Kamu bankalarının devlete bağışı | “Sağ cepten, sol cebe bağışlanmış oluyor”
“Türkiye Tek Yürek” sloganıyla dün gerçekleştirilen yardım kampanyasında TCBM başta olmak üzere kamu bankalarının devlete yaptığı bağış eleştiri konusu oldu. İktisatçılara göre kamunun, kamuya yardımı “bağış” olarak değerlendirilemez. Ancak, TCMB daha önce 1999 depreminde ve pandemi döneminde de bağış yapmıştı.
Türkiye’nin 10 kentini enkaza çeviren çifte depremler 11’inci günü de geride bırakmak üzere.
Resmi kurumların yanı sıra onlarca sivil toplum örgütü ve binlerce gönüllüde depremzedelere yardım etmek için adeta yarış içerisinde.
Yardım faaliyetleri devam ederken hem yurtiçinde hem de yurtdışında depremzedeler için yardım kampanyaları düzenleniyor.
Dün akşam da “Türkiye Tek Yürek” sloganıyla bir yardım kampanyası düzenlendi.
115 milyar bağış toplandı
Yüzlerce televizyon kanalı ve radyonun ortak yayınıyla gerçekleştirilen kampanyada 115 milyar Türk lirası bağış toplantı.
Bunun yanı sıra 9 milyon 10 bin adet de SMS atıldı. Her bir mesajla AFAD ve Kızılay’ın hesaplarına 50 lira yardım yapıldı.
Kampanyaya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 30 milyar, Ziraat Bankası 20 milyar, Vakıfbank 12 milyar ve Halkbank 7 milyar bağışla katıldı.
Toplanan 115 milyarın büyük kısmı kamu bankalarının yaptığı bağışlardan meydana geldi.
Kamu bankalarının kampanyaya bağış yapması özellikle sosyal medyada büyük tartışmalara neden oldu.
Kimi ekonomistler “kimin parasını kime bağışlıyorsunuz” diyerek eleştirilerde bulundu.
“Bari alay etmek için depremi vesile etmeyin”
İktisatçı Refet Gürkaynak, sosyal medya hesabında “bezdim” diyerek şu paylaşımda bulundu:
Hazine bağışlamış olsaydı kimin parasını kime bağışladı diye sorardık, bunda yoktan para var ederek yapılan bağış asdfgasdfg… Bezdim. Bari depremi insanlar ile alay etmek için vesile haline getirmeyin.”
“Kamu kurumlarının bağış yapması tuhaf değil mi?”
Ekonomi yazarı Uğur Gürses de yapılan bağışı tuhaf bulanlardan:
“Kamu kurum ve bankalarının Hazine kesesinden bağış yapmaları tuhaf değil mi? Aralık ayında Hazine’den 20’şer milyar, toplam 60 milyar TL sermaye konan kamu bankaları, 7, 12 ve 20 milyar TL, toplam 39 milyar TL bağış yapıyor. Bütçeden yapılmasının ne sakıncası var?”
“Çok fazla harcama enflasyonu artırır”
Eski TCMB başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara ise enflasyon uyarısı yaptı.
Sosyal medya hesabında “Merkez Bankası’nın kamuya yaptığı bağış pratikte bir bağış mıdır” sorusunu yönelten Prof. Dr. Kara, “TCMB kamuya bağış yaptığında gider yazar, kârı azalır, Hazineye sonraki sene daha az kâr aktarır. Yani işlevsel anlamda bu bir hibeden çok TCMB’nin gelecekte Hazine’ye aktaracağı kârın bugüne çekilmesidir. Ne işe yarar? Bu sene kamu finansmanını rahatlatır, bütçe açığı ve kamu borcu geçici olarak düşük görünür, kamunun faiz harcaması azalır. Riski nedir? Öne çekilen bu transfer sonucu geçici rahatlama hissiyle kamu çok daha fazla harcama yaparsa enflasyonu artırır” uyarısında bulundu.
Peki kamu bankalarının kamu kurumlarına bağış yapması normal mı?
Ekonomistler, konuyu Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
“Bağış yapmasalar da zaten bu kâr devlete gidecek”
Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı ve eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, kamu bankalarının kamu kurumlarına bağış yapmasının normal ama sonucu değiştirmediği görüşünde.
Kamu bankalarının karlarından bağış yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Babuşcu, “Bağış yapmasalar da zaten bu kâr devlete gidecek. Yani devlete gidecek parayı yine devlete bağış yapmış oluyor” dedi.
“Sağ cepten sol cebe bağışlanmış oluyor”
Prof. Dr. Babuşcu, “Yani bir anlamda sağ cepten sol cebe mi girmiş oluyor” sorusuna şu yanıtı verdi:
Evet, sağ cepten sola cebe bağışlanmış oluyor. Dolayısıyla bağış yapmanın çok anlamı kalmıyor. Zaten bu para devletin kasasına gidecekti, yine devletin kasasına girmiş olacak. Devletin kasasına girdiğinde de istediği yere harcayabilir. Bağış olmasıyla normal olarak kardan devletin para alması arasında hiçbir fark yok.”
“‘Borç silme operasyonu’ çok daha kıymetli”
Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Sadi Uzunoğlu da kamu bankalarının yaptığı bağışların gider yazılacağı ve otomatikman karı azaltacağını söyledi.
Merkez Bankası ve kamu bankalarını karlarını hazineye aktarıldığı düşünüldüğünde değişen bir şeyin olmadığının altını çizen Prof. Dr. Uzunoğlu, “Bankalar bunu gider yazacak ve hazineye parayı bu şekilde verecek” ifadelerini kullandı.
Bağış yapılmasa da karın yine hazineye gideceğini ve sonuçta bir şeyin değişmeyeceğini kaydeden Uzunoğlu, devamında şunları kaydetti:
“Örneğin İş Bankası’nın yaptığı ‘borç silme operasyonu’ bence çok daha kıymetli. Özel bankalar da yardım etiklerini açıklıyorlar ama özellikle deprem bölgesinde hayatını kaybetmiş insanların borçlarını silmenin çok daha önemli bir destek olduğunu düşünüyorum.”
“Büyük bağış yapmaları normal değil”
İktisatçı Prof. Dr. Eser Karakaş “Kamu bankaları deprem için bağış yapabilirler mi?” başlıklı makalesinde kamu bankaların büyük bağış yapmalarının normal olmadığını savundu.
Televizyonlarda deprem felaketine uğrayanlar için bir bağış kampanyası düzenlendiğini ve buraya kadar her şeyin normal olduğunu belirten Karakaş, “Ancak, hazinenin bilançolarını düzeltmek için sermaye koyduğu kamu bankalarının, Ziraat, Vakıflar, Halk, böyle büyük bağışlar yapmaları çok normal değil” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası’nın yaptığı bağışa da değinen Prof. Dr. Karakaş, “Merkez Bankası bir anonim şirkettir, kar edebilir ve bu karının bir bölümünü yönetim kurulunun kararıyla kamusal bir konuya bağış olarak aktarabilir ama bu süreç çok iyi izlenmeli, acaba Merkez Bankası 2022 yılında bu ölçüde kar yapmış mıdır?” sorusunu yöneltti.
“Ziraatın görevi uzun vadeli, düşük faizli kredi sunmaktır”
“Üç kamu bankasının yaptığı ise hiç kabul edilebilecek bir konu değildir” değerlendirmesinde bulunan Karakaş, devamında şu sözlere yer veriyor:
Bu bankaların esas sözleşmelerinde hem kuruluş amaçları ama bir de ticari bankacılık yapabilecekleri hükmü vardır. Ziraat Bankası üzerinden açmaya çalışalım. Böyle bir felaket sonrası Ziraat Bankası’nın yapması gereken bölgedeki tarımcılara çok uygun, çok uzun vadeli, çok düşük faizli kredi programı hazırlamak ve sunmaktır. Halk Bankası’nın asli işi de Ziraat’ın tarımcılara yaptığını küçük ve orta boy işletmeler ve esnaf için planlamaktır, bağış yapmak değildir. Nihai anlamda iktisat demek para ve kaynak kıtlığının belirli amaçlara tahsisi demektir, bu tahsis doğru yapılamaz ise gelinen nokta Türkiye’nin bugün geldiği noktadır.
Merkez Bankası’nın depremzedelere yönelik 30 milyar liralık bağışının nereden karşılanacağı belli oldu
Merkez Bankası’nın dün akşam TV’lerin ortak yayınında açıkladığı depremzedelere yönelik 30 milyar TL’lik bağışı bankanın 2022 bilançosu kârından karşılanacak.
Reuters’a bilgi veren MB kaynağına göre, bankanın depremzedelere yönelik 30 milyar liralık bağışı bankanın 2022 bilançosu kârından karşılanacak. Böylece banka tahminen nisan ayında Genel Kurul ile Hazine’ye aktaracağı 2022 kârının 30 milyar lirasını depremzedelere tahsis etmiş oldu.
Depreme yönelik TV’lerde dün yapılan ortak yardım yayınında 115 milyar lira üzerinde bağış toplandı. TCMB ise bu bağış kampanyasına 30 milyar TL ile en yüksek bağışı yapan kurum olmuş oldu. TCMB daha önce 1999 depreminde ve pandemi döneminde de bağış yapmıştı.
Banka her yıl genel kurul ile genellikle nisan ayında bir önceki yıla ilişkin varsa oluşan karını Hazine’ye aktarıyor.
Banka geçen yıl Hazine’ye bu kapsamda 50 milyar TL aktarmıştı. TCMB’nin 2022 kârı henüz açıklanmadı ancak ekonomistler bankanın 40-50 milyar TL civarında belki de daha yüksek tutarda kâr edebileceğini öncü verilerden hesaplıyorlar.
Depremzedelere yapılan bağış için Avrupa dan yada Yardım eden ülkelerden özel denetleme ekibi kurulmalı,yapılan çalışmalar kontrol edilmelidir.