“Çok övünülen genç nüfus potansiyelini kaybettiğimiz görülüyor”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, ülke nüfusunun yaşlandığına işaret etti. Toplam nüfusta çocuk ve gençlerin oranı azaldı. 1935’te yüzde 21,2 olan ortanca yaş, 2021’de yüzde 33,1’e yükseldi

“Çok övünülen genç nüfus potansiyelini kaybettiğimiz görülüyor”

Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuyla öne çıktığı, bu kozu elinde bir yumuşak güç unsuru olarak tuttuğu biliniyor.

Siyasiler de kimi zaman konuşmalarında bu duruma atıfta bulunuyor.

Özellikle Avrupa’yla kıyaslama yapıldığında bu ülkeler çoğu zaman “yaşlı nüfusları” nedeniyle eleştiri konusu oluyor.

Konu “yaşlı Avrupa” olunca akıllara özellikle Almanya’yla ilgili çeşitli söylemler geliyor.

Türkiye genç nüfusta AB ülkelerini geçti

Gerçekten de Türkiye, yüzde 15,3’lük genç nüfus oranıyla pek çok ülkeye göre üst sıralarda yer alıyor.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranları incelendiğinde ise 2021’de bu sayı yüzde 10,6’da kalıyor.

TÜİK: Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti

TÜİK’in açıkladığı son veriler, Türkiye’nin de yaşlandığına işaret etti ve o çok övünülen “genç nüfus” kozunun yitirilmeye başlandığı görüldü.

Çalışmaya göre toplam nüfusta yaşlı ve ortanca yaş nüfusun oranı yükselirken, çocuk ve gençlerin oranı azaldı.

1935 yılında yüzde 21,2 olan ortanca yaş, 2021 yılında yüzde 33,1 oldu.

Cinsiyete göre incelendiğinde ise 1935’te erkeklerde yüzde 19,1 olan ortanca yaş yüzde 32,4’e, kadınlarda yüzde 23,4’ten 33,8’e yükseldi.

Genç nüfusta ilk üç kent: Hakkari, Şırnak, Siirt

Verilere göre 2021’de genç nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,8’yle Hakkari oldu.

Bu kenti yüzde 22,1’le Şırnak ve yüzde 21,8’le Siirt izledi.

En yaşlı kent ise pek çok emeklinin de tercihleri arasında yer alan Muğla oldu.

Genç nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde ise yüzde 29’u 15-17 yaş grubunda, yüzde 19’u 18-19 yaş grubunda, yüzde 31,1’i 20-22 ve yüzde 20,9’u ise 23-24 yaş grubunda yer aldı.

“Çok övünülen genç nüfus potansiyelini kaybettiğimiz görülüyor”

TÜİK’in açıkladığı verileri, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İstatistik bölümü Araştırma Görevlisi Ozancan Özdemir’le konuştuk.

Son verilerin çok da şaşırtıcı olmadığı görüşünü savunan Özdemir’e göre geçmişteki raporlar bu durumun habercisi niteliğindeydi.

Evlilik yaşının ötelenmesi, aile başına çocuk sayısının düşmesi gibi hususların zaten düşüş halinde olduğunu belirten Ozancan Özdemir, ortanca yaş grafiğine bakıldığında Türkiye nüfusunun yaşlandığının net şekilde görüldüğünü kaydetti.

Nüfus artış hızını gösteren grafik dikkate alındığında ise 2015-2020 yıllarında düşüşün dikkat çektiğine değinen Özdemir, nüfus-yaş piramidinin de 2000 ile 2022 yılları arasındaki farkı net şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “Türkiye genç nüfus kozunu kaybetti” yorumunu yaptı.

“Doğal nüfus artış oranında 2014’ten sonra hızlı bir düşüş var”

Doğal nüfus artış oranında 2014’ten sonra hızlı bir düşüş olduğunu, bu duruma göç, ölüm sayıları, ekonomik koşullar, değişen aile yapısı, evlilik yaşının ilerlemesi, daha az çocuk sahibi olmak gibi etmenlerin neden olduğunu belirten Ozancan Özdemir, nüfus artış hızında ise 2020’de çok belirgin bir düşüş görüldüğünü, bu duruma pandeminin neden olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Özdemir, ölüm verilerinin iki yıldır açıklanmadığını bu nedenle kesin bir kanının mümkün olmadığını ifade etti.

“Türkiye demografik fırsat penceresini kapattı”

Türkiye’nin sık sık “genç nüfus potansiyeline” atfı yaptığı biliniyor. Ancak Özdemir, bu söylemin kullanılması doğru olmadığını, “Çok övünülen genç nüfus potansiyelini kaybettiğimiz görülüyor. Kişibaşı milli gelire de bakılırsa, düşük kalıyor. Daha üst sıralarda yer almak gerekiyor!” sözleriyle dile getirdi.

2000’lerin başında “Türkiye’nin genç nüfus potansiyeli” ve “gücü” olarak lanse edilen kesime ilişkin olarak ise Özdemir, “Tecrübeli, know how’a katkı sağlayabilecek, maksimum verimi alabileceğimiz bu kuşak tam da potansiyelini yansıtacağı dönemde bunu yapamıyor” şeklinde konuştu.

Özdemir, şöyle devam etti:

Günümüze ve geleceğe dair belirsizlikler, kaygılar arttı. Ekonomi başta olmak üzere çeşitli sebeplerle verimli çağındakiler ülkeden gitti. Türkiye demografik fırsat penceresini kapattı. 2014-202 arası düşüş çok yüksek, bu hızla yaşlanacak ülke olduğunun göstergesi. 14-15 sene önce ortanca yaş 28’ken bugün kadın yaşı 34, erkek yaşı 32’ye yükselmiş durumda ve bu artış daha da sürecek gibi duruyor. Genç nüfus kozu elimizden gitti! Özellikle ekonomik açıdan önemli olan hayatî fırsat elimizden kaçtı. Göç dalgasıyla birçok kalifiye eleman gitti.”

“Demografik değişimler yavaş olur ama bu değişimlerin etkileri büyük ve kalıcıdır” diyen Ozancan Özdemir, toplumun yaşlanmasının etkilerinin bir süre sonra daha net şekilde görüleceğini sözlerine ekledi.| Lale Elmacıoğlu | The Independentturkish

Yayınlama: 23.12.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.