Viyana, Küfür ve Genç Kız

Kadın bedenini sürekli aşağılayan, adeta tecavüzün teorisi olan küfür, hayatımızın her alanında. Küfür Kültürünün, küfrü sıradanlaştırması, cehaletin derinden yaşanması.

Viyana, Küfür ve Genç Kız

Genç kızın rahatsız olduğu, yüzündeki utangaç ve tedirgin ifadesinden anlaşılıyordu.

 

Sık sık arkasına dönüp bakıyor, adeta ‘heyy’ ben buradayım demeye çalışıyordu.

 

Orada olduğunu ispat etmeye çalışan kızın bütün çabası, arka masada oturan üç yetişkin erkek tarafından fark edilmedi.

 

Belki de umursanmadı…

 

Pazar günü, Viyana ne soğuk nede sıcaktı.

 

Cafelerin kaldırım üstü masaları hala durmakta.

 

Viyana Quellenplatz’da bir cafe de, ikişer masa aralıklarla oturuyoruz.

 

Ben, genç kız ve üç yetişkin erkek.

 

Üç yetişkin erkeğin kendi aralarında yaptıkları konuşmanın, cümle girişleri küfürle başladığı için cümlenin geri kalanının bir anlam ifade etmediği, harfler kalabalığı

içerisinde koyu bir kahve, utangaç bir genç kız yüz ifadesiyle ilk yarısını bitirdiğimiz Pazar günündeyiz.  

 

Küfür dilin kırbacı gibidir! Der, ‘’Küfür Etmenin Kısa Tarihi’’  isimli kitapta.

 

‘’Yalnız kaldığımızda, içimiz acıdığında, birinin canını yakmak istediğimizde ya da bazen çok masum kimi duygularla küfür ederiz.

Şaşırmak da sevinmek de, üzülmek de küfrün yetki alanındadır.

Ayıp ve yasak olan; sert bakışların üstünüzde yoğunlaşmasına en sık neden olan söz grubundandır küfürler.

Küfrü lafı dolandırmadan anlatmak zordur.

Hele ki politik doğruculuğun bir din gibi egemen hale geldiği dünyada.’’

 

Küfrün en “yalın” kullanımı içerisinde, en sessiz ve “robotik” sesle bile havada gezdiğinde bizde uyandırdığı tedirginlik, genç kızın yüz ifadesinde görülmekteydi.

 

Belki de en ilginç olanı, küfür edenin değil de, edilen küfürlerle, dolaylı veya dolaysız hiçbir alakası olmayanların utanması.

 

Toplumsal küfür kültürünün, çok derinlerde sıradanlaştığının bir işareti olarak karşımıza çıkıyor.

 

İki bin yıl öncesi Roma döneminden günümüze irdelenen Küfür kültürü, toplumsal değişimlere paralel olarak evrimleşmiş, her dönemde kendi dilini topluma göre ayarlamıştır.

 

Küfür çoğunlukla birinci dereceden dişi aile yakınlarına hakaret sözleridir.

 

Toplumlarda karşıdaki bir insanı aşağılamak için kullanılır. Asıl amaç kişinin yakınlarına değil direk kendisine yöneliktir.

Fakat küfrü kullanan kişi başka bir şekilde kendini ifade edemediği için ısrarla küfrü kullanır.

 

Aslında daha fazlasını anlatmak ister.

 

Ancak içinde bulunduğu sosyolojik yapı ancak bu kadarına müsaade ettiği için, küfrü tekrarlayıp durur.

Ta ki rahatlayana kadar.

 

Toplumda erkek egemenliğinin yarattığı bilinçaltı, çocuk pipisini her işin anahtarı olarak kullanmayı o yaşta öğretmeye başlar.

Amcalara, dayılara bir güzel küfredilir.

Pipi gösterilir ve bu kültürel aktivite bebek yaştan itibaren başlamış olur.

 

Her toplumun kendine özgü küfür anlayışı mevcuttur.

 

Avusturya’da küfür kültürü insanların fiziksel özellikleriyle ilgili hakaretlerde yükselirken, Avusturyalıların şaka kültürüne giren söylemler veya iltifat söylemleri, Türkiye

toplumunda ağır küfür niteliği taşıyabilmektedir.

Bu toplumlar arasında kültür farklılığı gözetilerek incelenmesi ve o şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

 

Yerli ve yabancılar arasındaki kültür farklığı özünde her iki taraf acısından da bilinmekte ve buna itina gösterilmektedir.

 

Bir Türkiye göçmeni erkeğe, ‘’eşiniz çok güzel ve zarif’’ iltifatı denmesi, diyen kişinin geldiği kültürel mirasa göre değerlendirilir ve ona göre tepki verilir.

 

Şayet, bu iltifat yapan bir Avusturyalı ise, bunun altında art niyet aranmaz ve normal karşılanır. Çünkü bilinir ki, Avusturyalıların bu davranışı kültürel bir mirastır.

 

Öte yandan, iltifat Türkiye göçmeni bir erkek tarafından yapılması ve her hangi bir yakınlık derecesi de yoksa, bu davranış çok farklı algılanabilir.

 

Bu kültürel miras, toplumların kadına bakış acısından kaynaklanan, kadının toplumda ki yerini de belirleyen davranışlardır.

 

Bütün küfür söylemlerini kadını ön plana çıkararak yapan erkek, kendisine ait olduğu hissiyle yola çıkarak, kadına yapılan iltifata karşı bile koruyucu olabilmektedir.

 

Küfür gelişen şeyler karşısında bir reaksiyon biçimidir kimi zaman.

 

Küfrün en tehlikeli olarak ulaşdığı boyut ise, ifade yoksunluğundan doğan cahilliğin en uç noktası olmasıdır

 

Kadın bedenini sürekli aşağılayan, adeta tecavüzün teorisi olan küfür çocuğundan yaşlısına, erkeğinden kadınına kültürleşmiş durumda.

 

Buna müsaade etmeyiniz.. (virgül.at)

 

 

 

 

Yayınlama: 16.09.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.