(Yorum) Cumhuriyet Bayramını Sarayda Kutlayarak, Ankara Sarayı Eleştirilemez
Atatürkçülerin cumhuriyet elden gidiyor şiarıyla sarıldıkları cumhuriyet bayramı kutlamaları, cumhuriyetin elden değil, halktan gittiğini gösteriyor. (virgül.at editör yorumu)
Avrupa kıtasında ve Osmanlı devletinde cumhuriyetçilik fikri ortaya ilk çıktığında krallığa karşı olmayı, bir başka ifade ile kraldan taraf değil halktan taraf olmayı ifade ediyordu.
Türkiye özgülünde, CHP’nin Halk Partisi olarak anılmasının da esas sebebi budur.
Mustafa Kemal’in “Size hiçbir dogma bırakmıyorum” sözünden yola çıkarak, akıl ve bilim rehberliğinde gelişme ve değişmenin, devrimin sürekli olması gerektiğini ifade ettiğini ileri süren günümüz Atatürkçüleri, Kemalizm’i bir ideoloji olarak kabul ederler.
Kemalizm’in en ileri gelen sloganı olarak da, tabi ki halkçı oluşu öne çıkartılır.
Yaşadığımız süreçte, Kemalistlerin en büyük kaygısı cumhuriyetin lav edilmesi, devrimin kazanımlarının geriye dönük yol almasıdır.
Başlıca dile getirilen, Türkiye İran olacak, Laiklik elden gidiyor gibi söylemlerle Cumhuriyeti korumak gibi bir misyon yüklendiler.
Kemalizm bir ideoloji olarak kabul görüldüğünden dolayı, Türkiye’de belirli bir tarihten sonra cumhuriyet ilk önce revizyonistler tarafından, daha sonra da cumhuriyet düşmanları tarafından yıkılmak istenmekte.
Kemalistlere göre Cumhuriyet sancılı dönemlerden geçiyor.
Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
-Bütün bu gelişmeler karşısında yapılması gereken, cumhuriyete ve Atatürkçülüğe daha çok sahip çıkılmalı…
Cumhuriyete ve Atatürkçülüğe sahip çıkmanın ilk görevi, Cumhuriyet bayramını, cumhuriyetin ruhuna uygun bir biçimde kutlamak.
Yukarıda yazılanlar, Atatürkçülerin Türkiye ve Cumhuriyet üzerine yaptıkları analizleridir.
Avusturya’da yaşayan Türkiye göçmenlerinin oluşturduğu sivil toplum örgütleri, T.C. Büyükelçiliği gibi kurumlar bayram kutlama programlarını yayınlamaya başladılar.
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları duyurularının içerisinde ilgimizi çeken bir açık davet, bu yazıyı kaleme almamıza vesile oldu.
AK Parti iktidarını, cumhuriyeti yıkmak iddiasıyla eleştiren Atatürkçüler, Erdoğan iktidarının yaptırmış olduğu ‘’Sarayı’’ her eleştirinin içerisine serpiştirmişler, Erdoğan iktidarının geçmişe olan özleminin sarayda şekil bulduğunu iddia etmişlerdir.
Bu eleştirileri yapan Atatürkçüler, Avusturya’da cumhuriyet bayramını saray olmasa da, ‘’saray yavrusu’’ gibi bir tarihi binada kutlaması, yukarıda da belirtiğimiz gibi
‘’kraldan taraf değil halktan taraf ‘’ olması gereken cumhuriyetçilerin içinde bulundukları yaman bir çelişkiyi gözler önüne sermekte.
Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarına, Avusturya’da çalışan bir işçinin neredeyse bir günlük net geliri kadar ücret belirleyerek, reaksiyonel bir halkçılık çıkışıyla, cumhuriyet
bayramı coşkusu yeterince halka yayılması engellenmektedir.
Cumhuriyetin tehlikede olduğunu iddia edenlerin, tamda bu dönemlerde aristokrat bir yaklaşımla, cumhuriyet bayramını kutlaması, ‘’sarayı’’ eleştirme hakkını kaybettiriyor.
Cumhuriyet Bayramını Sarayda Kutlayarak, ‘’Saray’’ politikalarını eleştirmek, sarayların haklılığına işarettir.
Çünkü halkçı bir sarayı tarih yazmamıştır.
Saray halkçı olduğunda, saray olmaktan çıkar…(Virgül .at)