Bugüne ve geleceğe ışık tutan bir kitap: NASIL YAPMALI?
Çernişevski; insanların ortak bir çalışma düzeninde yaşadığı, yaşlı ve çocukların mutfak işleri ve yemek yaparak ortak hayata katıldığı, günlük pratik bir yaşamın canlı tasvirini yapıyor.
Cevriye AYDIN
Çernişevski’nin “Nasıl Yapmalı?” adlı romanı yaklaşık 150 yılı aşan bir süre önce yazıldı. Hâlâ okunuyor olmasının nedeni, yazıldığı çağdan çok ileriye bakan ve ışık tutan, bugün hâlâ güncelliğini koruyan tartışmaları, soruları ve sorunları içermesi.
Sanatsallık ve gerçekçilik tartışmasından kadın sorununa, kadın-erkek eşitliği ve aşktan, sosyalist üretim ve bölüşüm konusuna oldukça kapsamlı temaları iç içe işleyen bir roman ‘Nasıl Yapmalı?’
Benzer başka romanlardan da söz edilebilir; Nasıl Yapmalı’nın onlardan farkı nedir, diye sorulabilir haklı olarak.
Bu soruya tek bir cümleyle yanıt vermek zor.
Nasıl Yapmalı’yı 1862’de tutuklandıktan sonra, 4 Aralık 1862 ile 4 Nisan 1863 arasını kapsayan dört aylık sürede, Petropavlovsk zindanında yazan Çernişevski’nin, serfliğin 1861’de kaldırıldığı feodaliteden henüz çıkmakta olan Rusya’da sosyalizmin düşünü kurduğu bir roman tasarlaması -tek başına bu bile- onu tarihin önemli bir yerine yerleştiriyor.
Ekim Devrimi’nin önderi Lenin henüz doğmamışken, henüz Paris Komünü yaşanmamışken, Çernişevski; insanların ortak bir çalışma düzeninde yaşadığı, bozkırların ağaçlandırıldığı, doğanın verimlileştirildiği, ortak mutfaklarda yemek yendiği, yaşlı ve çocukların mutfak işleri ve yemek yaparak ortak hayata katıldığı, herkesin çalıştığı ve herkesin ayrı odasının olduğu ortak konutlarda yaşadığı, çalışma kadar dinlenmenin de önem taşıdığı, günlük pratik bir yaşamın canlı tasvirini yapıyor.
YENİ İNSANIN ROMANI
Çernişevski’nin hayal gücü, ufukta henüz doğmuş sosyalizm fikrini yaşanan bir gerçek olarak tasvir etmeyi başarmakla sınırlı değil.
İnsanların toprakla birlikte alınıp satıldığı bir çağın henüz tümüyle ortadan kalkmadığı bir zamanda kadın özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini romanın kahramanlarına yaşam içindeki ilişkileri ve rolleri içinde tartıştırıyor.
Nasıl Yapmalı’nın bir buçuk yüzyılı aşan bir süreden sonra bugün yeniden, ilginç, canlı, güncel ve akıcı kılan pek çok özelliği var.
Onu belki daha uzun yıllar yeniden okutacak asıl kalıcı yönü ise; kahramanlarının tarih sahnesine çıkan “yeni insan” tipleri olması.
Bu insanların ütopik bir dünyada değil, somut bir gerçeklik içinde, somut yaşam uğraşları içindeki insanlar olarak canlandırılmış olması, romanın bugüne ve geleceğe ışık tutan en başarılı yönlerinden biri.
Bu yeni insanların en önemli özelliği, sadece kendileri için yaşamamaları, yaşamlarını tüm toplumu değiştirip dönüştürme amacına bağlamış olmaları ve bu amaçla uyumlu bir yaşam sürdürmeyi ilkesel bir temelde tutum ve davranışlarının merkezine koymuş olmaları.
Bu ilkesel temel o kadar güçlü ve etkili ki, evlilik ve aşktan iş yaşamındaki ilişkilerine kadar yaşamlarının her alanında, etraflarındaki her insanı derin etkilerle yüz yüze bırakarak bir dönüşüme de yol açıyor.
Bu dönüşümü bizzat yaşarken, kendisi de bu dönüşümde rol üstlenen kadın kahramanımız, dönemi açısından bir ilk örnek oluşturuyor. Nitekim Çernişevski, bu kadın kahramanı ile Rus edebiyatında ilk olumlu devrimci kadın tipini yaratan yazar olarak biliniyor.
Çernişevski, esas olarak dört roman kahramanı -Vera, Lopohov, Kirsanov ve Rahmetov- üzerinden kurguladığı olaylar içinde kahramanlarından birine -Rahmetov’a- farklı bir rol vererek, baskı ve sansür koşulları altında sosyalizm fikrini savunan ve yayan insanlarla profesyonel olarak hayatını sosyalizme adayan insan yaşamı arasındaki farkı gösteriyor.
Elbette, aradan geçen bir buçuk yüzyılı aşan bir zaman dilimi içindeki tarihsel gelişmelerin ortaya çıkardığı devrimcilerle karşılaştırarak, -özellikle işçi sınıfının devrimdeki tarihsel rolünün pratik olarak gerçekleştiği bir sürecin ardından- Rahmetov’a baktığımızda bizi zaman zaman gülümseten abartılı bir devrimci tiplemesi görüyoruz. Romanda ütopik sayılabilecek, ya da sonraki gelişmelerin önemsizleştirdiği yönler var kuşkusuz. Ancak yaratıldığı dönemin koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda, bu yönlerin romanın siyasal, tarihsel ve edebi değerinden bir şey eksiltmediğini söyleyebiliriz.
ÇERNİŞEVSKİ’YLE TARTIŞMAYA HAZIR OLUN
Vurgulanması gereken bir diğer yön, romanın kurgusundaki dinamik yapı. Hikayenin akışı içinde kimi zaman olayların girdiği çıkmazların Vera’nın gördüğü rüyalar üzerinden açıklığa kavuşturulması, kimi zaman geleceğin gelişmeleri, kimi zaman da sosyalizmin bu rüyalarda temsili, okurun akışın rehavetine kapılmasına kapıyı kapatıyor.
Bir başka çarpıcı özellik, yazarın araya girerek okurla tartışması, hatta atışması! Hikayenin düğümlerinin bu yazar-okur tartışması içinde çözülmesi. “Bilgelerin bilgesi basiretli okur”un önüne sürekli üzerine düşüneceği bir soru, çözeceği bir sorun konulması, bugünün deyimiyle “interaktif” bir okuma zorunluluğu getiriyor. Bu durum bir yandan okumayı zevkli kılarken, öte yandan sıkça olayların geleceğini tahmin etmeye ya da bazı gelişmelerin aktörünün hangi kahraman olduğunu düşünmeye, bulmaya, hayal gücünü çalıştırmaya zorlayarak adeta okura hikayenin yaratımına katılıyormuş duygusu veriyor.
Nasıl Yapmalı, zor zamanların, yeni bir devrimci atılımın mayalanma süreçlerinin kitabı. O yüzden güncel ve bugün de yayımlandığı yıllardaki gibi ilginç, düşündürücü, etkileyici. Yazarın, romanın çizdiği yeni insan tipi hakkında söylediği gibi “yeni insan”a ihtiyaç olduğu sürece güncel kalacak. “…Bu iş taa insanlar ‘artık her şey güzel, kötü hiçbir şey yok’ diyene kadar böylece sürüp gidecek.Tüm insanlardan ayrı olan bu tipe ancak o zaman gerek kalmayacak; çünkü o zaman bütün insanlar bunlar gibi olacak ve yeni kuşaklar bu tipin ayrıksı bir tip sayıldığı, bütün insanların onlar gibi olmadığı zamanı anlamakta güçlük çekecekler.”
‘DEVRİMCİ MÜCADELE NEVSKİ BULVARI’NDA KALDIRIM DEĞİLDİR’
YAZILDIĞI yıllardan sonraki genç kuşakların Rusya’daki devrim mücadelesine katılmasında önemli bir rol oynayan Nasıl Yapmalı’nın yazarı Çernişevski’nin kendisi de Rusya’da 1860’lı yıllar devrimci hareketinin önderlerinden. Ondan şöyle söz edildiğini aktarıyor, romanın çevirmeni: “Tüm Rus İmparatorluğuna yayılmış olan bütün ilerici örgütler ağı, Petersburg’ta Çernişevski tarafından yönetiliyordu.” Çernişevski, aynı zamanda bilim adamı, yazar, eleştirmen.
Nadejda Krupskaya, Çernişevski’nin, sosyalizm için kapitalist gelişmenin önemini anlamış olması ve liberalizme karşı uzlaşmaz tutumu yanında, “…onuru ve kaderde onun payına düşmüş inanılmaz zorluklar karşısında muhafaza ettiği gururu” ile Lenin’i etkilediğini aktarır. Mücadelenin zorlu karar anlarında Lenin’in, Çerşinevski’nin “Devrimci mücadele Nevski Bulvarı’nda kaldırım değildir” sözünü andığını ifade eder.