Çin: Türkiye’nin gizli ajandası var

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lu Kang, Türkiye’den bazı yetkililerin son zamanlarda Sincan meselesiyle ilgili “gerçekleri ihmal ettiği ve sorumsuz, iğrenç” açıklamalar yaptığını söyledi.

Türkiye ve bazı ülkelerin tutumuna tepki gösteren Lu, “Türkiye, Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin Sincan’a yönelik oluşturduğu tehdidi biliyor. Sincan eyaleti, insanların yasalar uygun ve huzurlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri için aldığı önlemler sayesinde son 25 aydır bölgede hiçbir saldırı yaşanmadı” dedi.

‘Türkiye de bölücü örgütlerle mücadele ediyor’
Türkiye’nin de uzun süredir terör saldırıları ve bölücü örgütlerle mücadele ettiğini vurgulayan Lu, “Türkiye’de birçok kişi gerçekleri görmek istemiyor, yürüttüğümüz mücadeleye gölge düşürmek için iftiralarda bulunmaktan kaçınmıyorlar. Bu da “gizli bir ajanda mı var” şüphesini güçlendiriyor” ifadesini kullandı.

Lu son olarak, “Diğer ülkelerden Çin’in terörle mücadelesini nesnel olarak görmelerini, yanlış yorumlar yapmayı bırakmalarını ve uluslararası terörle mücadele işbirliğini korumak için gereken önlemleri almalarını istiyoruz” dedi.

Çavuşoğlu: Çin’in Uygur Türklerine yönelik hak ihlalleri endişe verici
Geçtiğimiz Pazartesi günü, BM İnsan Hakları Konseyi toplantısı için Cenevre’de bulunan Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu, “Çin’in terörle mücadele hakkını kabul ederken, teröristler ve masum kişiler arasında bir ayrım yapılması gerektiğini düşünüyoruz” demişti.

Çavuşoğlu BM raporlardaki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman gruplara yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin bulguların endişe kaynağı oluşturduğunu ileri sürmüştü. Tükiye’nin yanı sıra İngiltere’den de benzen bir açıklama gelmişti.

Son olarak Şubat ayının başında Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy da Çin’e Uygur Türkleri’nin temel insan haklarına saygı gösterme ve toplama kamplarını kapatma çağrısında bulunmuştu.

Çin ise Aksoy’un bu sözlerine Türkiye’ye seyahat eden vatandaşları için seyahat uyarısı yayınlayarak karşılık vermişti.

‘Uygur Türkleri siyasi baskı ve işkence görüyor’
Pekin yönetiminin “yeniden eğitim” ya da “mesleki eğitim” adı altında bir milyonun üzerinde Uygur Türkünü toplama kamplarında gözaltında tuttuğu biliniyor.

Bağımsız kaynaklarsa siyasi açıdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın tutulduğu bu kamplardaki mahkum sayısının 3 milyonun üzerinde olduğunu belirtiyor.

Bu kamplarda kalanlar domuz eti yemeye, alkol almaya ve İslam dinini kınamaya zorlandıklarını söylüyor.

‘Aşırılık yanlıları tarafından kandırılan, aldatılan bazı kişilerin yeniden eğitime tabi tutulduğunu’ savunan Çin ise bu uygulamayı, dinci radikallerle mücadele olarak tanımlıyor.