkarak çözülebilir. Bu yeni pratik başka yol kalmazsa parti kurmaktır” dedi.
Davutoğlu, neden AKP’den ayrılan Ali Babacan ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le birlikte hareket etmediği sorusuna “Onlar da parti kurma konusunda bir irade beyan etmiş değiller. Sayın 11. Cumhurbaşkanı Gül ile bir yıldır falan görüşmedik. Ali bey ile aramızda derin bir hukuk var. Hep güvenmişimdir kendisine. 1 Kasım’da ısrarla olmasını istediğim arkadaşlardan biriydi. Türkiye’nin Ali Babacan’a her zaman ihtiyacı vardır. Yetişmiş devlet adamlarından bir kişiyi bile israf etmek milletin yapabileceği en ağır israftır” yanıtını verdi.
Davutoğlu yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili de “Çarpık bir parlamenter sistemden çarpık bir başkanlık sistemine geçtik. Bunda benim de payım var. Daha net tavır almalıydık” yorumunu yaptı.