#SeninleyizSıla peki nasıl?

Hepimizi güçlendirdiğin, yüreklenmemize neden olduğun, sustuklarımızı, sessiz kaldıklarımızı hatırlattığın ve ‘bir daha yapmayacağım’ dememize neden olduğun için… Binlerce kez teşekkürler sana Sıla.

#SeninleyizSıla peki nasıl?

Sıla erkek şiddetine uğradığında “susmayacağım” dedi, yaşadıklarını anlattı, suç duyurusunda bulundu, koruma kararı aldı.

Önce bir magazin haberi gibi ele alınmaya çalışılan konu, Sıla’nın yaptığı açıklamayla başka bir boyuta taşındı.

Bir kadın olarak yaşadığını hepimizle paylaşması, erkek şiddetiyle mücadele edeceğini ilan etmesi hakikaten çok kıymetli. 

Saklıyoruz çünkü, gizlemeye çalışıyoruz yaşadıklarımızı. Psikolojik, fiziksel her biçimde yaşadıklarımız yokmuş gibi davranmaya çalışıyoruz, gerçek bu. Bazen gidecek bir yerimiz olmadığı için, ekonomik ve çevresel sebeplerle, bazen kendimize yediremediğimiz için, bazen erkeklerin “bir daha olmayacak” sözlerine inanmak zorunda kaldığımız için, bazen aile, arkadaşlar araya girdiği için… Bazenler çok. 

Ama bir de hem mağdur olup hem de suçlu gibi gözükmek istemediğimizden. “Acaba ne yaptı da şiddete uğradı, o da çok huysuz kadın canım, adamı canından bezdirdi, her şeyi de çok biliyordu zaten, aslında adam kötü bir adam da değil ama” sözlerini duyacağımızı bildiğimizden. Aslında bütün bunların toplamında kendimizi “Ben neden oldum buna” diye hissedeceğimizden belki de. 

 

UTANCIN SESSİZLİĞİNİ YIRTTI 

Ya da utandığımızdan. “Nasıl oldu da ben buna maruz kaldım, adamı tanıyamadım, anlamam gerekirdi, kendimi korumak için daha uyanık olmalıydım, ilk kez yaptığında affetmeseydim keşke…” Eninde sonunda kendimize yontacak bir şey çıkıyor işte şiddet söz konusu olduğunda. Susmak kolay oluyor, sessizlik geçiştiriyor, geçtiğini sanıyoruz hatta. 

 

Sıla işte bunu yapmadı, erkek şiddetini çıktı ilan etti. Adliye önünde dimdik, Ahmet Kural hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söyledi, yasal haklarını sonuna kadar kullandı. İşte bu duygu hepimizin ihtiyacı olan; şiddete uğrayan ve mücadele eden güçlü kadın. Zayıf değildi, ezik değildi, tam tersine “Sonuna kadar mücadele edeceğim” diyordu. 

Bunun için binlerce kez teşekkürler sana Sıla. Hepimizi güçlendirdiğin için, yüreklenmemize neden olduğun için, kişisel deneyimlerimizde sustuklarımızı, sessiz kaldıklarımızı hatırlattığın ve “Bir daha yapmayacağım” dememize neden olduğun için… 

 

BU CESARETE İHTİYACIMIZ VAR 

Tek tek kadınlar olarak bu güçlenmeye ihtiyacımız var, birbirimizin acı deneyimlerinden sonuçlar çıkartıp “Evet ben de yaşadım şiddeti” diyebilmeye ihtiyacımız var. Gizleyecek, utanılacak bir şey olmadığını bilmeye ve bu adamların yaptıklarını suratlarına haykırabilmeye… 

 

Ama sadece biz kadınların güçlü olmasıyla çözülecek bir sorun değil karşımızdaki dert. Adliye önünde Sıla’nın avukatının sözünü ettiği 6284 sayılı yasanın çıkarılabilmesi için deli gibi uğraştı bu ülkede kadınlar. Yasanın önceli 4320 sayılı Kanun, söz konusu koruma kararlarını sadece evli kadınlara veriyordu. Ayşe Paşalı’yı hatırlayın, 4320 sayılı Kanun yürürlükteyken, boşandığı kocası şiddet uyguladığı için koruma kararı verilmemişti. Kısa bir süre sonra da öldürülmüştü. Ayşe Paşalı’nın ölümünün arkasından çıkarılan yasadan yararlandı, evlilik birliği şartı aranmıyor çünkü 6284 sayılı yasa. Kimsenin bize bahşetmediği, sokaklarda eylemler yaparak, Meclis’te uğraşarak, imzalar toplayarak çıkarttığımız yasa bu. Hâlâ koruma kararının ihlali konusunda yaptırımı zayıf, caydırıcılığı tartışmalı üstelik. 

 

ERKEKLERİN CESARET KAYNAĞI MEDYA 

Ahmet Kural denen adamın uyguladığı şiddet rastlantı mı? Bu adam kadınlara şiddet uygulayan hastalıklı bir insan mı? Elbette değil, Ahmet Kural bu ülkedeki milyonlarca erkekten biri sadece. Bir kadına şiddet uyguladığında başına bir şey gelmeyeceğini bilen, işine gücüne devam edeceğinden emin olan, içinde bulunduğu toplumda dışlanmayacağını bilen bir adam. Nitekim daha önce de bir kadına şiddet uygulamış, bunun üzerine hayatı hiç değişmeden devam etmiş işte. 

 

Üstelik gece Kanal D Ana Haber bülteninde videosu yayınlandı. Yapmacık olduğu her halinden belli, “İtişme oldu aramızda” diyebilen Kural’ın bu görüntülerini yayınlayan medya, cinsiyetçilik konusunda nasıl da sabıkalı. Kadın cinayetlerini “Kıskanç aşık dehşet saçtı” manşetleriyle veren medya işte Kural’ı aynı gece böyle ekrana çıkarabiliyor. Ahmet Kural ve bütün erkeklerin aldığı cesaretin kaynağı işte bu. 

 

VAH VAH DEĞİL, ŞİDDETE HAYIR DİYECEĞİZ 

Kadınları korumasız bırakıp, hatta elinde avucundaki yasal hakları da yok etmek isteyenlerden bağımsız değil yaşadıklarımızın hiçbiri. Nafaka, boşanma, erken evlilik, hatta Sıla’nın koruma kararı aldırmasına olanak veren yasa tartışılıyor bugün. Bunları kadınların elinden almaya çalışıp hayattaki eşitsizliğe daha çok zemin açtığınızda her erkek şiddet uygulayabilir bu ülkede. 

 

Hiçbir kadın azade değil şiddetten, hiçbirimiz kurtulmuş, kurtarılmış falan değiliz. Erkeklik güçlendirildikçe, eşitliğin her alanda tesisi için adımlar atılmadıkça şiddet hayatımızın parçası olmaya ne yazık ki devam edecek. 

O yüzden Sıla’nın yanındayız demenin karşılığı, çok üzüldük vah vah demek değil, kadınların yasal olarak gerçekten güçlendirilmesi için mücadele etmek olmalı. Şiddeti hayatın her alanından çıkarması için siyasal iktidara görevlerini hatırlatmak ve bunu yapmaları için kadın dayanışmasını güçlendirmek zorunlu. Bugün şiddet sebebiyle zarar gören her kadının sorumlusu bizzat cinsiyetçi politikalarda ısrar eden siyasal iktidardır, bunu es geçerek söylenecek hiçbir sözün karşılığı olmadığını bilmek gerek. 

Birbirimizi güçlendireceğiz elbet, kadın dayanışması her birimiz için yaşamımızın en kıymetli alanı. Sıla için de her birimiz için de nefes aldığımız alan bu oldu olmaya da devam edecek. Sıla’nın yanındayız, her zaman yanında olacağız, birlikte mücadele edeceğiz çünkü. 

Medyanın, çok üzüldüğünü söyleyen ünlü, ünsüz pek çok kimsenin samimiyetini de Ahmet Kural’a yapılan ve yapılacak olan muamele üzerinden test edeceğiz. Talat Bulut gibi aklayacak mı sinema, televizyon dünyası bu adamı da. Göğsünü gere gere gezmeye devam edecek mi ortamlarda? 

Evet biz kadınlar güçlü olacağız, haykıracağız, susmayacağız. Ama gücümüzü kırmaya çalışanları da yok saymayacağız.

Yayınlama: 02.11.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.