Mega projede sessiz ölümler
Bir şantiyede kaç işçinin hangi nedenle hayatını kaybettiği kamuoyunca nasıl tam olarak bilinemez? Banu Güven, üçüncü havalimanındaki iş cinayetlerini takip etmenin zorluklarını ve saptanabilen ölümleri yazdı.
Bu memlekette emekçinin canının bir kıymeti yok ve bu bir sır değil. Binalar, mega mega projeler bu insanların sırtında yükseliyor.
“En büyüğü, en görkemlisi, en fazlası, en para getireni olsun” diye durmadan dönen çarkların arasında ezilen, varsın ezilsin.
Koşullar mı kötü? Varsın olsun.
Ölenin de gidenin de yerine yenisi gelir diye düşünülüyor.
Maalesef öyle oluyor.
İnsanüstü bir tempoyla 29 Ekim’e yetiştirilmesi istenen üçüncü havalimanı inşaatında olduğu gibi.
Kimilerine göre inşaat işçisi zaten çile çekmek için gelmiştir bu dünyaya.
İnşaat işi zaten zor iştir.
Amelelik yapacaksa zaten lüks aramamalıdır.
Tahtakuruları da kanını emmiş, ne fark eder?
İşçi sabretmelidir.
Duştaki soğuk sudan yatağındaki tahtakurusuna, servis yüzünden geç kalmasına rağmen maaşından yapılan kesintiden, primlerinin ödenmemesine kadar her türlü zorluğa göğüs germelidir.
Ölürse de sessizce ölmelidir.
Aynı üçüncü havalimanı şantiyesinde olduğu gibi.
Havalimanının inşasını ve 25 yıllığına işletmesini üstlenen, Türkiye’de inşaat sektörünün gediklileri.
Cengiz-MAPA-Limak-Kolin-Kalyon’un oluşturduğu İGA konsorsiyumu mega projenin inşaatında yüzlerce taşeron şirket de çalıştırıyor.
Şu ana kadar resmî olarak 700 kadar taşeron şirketten söz edilse de bu şirketlerin altlarında çalıştırdıkları ekiplerle beraber bu sayı bini geçiyor.
Üç buçuk milyon metrekarelik devasa bir alana yayılan 36 bin işçiden söz ediyoruz.
Şantiyenin bir noktasında yaşanan bir olaydan kimsenin kolay kolay haberi olmayabiliyor.
Bu nedenle iş cinayetleri konusunda da tevatür muhtelif.
Saptanabilen ölümlü vaka: 37
Sanki bu koca inşaat burnumuzun dibinde değil de dünyanın ücra bir köşesinde.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin birkaç gün önce paylaştığı listeye göre, havalimanı inşaatında 37 işçi hayatını kaybetmiş “olabilir”.
2014’ten bu yana bu şantiyedeki kazalarda ölen işçilerden 28’inin ismi ve hikayesi mevcut.
Bu listede yer alan iş cinayetlerinden 12’si basından, 8’i ölenlerin mesai arkadaşlarından, 7’si Dev Yapı-İş, 1’i de İnşaat-İş Sendikası’ndan öğrenilmiş.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıklamasıyla yapılan karşılaştırma sonucu dokuz işçinin daha öldüğü sonucuna varılmış, ancak bilgilerine ulaşılamamış.
İnşaatın ilk iş cinayeti kurbanının yaşı bile tam olarak bilinmiyor.
Osman Ceylan’ın adının yanında 30+ yazıyor.
Ceylan 8 Temmuz 2014’te iş makinesiyle dibinde çalıştığı göletin içine kaymış.
İş makinesinden çıkmayı başarmış, ama kendini çamurdan kurtaramamış.
Bu trajik olay, haberlerde “İş makinasıyla gölete uçtu” ifadesiyle yer almıştı.
İş makinasıyla çamur dolu gölete kayıp düşmemiş de gerilip gerilip gaza basarak gölete doğru gitmiş gibi.
Kayda geçen son ölüm ise 2 Eylül 2018’den. Listeye 40+ olarak giren Ramazan Yüce, havalimanının yol bağlantısında çalışan bir hafriyat kamyonu şoförü.
Olayın nasıl meydana geldiğine dair yeterli bilgi yok. Sadece Yüce’nin aracın sürücü mahallinde ezilerek can verdiğini biliyoruz.
İGA ise “Şantiyemizde bu isimde bir çalışan yoktur” diyerek yol yapım çalışmalarında ölenlerle ilgisi olmadığını beyan etmiş, o kadar.
“Ya doğal ölümdür, ya trafik kazası”
Bu iki ölüm arasında, ismi saptanamayan dokuz kişininki de dahil olmak üzere, 35 ölüm daha var.
Bunlardan bazıları Çalışma Bakanlığı için de “yok” hükmünde.
Şubat 2017’de bir işçinin tahminine dayanılarak yapılan bir haberde şantiyede 400 işçinin can verdiği iddiası dile getirilince, mecliste bir soru önergesi verilmiş ve bakanlık bilançoyu 27 olarak açıklamıştı.
Konu burada daha fazla kurcalanamadı, çünkü kurcalayacak medya kuruluşu kalmamıştı.
İGA Genel Müdürü Kadri Samsunlu’ya iş cinayetleriyle ilgili kayda geçen tek soruyu sormak SKYNews’a nasip oldu.
Genel Müdür Samsunlu, Nisan 2018’de dünyanın sıfırdan yapılan en büyük havalimanını tanıtmak için çıktığı yayında, can kayıplarıyla ilgili soruya şu cevabı verdi: “Bunların yarısı doğal ölümdür.
İnşaat alanında da 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazaları olmuştur.
Diğer 14 kişi de doğal nedenlerle ölmüştür.”
Genel Müdür acaba doğal nedenler ya da trafik kazaları derken ne kastediyordu?
Halat kopması, düşme, aşırı yük
İSİG Meclisi listesine bakalım.
Şantiyede kalp krizi geçirip ölen sadece bir kişi var.
Onun dışında bir kişi de başka bir işçi tarafından yakılarak öldürüldü, yani cinayete kurban gitti.
Bunların dışında tespit edilen 26 ölümün ardında ise, vinç halatı kopması, yaşam halatı verilmediği için yüksekten düşme, kalıp patlaması, cam blok altında kalma, bant rulolarının altında ezilme, çelik palet altında kalma gibi nedenler göze çarpıyor.
Trafik kazası olarak geçen kazaların ardında, çarpışmaların dışında, hafriyat kamyonlarının denetimsizlik sonucu aşırı yüklenmesi ve zeminin bozukluğu gibi nedenler var. Böyle olunca kamyon, birçok kez olduğu gibi, ya yolda yan yatıyor ya da yükünü boşaltırken başkalarının üzerine devriliyor.
Sendika temsilcileri de 400 rakamının gerçeği yansıtmadığı görüşünde, ama kaydedilenden daha çok ölüm olabileceği endişesinde.
İyi-Sen Genel Başkanı Ali Öztutan, “Ölümler bu kadar fazla olsaydı, muhakkak ailelerden duyulurdu” diyor, bununla birlikte dışarıya yansımayan can kayıplarını da ihtimal dahilinde tutuyor.
Öztutan, iş güvenliği uzmanlarının da baskı altında çalıştığına dikkat çekiyor.
Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut da “Bir kaza olduğunda acil müdahale ekibiyle olay yerine gidiyor ve diğer işçilerin önüne geçiyorlar. Bu nedenle ne yaşandığı tam olarak öğrenilemiyor” diyor.
Yabancı işçi ölümlerinin örtbas edildiği iddiası da doğrulanamıyor.
Dev Yapı-İş Genel Başkanı Karabulut da havalimanında Nepal, Vietnam, Pakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Suriye’den işçiler çalıştığını, ancak ellerinde bu işçilerle ilgili veri bulunmadığını belirtiyor.
Düşenin ücretinden kesinti
Havalimanı inşaatındaki yetkili sendika Türk-İş’e bağlı Yol-İş, sektörün de en büyük sendikası.
Web sitesinde “İnsan Onuruna Yakışır İstihdam” ve “Önce İş Sağlığı ve Güvenliği” yazıyor. Ama şu ana kadar havalimanında giderilmeyen sorunlar ve iş cinayetleriyle ilgili tek açıklamaya rastlamak mümkün değil.
Ama “Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan TÜRK-İŞ’i ziyaret etti” haberi ana sayfada duruyor.
Diğer sendikaların örgütlenme ya da hak arama girişimleri ise, havalimanı üzerindeki sis dağılmasın diye kriminalize ediliyor. Protestodan sonra İnşaat-İş yöneticilerinin “dışarıdan gelen provokatör” muamelesi görerek tutuklanması da bu yüzden.
“İş ve çalışma hürriyetini ihlal ettiği” iddiasıyla tutuklanan işçilerden Ramazan Gözel’in ifadesi kayda geçti:
“Kuzenim Cihan Sarıbulak’la birlikte şantiyede çalışmaktayız.
İskele olmadığı için merdiven kullanmaktayız.
Zemin de kaygan.
Kuzenim 3 metreden düştü, kalçasında çıkıntı oldu.
19 gün rapor aldı.
Bu ücretinden kesildi.
Ben de havale geçirdim.
Başka ölümlü kaza olduğu için ambulans gelmedi.
Patronum da tedavim için araç göndermedi.
Revirde o vaziyette bekledim.”
Dünyanın en büyük havalimanı, bu koşullarda tamamlanıyor.
Deutsche Welle Türkçe/Banu Güven