Köylüler Yükselen Aşırı Sağın Gölgesinde Mültecilere El Uzatıyor
Fransa’da, 2018’de 123 bin kişi iltica talebinde bulundu. Bunlardan yaklaşık 46 bini sığınmacı statüsü almayı başardı. Fransa’da devletin sığınmacılar için sunduğu barınma olanakları Almanya ile kıyaslandığında oldukça sınırlı.
Sığınmacıların büyük bir kısmı kendi imkanlarıyla barınma sorunlarını aşmak zorunda.
Tıpkı, Arnavut Bogdani ailesi gibi.
Mülteci bürosuna başvurduktan sonra iki çocuklarıyla Lyon sokaklarında kalan ailenin imdadına beklemedikleri insanlar koşmuş: Fransız köylüler.
Lyon – St Etienne arasında, sebze seralarının evleri gölgede bıraktığı, yaklaşık 3 bin nüfuslu Thurins köyündeyiz.
Thurins’ın da içinde bulunduğu Lyon Dağları (Monts du Lyonnais) adı verilen bu bölge, son dönemde Fransa genelinde yükselen aşırı sağın en sert hissedildiği yerlerden.
Lyon’dan Thurins’a giderken, yol üzerinde, “İslam Fransa’dan defol” yazılı grafitilerle karşılaşıyoruz.
Seçim sonuçları da bu yazıları, gelip geçenlerin değil, bizzat bölge halkının yazdığına dair kanaatimizi güçlendiriyor.
Fransa taşrasında hakim olan sağ siyasi eğilim Thurins ve çevre köyler için de geçerli.
Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı mülteci krizi, aşırı sağ siyasetçilerin söylemlerinde en sık başvurduğu argümanlardan.
Ancak mülteci krizi bir yandan aşırı sağı güçlendirirken, diğer yandan insani yardım inisiyatiflerine motivasyon kaynağı oluyor.
Monts du Lyonnais’deki köylerin birçoğunda mültecilere yardımcı olmak için kurulan dernekler bulunuyor.
Birkaç yaşlı köylünün bir araya gelerek kurduğu bu dernekler bir yandan kısıtlı imkanlarıyla mülteci ailelere barınak sunarken, bir yandan da resmi işlemlerin takibini üstleniyor.
‘Her şeyi devletten bekleyemeyiz, insan olarak bizim de sorumluluğumuz var’
Kermeslerine konuk olduğumuz “Arthur” adlı derneğin gönüllüleri dernek kurma fikrinin, Balkan ülkelerinde, Akdeniz’de yaşanan mülteci dramlarıyla ortaya çıktığını söylüyorlar.
“Her şeyi devletten bekleyemeyiz. Biz de insan olarak üzerimize düşeni yapmalıydık” diyorlar.
Üstelik aşırı sağcı komşularının tehdide varan ikazlarına rağmen.
Lyon sokaklarından getirilen sığınmacılar, kalıcı bir konut bulunana kadar, köylüler arasında dönüşümlü olarak misafir ediliyor.
Gönüllüler imkanlarına göre, bir geceden bir aya kadar değişen sürelerde sığınmacıları evinde ağırlıyor.
Köye getirilen sığınmacılar, Fransızca öğrenip topluma entegre oldukça, başta bu inisiyatife karşı çıkan, “mülteci karşıtı” bir tutum sergileyen halkın da yumuşadığı gözleniyor.
Aşırı sağcıların öne sürdüğü göçmen rakamları gerçeği yansıtmıyor
Arthur gönüllüleri ayrıca, mültecilere dair önyargıları yıkmak için de çalışıyor.
Bu önyargıların başında Fransa’nın ağırladığı göçmen sayısı geliyor. Gerçek rakamlar, Fransız taşrasında yaşayan aşırı sağcı seçmenin korkularını besleyecek seviyeden uzak.
Fransa resmi istatistik kurumu INSEE’nin ve Ulusal Demografik Çalışmalar Enstitüsü’nün (INED) verilerine göre, Kuzey Afrika, Sahraaltı Afrikası ve Asya’dan gelen göçmenlerin sayısı yaklaşık 3.3 milyon. Bu rakam ülke nüfusunun sadece yüzde 5’ine tekabül ediyor.
INED rakamları, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Fransa nüfusunda görülen yaklaşık 20 milyonluk artışın doğrudan göçle ilgili olmadığını gösteriyor.
Bu artışın üçte biri “baby boom”un (doğum oranlarındaki artış) sonucu, üçte biri yaşam süresindeki artıştan kaynaklanıyor, diğer üçte bir ise göçün sonucu ancak bu göçmenlerin büyük bir kısmı da Avrupalılardan (Polonyalılar, İtalyanlar, Portekizliler) oluşuyor.