“Artık izine gittiğimde gidecek bir evim yok”
Binlerce depremzede akrabalarından sadece birisi, Viyana’dan çok uzaklara dalıyor gözleri… Artık gidecek bir evimiz yok! Saniyeler süren depremin çocukluğunu elinden aldığını söylerken, sözcükler boğazına düğümleniyordu…
Adem Hüyük
Doğal afetin sonuçlarına dayanabilmek çok zor diyor… İnsanın içinde bulunduğu zor durumda yalnız olmadığını, başkalarının da aynı durumda olduğunu bilmesi, normal de güç vermesi gerekir… Ancak binlerce insanın aynı kaderi paylaşması bana güç vermediği gibi daha çok acı veriyor… Birlikte çalışmak, birlikte mücadele etmek, birlikte yürümek insana güç verir… Ama birlikte acı çekmek güç vermiyormuş…
Akrabalarım öldü… Doğduğum ev yıkıldı… Yaşlı annem babam günlerce araba yatmak zorunda kaldı ve ben Viyana’da çok uzakta çaresiz bir şekilde sadece ağladım…
Artık Adıyaman’ım yoktu… artık çocukluğum yoktu… Çocukluk arkadaşlarım, akrabalarım yitip giden çocukluğum gibi enkaz altında kaldı…
Geceleri çocuklarıma sarıldım, sıcacıktı… Sıcacıktı Viyana… Adıyaman donuyordu, yaşlı annem babam arabada yatıyordu… Biran durdum ve kendime kızdım, kendimden utandım… ağladım sabahlara kadar…
Yardım toplamaya başladım… Enkaz altında kalanların kurtulmasından başka temennim yoktu… Ama artık umudum kalmadı, aradan 10 gün geçti… Geride kalanlar için yardım toplamaya yardımcı olmaya çalıştım…
Yardım kampanyalarına katılmak, acılarımı dindiriyor, kayıplarımıza yeni kayıplar eklenmesin diye gece gündüz dua ediyorum…
Acı yüreklere sığmıyor, taşıp Fırat’a Dicle’ye karışıyor, oradan ağıtlarda vücut buluyordu…
Çocukluğum gibi kaybettiğim tüm sevdiklerimi, yakılacak ağıtların içinde arayacaktım artık…
Artık binlerce insanla birlikte aynı acıyı paylaşacak ama tek başıma acı çekecektim… | © DerVirgül
Duygularımızın sesi olmuşsunuz,teşekkür ederiz Der virgül .