Zincirin yeni halkası: Zifir-i Azap
2018’in büyük çoğunluğunu deist nüfusun artışıyla savaşmaya adayan güruha yönelik, Zifir-i Azap başka bir dönemin müjdeleyicisi olsa gerek.
Alper KAYA
Geçtiğimiz haftalarda, üstelik vizyondaki ikinci haftasını geride bıraktığı sırada senenin en çok izlenen yerli korku filmi “Siccin 5” için bir karalama kampanyası başlatıldı.
Kampanyayı başlatan, Yeni Akit’in Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı idi.
Yakışıklı, “Kur’an Okunurken İnsanları Parçalayıp Film Çekiyorlar” başlıklı yazısında filmi izlemediğini ve fragman üzerinden yorum yaptığını açık edecek net ifadeler kullanmıştı: “Fragman şöyle: Başta ve sonda yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim okunuyor.
Arada ise cinler kadınları parçalıyor, insanları delik deşik ediyor, ağızlarından gözlerinden iğrenç şeyler çıkıyor vs. Siccin biliyorsunuz Kur’an’da geçen bir kelime!”
Yakışıklı’nın yazısının bütününe baktığınız zaman ise pek çok yanlışla karşı karşıya kalıyorsunuz.
Zira, filmde okunan her Arapça metni Kur’an ayeti sanarak “Ayet okunurken insanlar parçalanıyor” ifadelerini kullanıyor ki, filmde okunan metinler Havas büyüsü olarak geçen metinler.
Keza aynı yazıda geçen şu ibareler ise, bangır bangır sansür çağrısı değil de ya ne?
“Görev Kültür ve Turizm Bakanlığına düşüyorsa belli ki 3 yıldır tek adım atılmamış.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy şayet fırsat bulursa bu işlere de bakar mı bilmem? Mesele biraz da duyarlılık meselesi!
Ezanlı toprakların inancına duyarlı olmazsanız Anadolu’nun ruhunu kaybedersiniz.”
ZİFİR-İ AZAP FİLMİ VİZYONA GİRDİ
Ancak, geçen yıllar bize şunu defalarca gösterdi ki; hiçbir şey tesadüfi değil. Hacı Yakışıklı’nın, 500 bine yakın gişe rakamı yakalamış olan Siccin 5’e dönük yürüttüğü bu algı oyunu da tesadüf olamazdı. Nitekim, bu yazıdan iki hafta sonra, 7 Eylül 2018’de, yeni bir korku filmi vizyona girdi: Zifir-i Azap.
Filmin yönetmeni, ‘çözüm süreci’ sırasında “27’sinde Aşk 7’sinde Ölüm” isimli, çözüm süreci temalı bir film çekeceğini söyleyen fakat sonrasında kendisine Aşkopat ve Yola Geldik gibi komedi filmleriyle rastladığımız Hasan Işık.
Film, hemen hemen bütün yerli korku filmleri gibi alt yapısını dini motiflerden alıyor.
Buraya kadar, Zifir-i Azap’ı türdeşlerinden ayırt edebileceğimiz bir nokta yok.
Baştan sonra kadar inançlı-inançsız karakter çatışmaları üzerinden ilerleyen bir korku filmi hüviyetine sahip olmayı ise finalde yaptığı ufak bir dönüşümle yerle yeksan ediyor.
Nitekim, ortaya da Hacı Yakışıklı’nın çok beğeneceği bir film çıkıyor.
Eskiden, henüz uydu üzerinden yayın yaparken, STV’de çok sık rastlanılabilecek ‘İnançsız karakterin imana gelip tövbe etme ve camiyle tanışması’ temasını içeren filmin maddi olarak en büyük destekçisi ise iktidar partisine mensup Boyabat Belediyesi.
Hatta ve hatta, filmin finalinde camide belirip, dini kelamlarını esirgemeyen oyuncu da bizzat Boyabat Belediye Başkanı Şekip Çakıcı!
Ortadaki tablo ise şunu gösteriyor; geride bırakmaya hazırlandığımız 2018’in büyük çoğunluğunu deist nüfusun artışıyla savaşmaya adayan güruha yönelik, Zifir-i Azap başka bir dönemin müjdeleyicisi olsa gerek.
Nitekim, filmdeki tüm türbanlı karakterlerin iyi, başı açık kadınların kötü olduğu bir film (Alem-i Cin) ve Zifir-i Azap ile hemen hemen aynı şekilde dine davet temasını işleyen başka bir film (Kabir Azabı) izlediğimiz 2018’den sonra deizme karşı kendisini siper etmeye hazır pek çok filmle daha çok karşı karşıya geleceğiz gibi görünüyor.
Bunun sinyallerini de 27 Ağustos 2018 tarihli yazısında Hacı Yakışıklı çok net vermişti zaten:
“Çocuğunuz en son hangi filme gitti haberiniz var mı?
Bir gün çocuk İslam düşmanı olarak karşınıza dikilince, “kendi paranızla kendinize” düşman yetiştirmiş olmanın vebalini kimin üstüne atabilirsiniz?”