Türkiye’den Alman üniversitelerine ilgisi artıyor
Yabancı öğrenciler için artan oranda çekim merkezi haline gelen Almanya Türkiye’den gençleri ve araştırmacıları da ağırlıyor.
Yükseköğretimde dünyanın en gözde ülkelerinden olan Almanya’ya gençlerin ilgisi giderek artıyor. 2017’de yurt dışından Almanya’ya gelen yabancı öğrencilerin sayısı yüzde 5’lik artışla 359 bine ulaştı.
Şu anda üniversite öğrencilerinin yüzde 13’ü, birinci sınıf öğrencilerinin yüzde 23’ü ise yabancı öğrencilerden oluşturuyor.
DW Türkçe’den Değer Akal’ın haberine göre, Yükseköğretim platformu Study.EU‘nun üniversite kalitesi, maliyet, yaşam koşulları, kariyere katkısı ve güvenlik kriterlerine göre yaptığı, gençlerin en çok tercih ettiği ülkeler listesinde Almanya, son iki yıldır zirvedeki yerini koruyor.
Türk öğrencilerin Almanya’ya olan ilgisi de her geçen yıl daha da artıyor.
Studying in Germany adlı internet platformunun verilerine göre, yükseköğretim için Almanya’ya gelerek üniversiteye başlayan Türk öğrencilerin sayısı 2017-2018 öğretim döneminde 7 bin 633’e ulaştı.
2017 yılında, lisans öğrenimi, yüksek lisans ve doktora için Türkiye’den gelmiş olan yaklaşık 4 bin genç, Alman üniversitelerinden başarıyla mezun oldu.
Türkiye’den yoğun ilgi
Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) yetkilisi Dr. Wiebke Bachmann, Almanya için araştırma ve yükseköğretimin uluslararası niteliğinin güçlendirilmesinin önemli bir hedef olduğunu söyleyerek, “Yüksek nitelikli insanların bir araya gelmesiyle inovasyonun, gelişmenin daha da güçlendirildiğine inanıyoruz” dedi.
Bachmann, Türkiye’den Almanya’ya gelerek üniversite okumak, akademik çalışmada bulunmak isteyen öğrenci, eğitmen hatta profesörlerin sayısında son iki yıl çok büyük bir artış gözlemlediklerini aktarırken, buna karşın Almanya’dan son yıllardaki gelişmelerden ötürü Türkiye’ye giden Alman öğrenci sayısında düşüş olduğu bilgisini verdi.
“Ama potansiyel büyük” diyen Bachmann, özellikle gençler için farklı ülkelerde öğrenimin çok zenginleştirici olduğunu, DAAD’nin de bunu desteklediğini vurguladı.
Almanya’dan mezun olduktan sonra Türkiye’ye dönen, mesleklerinde başarılı çok sayıda nitelikli insan olduğuna dikkat çeken Bachmann, “Almanya-Türkiye ilişkilerinde bu tür büyükelçilere sahip olmamız harika” diye konuştu.
Hem mühendis hem sanatçı adaylarının gözdesi
Sanayi devi Almanya için büyük önem taşıyan üniversitelerdeki mühendislik bölümlerine yabancı öğrenciler de çok ilgi duyuyor. Bu bölümlerde okuyanların yüzde 17’sini yabancı öğrenciler oluşturuyor.
Bununla birlikte dünyanın en gözde kültür başkentlerinden biri olan Berlin’e sanat okumak için gelenlerin sayısında da son yıllarda büyük artış var. Bunlardan biri de Çağıl Özdemir.
Bilgi Üniversitesi’nde Medya ve Siyaset Bilimi lisans öğrenimini tamamladıktan sonra yüksek lisans yapma niyetiyle 2015 yılında Almanya’ya gelen Özdemir, Berlin Sanat Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyor. “Yüksek lisans için geldim ama gerçekten de sanat okumak istediğimi fark edip üniversiteye yeniden başladım” diyen Özdemir, uluslararası öğrencilerle, çok özgür bir ortamda öğrenimin kendisine kazandırdıklarını şöyle aktarıyor: “Her gün çok farklı ülkeden, açık fikirli insanlarla, çok farklı bakış açılarıyla etkileşim halinde olmanız ilham almanızı sağlıyor.
Kafasını özgürleştirmek isteyenlerin geldiği Berlin bugüne kadar öğrendiğim, ezberlediklerimi zorlayıp, sürekli yeni şeyler öğrenip kendimi dinamik bir şekilde geliştirebilmemi sağlayan bir kent.”
İyi hazırlık ve kapsamlı planlama önemli
Üniversite öğrenimi için Almanya’ya gelmenin zor olmadığını ancak çok iyi planlama yaparak hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Özdemir, “Okullarla iletişimden tutun, istenen belgeleri hazırlayıp, vize başvurularını zamanlı olarak yapmak, çok planlı hareket etmek gerekiyor” diye konuştu.
Almanya’da okumak için Türkiye’de üniversite sınavına girip bir bölüme yerleşmeye hak kazanmış olmak gerekiyor ve hangi alanda öğrenim görülebileceğini de Türkiye’deki sınavda girmeye hak kazanılan branşlar belirliyor. Yaz dönemleri için 15 Ocak, kış dönemleri için de 15 Temmuz tarihlerine kadar başvuru formlarının, tüm gerekli belgelerle başvuru yapılan üniversiteye ulaştırılmış olunması gerekiyor. Bir diğer koşul da Almanya’da öğretim için Almanca yeterlilik koşulunu karşılayacak dil sınavlarında başarı sağlamış olmak.
Yabancıların Almanya’da yükseköğretime artan ilgisinin en önemli nedenlerinden biri uluslararası alanda itibar sahibi bir yükseköğrenim fırsatından ücretsiz olarak yararlanabilmek. Baden-Württemberg eyaleti dışında devlet üniversiteleri ücretsiz. Öğrenciler sadece her dönem başında 100 ila 350 euro arasında değişen bir katkı payı ödüyor. Öğrenci vizesiyle Almanya’ya gelenlerin yılda en fazla 120 gün ya da 240 yarım gün çalışmasına izin veriliyor.
Burs imkanları
DAAD’nin internet sitesinde barınma, yeme-içme, ulaşım, sağlık sigortası, telefon ve internet gibi harcamaları için bir öğrencinin aylık 794 euroya ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Ayrıca DAAD’nin yanı sıra farklı Alman vakıflarının da lisans, yüksek lisans ya da doktora öğrencilerine imkan tanıdığı burslardan yararlanmak mümkün.
Doğu Toksöz de burs başvurusuna olumlu yanıt alarak öğrenimini Almanya’da sürdüren genç akademisyenlerden. Lisans öğrenimini Türkiye’de, yüksek lisansını da Fransa’da tamamlayan Toksöz, doktorasını Friedrich Ebert Vakfı’nın bursuyla, Berlin Hür Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Sosyoloji Bölümü’nde yapıyor.
Bursuyla geçimini rahatlıkla sağladığını aktaran Toksöz, “Berlin İstanbul’dan daha pahalı değil. Belki işler biraz daha yavaş işliyor ama Fransız bürokrasisini yaşayan biri olarak Alman bürokrasisinden şikayet edenleri hiç anlamıyorum” diyor.
Almanya’ya geldikten sonra, buradaki yükseköğretim sisteminin çok güçlü olduğunu gördüğünü söyleyen Toksöz, öğrencilere sağlanan imkânların çok etkileyici olduğunu anlatırken, “Sanki bir doktora öğrencisinin karşılaşabileceği olası tüm sorunları gözlemleyip bunlara çözüm üretmişler” diyor.
Toksöz, ardından gülümseyerek, şu gözlemlerini aktarıyor: “Pek çok doktora öğrencisinin girdiği, ‘yazamıyorum’ ya da ‘yapabilecek miyim bilmiyorum’ gibi bunalımlar için mentörlük ya da terapi türünde yardım programları, İngilizce akademik yazım workshopları gibi epey ücretsiz desteklerden yararlanma imkanı var. Açıkçası hiç bir bahane için alan bırakmıyorlar.
Öyle ki sanki doktorayı yapamazsam tek sorumlusu ben olacakmışım gibi geliyor…”
“En büyük zorluk kiralar”
Humboldt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde akademik çalışmalarını sürdüren doktora adayı Melih Şengölge de Almanya’yı tercih edenlerden.
Şengölge, “Karl Marks’ın, Hegel’in üniversitesi olarak adlandırılan en prestijli üniversitelerden birinde doktoramı yapıyorum.
‘Şunu yazamazsın’ diyen yok, konu seçiminden içeriğe çok esnek bir sistemleri var. Bu yaratıcılığınızı, motivasyonunuzu artırıyor” diyor.
Doktorasını kendisinin finanse ettiğini, kamu üniversitelerinin ücretsiz olmasının çok büyük avantaj olduğunu anlatan Şengölge, zorlukları ise şöyle aktarıyor: “En büyük zorluk kiralar, barınma için belli bir meblağı gözden çıkarmanız lazım zaten öğrenci vizesi almanız için o güce sahip olduğunuzu ispatlamanız gerekiyor.”
Almanya’da herhangi bir yükseköğrenim kurumundan kabul alan bir Türk öğrencinin, öğrenci vizesi başvurusu sırasında, geçimini nasıl sağlayacağını belgelemesi gerekiyor. Almanya’da ikamet eden birinin, buraya gelerek öğrenim görecek öğrencinin eğitim masraflarını bir garantör olarak üstlendiğine dair resmi beyanda bulunması gerekiyor. Ya da Almanya’da yıllık 8 bin 640 euro tutarındaki bir bloke hesap açarak bu koşul karşılanabiliyor.
Almanya’da çalışma imkanı
Yükseköğrenim için gelenlerin büyük bölümü öğrenimlerini tamamladıktan sonra Almanya’da kalmak istiyor. Study in Germany yükseköğretim portalından Gent Ukehajdaraj, yaptıkları bir anketin Almanya’ya yükseköğretim için gelen uluslararası öğrencilerin yüzde 70’inin öğrenimlerini tamamladıktan sonra burada kalmak istediklerini gösterdiğini aktardı.
Almanya’da teknoloji, tıp, bilim ve mühendislik alanlarında işgücü açığı bulunduğuna dikkat çeken Ukehajdaraj, “Almanya ekonomisinin genç ve nitelikli işgücüne ihtiyacı var. Uluslararası öğrenciler, öğrenimleri sırasında tüketici olarak ve yarı zamanlı çalışmalarıyla Almanya’ya çok değerli ekonomik katkı sağlıyor. Mezuniyet sonrası da ya Almanya’da kalıp çalışarak ya da ülkelerine dönüp Almanya ile sahip oldukları güçlü bağlar ile Alman ekonomisine artı değer katıyorlar” dedi.