DİKKAT! İnsanlar Filmlerde gösterildiği gibi boğulmaz
Gerçekte, boğulmakta olan kişi, elini ya da kolunu sallayarak yardım isteyemez.
Bir insan suda nasıl boğulur?
Bu soruya yanıt olarak çoğumuzun kafasında, kişinin çırpındığı ve bağırarak yardım istediği, daha sonra çırpınmaktan güçsüz kalarak suların derinliklerine kendini bıraktığına dair bir görüntü canlanır. Yani filmlerde, dizilerde defalarca seyrettiğimiz boğulma anı görüntüsü…
Oysa televizyon ve sinemanın zihnimize kazıdığı bu boğulma anı görüntüsü bütünüyle kurgusaldır ve gerçekte yaşananla bir ilgisi yoktur.
Boğulma, Hollywood’un bize gösterdiğinden çok daha kısa sürede ve kat be kat sessiz gerçekleşen bir olaydır.
Öyle ki çocuklarının üzerine tir tir titreyen bir anne baba bile, yanı başında yüzdüğü yavrusunun boğulmakta olduğunu o anda hiç farketmeyebilir.
Deniz güvenliği uzmanı Mario Vittone, kendi adıyla yayın yapan blogunda şimdilerde kaptanlık yapan bir eski cankurtaranın başından geçen örnek bir olayı şu şekilde aktarıyor:
Kaptan, elbiseleriyle tekneden atlayarak 15 metre kadar uzakta yüzmekte olan aileye doğru hızla yüzüyor.
Kaptanın bu paniğine anlam veremeyen ve şaşkın şaşkın ne yaptığını soran babayı geçip, ona sadece 3 metre mesafede boğulmakta olan 9 yaşındaki kızı suyun altından çıkararak boğulmasına engel oluyor.
Boğulmanın nasıl gerçekleştiğine ilişkin bütün bilgileri televizyonda filmlerde gördüklerinden ibaret anne baba, hemen yanıbaşlarındaki kızlarının boğulmakta olduğunun farkında bile değildir o anda.
Çünkü en ufak bir ses, çırpınma yardım çağrısı yok. Neyse ki kaptan boğulan birini uzaktan bile farkedebileceği tecrübeye sahip.
Tam 19 yıl ABD sahil güvenlik teşkilatında cankurtaranlık yapan Vittone, bütün tecrübesinden öğrendiği gerçeği şu cümlede özetliyor: ‘’Boğulmak, dışarıdan boğulmak şeklinde görünmez’’.
1970’li yıllarda New York’un ünlü plajlarında görev yapan ve ‘Pia taşıyışı’ tekniğine adını veren efsane cankurtaran Frank Pia, bu gerçeği ilk farkedenlerden biri.
O yıllarda bir öğrenciye para ödeyerek 16 mm’lik kamerasıyla plajdaki boğulmak üzere olanların ve onların kurtarılmasını filme kaydettiren Pia elde ettiği görüntüleri dikkatle analiz ettiğinde o da aynı çarpıcı gerçekle karşılaşıyor: Boğulma anı kesinlikle Hollywood’un yansıttığı gibi değil.
Boğulanların neredeyse hiçbiri bağırmıyor ve yardım isteyemiyordu.
Çok sessiz ve çok hızlı, çoğunlukla etraflarındakilere hiçbir şey söyleyemeden, sadece yüzeyde kalabilmek için en fazla 1 dakika mücadele ettikten sonra boğuluyorlar. Çocuk yaştakilerde ise bu nerdeyse sadece 20 saniye sürüyor.
Pia, ‘’boğulanın etrafındakilerin yanlarındakinin boğulduğunu farketmemeleri değil, farketmeleri istisnai bir durumdur’’ uyarısında bulunuyor.
Peki boğulan kişilerin nerdeyse tamamı neden hiç yardım bile isteyemeden boğuluyor?
Pia’nın ‘içgüdüsel boğulma tepkisi (instinctive drowning response)’ diye andığı biyolojik refleksten dolayı.
Pia, Amerikan Sahil Kurtarma ve Arama Dairesinin yayın organı olan ‘’On Scene’’ dergisinin 2006 sonbahar sayısındaki makalesinde, ‘İçgüdüsel Boğulma Tepkisi’ni şu şekilde anlatıyor:
Birkaç nadir istisna dışında boğulan kişi yardım isteyebilecek biyolojik imkana sahip değildir.
Çünkü insanın solunum sisteminin önceliği nefes alıp vermektir, konuşmak değil.
Nefes alıp verebilen konuşabilir, yardım isteyebilir.
Boğulan kişinin ağzı su yüzeyinde yardım istemesine yetecek kadar kalmaz.
O kısa sürede de ancak bir parça nefes almaya çalışır.
Gerçekte, boğulmakta olan kişi elini ya da kolunu sallayarak yardım isteyemez.
Doğal içgüdülerle boğulan kişi kollarını iki yana açarak suyun yüzeyine bastırmaya ve böylece bir parça yüzyde kalıp nefes alabilmeye çalışır.
Psikolojik olarak boğulan kişi kollarını şuurlu olarak hareket ettiremez.
Boğulmakta olan kişi boğulmayı erteleyip etrafındakilere kol sallamak, kurtarıcıya doğru ilerlemeye çalışmak ya da atılan cankurtaran simidi türü şeylerei yakalamak gibi iradi hareketler yapamaz.
İçgüdüsel Boğulma Tepkisi sürecinde boğulmakta olan kişi suyun içinde aşağı yukarı yönlü dik durur.
Yardım görmekte olduğunu hissetmediği sürece de ayaklarını oynatamaz.
Sadece kollarıyla suyun yüzeyinde kalmaya çaba sarfeder.
En fazla 60 saniye süren bu mücadele sonunda kendini tamamen bırakır ve suyun içine batar.
Çocuklarda bu süre 20 saniye civarındadır.
Pia, boğulmakta olan kişi tek başınayken de iki kişi üç kişi beraber boğuluyorlarsa da aynı şekilde boğulduklarına dikkat çekiyor.
Boston Globe’da konuşan çocuk uzmanı Dr. Julie Gilchrist ise, boğulmakta olan birçok çocuğun başlarına ne gelmekte olduğunu bile anlayamadığını ifade ediyor.
Boğulmaktan kurtarılan bir çocuk, suyun altına girince uyuyacağını düşündüğünü söylüyor.
Bu nedenle de özellikle çocukları ile sahile giden anne babalara, çocuk boğulmalarının çok daha hızlı ve çok daha sessiz gerçekleştiği uyarısında bulunuyor.
Bütün bu bilgiler boğulma vakaları şahitlerinin, tanık oldukları olayı neden hep, ‘ne olduğunu anlamadık, oradaydı, bir de baktık kaybolmuş’ şeklinde hatırladığını açıklıyor.
Yüzmek insan soyunun kolay vazgeçebileceği bir şey değil.
Boğulmanın Hollywood’un bize öğrettiği gibi gerçekleşmediğini bilmek, kendimize ya da çocuklarımıza daha güvenli yüzme imkanı sağlamak açısından çok önemli.