Neden fazla mütevazı olmamak gerek?
Çoğu kültürde alçakgönüllülük iyi bir özellik olarak görülür. Ancak yeni araştırmalar gurur duyma ve bunu gösterme eğiliminin evrimsel nedenlere bağlı olarak geliştiğini ve bugün de önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Gururun ve övünmenin kötü bir şey olduğunu dinleyerek büyürüz çoğumuz.
Ama övünmek yıkıcı bir etken olarak görülmeyi hak etmiyor aslında.
Bu duygunun evrimsel bir fonksiyonu olduğunu ve dünya ile iletişimimizde önemli rol oynadığını gösteren yeni bulgular var.
Gurur gösterilerine her kültürde ve her yaşta rastlanır.
Ona atfedilen belli bir duruş bile vardır: dik durmak, kolları açmak, başı yukarı kaldırmak gibi.
British Columbia Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve Pride: The Secret of Success (Gurur: Başarının Sırrı) kitabının yazarı Jessica Tracy’nin yaptığı araştırmalar, doğuştan kör insanların bile bu duruşu sergilediğini ve bunun gururun sosyal bakımdan öğrenilen bir davranıştan ziyade evrimsel yapımızın bir parçası olduğunu gösteriyor.
Başka bir yeni araştırmaya göre, gurur hissi, kişiye ve etrafındakilere bazı sosyal yararlar getirdiği için ortaya çıkıyor.
California Üniversitesi’nde evrimsel psikoloji profesörü Leda Cosmides, avcı-toplayıcı toplumlarda, kişinin esenliğinin önemi konusunda diğer üyeleri ikna etmede gururun temel rol oynadığını belirtiyor.
Cosmides’in üniversite öğrencileriyle yaptığı araştırmada, zor bir iş üstendiğimizde veya belli bir özelliğimiz nedeniyle duyduğumuz gururun, evrimsel açıdan güçlü bir motivasyon kaynağı olduğu görülüyor.
“Eğer zamanınızı belli bir beceri öğrenmeye ayıracaksanız, insanların değer verdiği bir beceri olması sizin açınızdan daha iyi olur” diyor Cosmides.
Değerli bir beceriniz olduğunu göstermenin en iyi yolu, bundan duyduğunuz gururu göstermektir.
Bu gururu gösterdiğinizde “başarınızı reklam etmiş” olursunuz, diyor Montreal Üniversitesi’nden psikoloji profesörü Daniel Sznycer.
“Aksi halde başarınızın ne olduğunu, size ne kadar değer vermem gerektiğini bilememem.”
2017’de yayınlanan başka bir araştırmada Sznycer, Cosmides ve başka araştırmacılar 16 ülkede yaptıkları deneylerde katılımcılara, bazı olumlu özellikleri olan insanlar tarif edilmiş ve buna göre o insanlara puan vermeleri istenmişti.
Başka bir gruba ise o özelliklere sahip olmaları halinde ne kadar gurur duyacakları sorulmuştu.
Puanlama ile gurur düzeyi arasında paralellik görülüyordu. Yani bir özelliğin bize gurur vereceğini düşünüyorsak bu, o özellikle diğer insanlara iyi görünme durumudur. Bir başarıdan hissettiğimiz gururun büyüklüğü, diğer insanların o başarıya verdiği değerle belirlenir.
“Gurur hissinin yoğunluğu, sosyal dünyanın yaptığınız şeye ne kadar değer vereceğinin ölçüsüdür” diyor Cosmides. “Bu duygular karar mekanizmanıza gönderilen sinyallerdir. Sosyal bakımdan ne kadar yarar göreceğinizi kestirirler.”
Bu araştırmanın sanayileşmiş ülkelerde yapılmış olması nedeniyle, gururun evrim yoluyla insanda oluşmuş bir özellik mi olduğu yoksa medya yoluyla birbirinden öğrenilmiş bir davranış mı olduğu sorusu netlik kazanamadığından bu yıl yeni bir araştırma yapıldı.
Her kıtadan küçük toplulukları da temsil edecek tarzda 567 kişiye önceki araştırmada sorulanlara benzer sorular yöneltildi.
Burada da aynı bağlantı öne çıktı. Yani insanların belli özellikler için duyacakları gurur derecesi başkalarının o özelliklere karşı duyduğu hayranlık derecesi ile örtüşüyordu.
Sznycer, gurur ile ona verilen sosyal değer arasındaki bağlantının insan olmanın bir özelliği olarak evrildiği kanısında.
Peki gurur bu kadar önemliyse neden olumsuz görülüyor?
Uzmanlara göre sorun, bir başarıdan veya özellikten dolayı duyduğumuz gurur, ona verilen gerçek sosyal değeri aştığı zaman ortaya çıkıyor. Bu durum hayranlıktan ziyade güceniklik yaratıyor.
Jessica Tracy’ye göre işin sırrı, özsaygının düşük olması, fazla arkadaş sahibi olmama, saldırganlık gibi özelliklerle bağlantılı görülen kibir ile hedeflerimizi başarıp kendi değerimizden şüphe duymadığımızda hissettiğimiz gerçek gurur arasında ayrım yapabilmekten geçiyor.
“Çoğu insanın aklına ilk gelen ‘kötü gurur’ oluyor…
bu kibir, böbürlenme, kendini gözünde büyütme özelliğidir.
Oysa başarıları karşısında hakiki gurur duyanlar “sosyal ilişkilerde çok başarılıdır, özsaygıları yüksektir, ilişkide oldukları partnerlerine yakından bağlıdırlar, ideal kişilik özelliklerine sahiptirler”.
Önemli olan gurur duygusunun narsisizm veya gururdan değil, gerçek başarıdan kaynaklanıyor olmasıdır.
Narsisizm optimal seviye olmayabilir, ama sağlıklı ve dayanakları olan bir gurura kucak açmak gerekir.
Zira evrim bize bu gurur duygusunu hissettiriyor denebilir.