FPÖ’nün Seçimden Sonra CETA Dönüşü
AB ve Kanada, müzakereleri sonucunda imzalanan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması’nın (CETA) 562.000 imzaya rağmen Avusturya Parlamentosundan geçmesi an meselesi.
2016 yılında, AB ve Kanada, müzakerelerinin 7 yıl sürdüğü ve bir dönüm noktası olan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması’nı (CETA) imzaladı. Ancak CETA Avrupa’nın anlaşmaları kabul etme yeteneğinin sorgulanmasına neden oluyor.
CETA’yı, Brüksel’deki AB-Kanada Zirvesi’nde, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve AB Dönem Başkanı Slovakya Başbakanı Robert Fiko imzaladı. Anlaşmanın tamamen yürürlüğe girmesi için AB şemsiyesi altındaki 38 parlamentonun onayı gerekiyor.
38 AB ülkeleri arasında olan Avusturya, ÖVP ve FPÖ koalisyon hükümeti, tartışmalı AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasını yaz ayları öncesinde sonuçlandırmak istiyorlar.
Nisan 2018’in sonunda hükümet CETA anlaşmasını habersiz bir şekilde değerlendirmeye aldı ve kendi bakanlık görevlilerini bile şaşırttı.
Sadece 24 saat yetkililerin bir rapor hazırlamak için zamanları vardı. Görünüşe göre, AB’nin Kanada ile olan serbest ticaret anlaşmasına bu hafta Bakanlar Kurulu’nda karar verilecek.
ÖVP ve FPÖ aceleyle, acele ediyor
CETA hızla onaylanmalı. Hükümet kararı Mayıs ayında düşerse, CETA yazdan önce Meclis tarafından geçirilebilir.
Koalisyon hükümeti, AB başkanlığını yılın ikinci yarısında devralmadan önce onaylanmasını istediği söyleniyor.
FPÖ’den direniş yok gibi görünüyor
FPÖ seçimden önce ‘’kurumsal tahkim’’ tehlikesi olduğunu ısrarla söylemesine rağmen, geri adım attı.
2017 parlamento seçimlerinden sadece üç gün önce, FPÖ meclise CETA ile ilgili bir referandum çağrısında bulunan bir önerge verdi.
Başkan adayı olarak Norbert Hofer’de, anlaşmaya şiddetle karşı çıktı.
Seçimden Sonra
FPÖ hükümet ortağı olduktan sonra, CETA hakkında kritik bir yayın yapılmadı. Çünkü yeni federal hükümetin programında, Kanada ile yapılan ticaret anlaşmasının koşulsuz onaylanması kararlaştırıldı.
Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması CETA
Kimlerine göre, CETA Avrupa’da en az tartışmalı olan ticaret anlaşması. Ancak bazı uzmanlar tarihi anlaşma hakkında iyimser düşünmüyor.
Uzmanların bir bölümü özellikle ABD ve Kanada ile varılan anlaşmaların Avrupa ticaretin liberalleştirilmesi için yüksek risk teşkil ettiğini savunuyor.
Financial Times’a konuşan düşünce kuruluşu ECIPE ‘nin Direktörü Hosuk Lee-Makiyama, “CETA’nın imzalanmasının ardından şimdi Avrupa daha hafif ve daha az iddialı ticaret anlaşmaları yoluyla gitmek zorunda kalacak.
İlk olarak daha az iddialı teklifler alacağız.
Çünkü mevkidaşlarımız bizi ticaret anlaşmalarını onaylamaya muktedir olarak görmeyecek. İkinci olarak da müzakere alanlarında yeniden yapılandırmalar göreceğiz.” diye görüşlerini özetliyor.
Lee-Makiyama gelecekteki olası ticari anlaşmalarda yatırım ve hizmet sektörlerinin kademeli olarak sileneceğini savunuyor.
Bu, halen derin finansal krizden çıkmak için mücadele veren Avrupa’nın ihracat bağımlı ekonomileri için büyük bir soru işareti oluşturuyor.
Büyük ticaret anlaşmaları ekonomik büyümeyi mahmuzlamalı.
Yaşanılan bütün aksiliklere rağmen Avrupa Birliği hala bu yılın sonunda dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi Japonya ile bir ticaret anlaşması sağlamayı umut ediyor.
Ancak bu anlaşma sürecinde ortaya konulan heves gittikçe azalırken öncelikler de değişiyor.
En az 9 bin ‘tarife’ kalkıyor
Düşük seyreden emtia fiyatlarının ekonomisini oldukça olumsuz etkileyen Kanada, Avrupa Birliği ile bir ticaret anlaşmasını imzalamak için çok agresif bir yol izledi.
AB- Kanada arasında imzalanan CETA anlaşmasıyla birlikte etten balığa, tarımsal ürünlerden sanayi mallarına kadar yaklaşık 9 bin üründe uygulanan gümrük vergisi kaldırılacak.
Anlaşma ayrıca Kanada ve AB arasında hizmet, bankacılık ve sigortacılık alanlarında rekabet zemininin oluşmasını da sağlayacak.(virgül.at)