Viyana’da emek birleştirdi!
Seçimler, demokrasinin var olma nedenidir. Viyana’da sandık görevlileri ve siyasi parti temsilcilerinin davranışları, demokrasinin emek ekseninde birleştiğini gösterdi.
Belki de aynı fabrikada çalışıyor ve aynı kaderi paylaşıyorlardı… Aynı yaşamda birleşmek aynı siyasi tercihte birleşecekleri anlamına gelmiyordu… Ancak birleşmek için, birleştirici güç olan demokrasiyi benimsemek zorundalardı… O yüzden sandığa gittiler…
Çok farklı dünya görüşü ve bireysel davranış biçimine sahip ve hatta bir görüşü bile olmayan insanların sandık başında, tercihini yaparken ona yol gösteren sandık görevlileri…
Günlerce oy kullanmak isteyen yurttaşlara kılavuz olan, siyasi anlamda birbirlerine ters görüşlü sandık görevlilerinden bahsediyoruz…
Son gün; Viyana başkonsolosluğundayız ve saat 22:00’a yaklaşıyor.
Bazı sandıklar kapatılmış ve sayılmaya başlanılmıştı…
Büyükelçi basın açıklamasında duyurmak için sonuçları bekliyordur.
Nihayetinde YSK tarafından yerel saatte oy kullanma işlemlerinin sona ermesini hükmettiği 22:00’a ulaşıldı…
Birinci tur derken, ikinci tur seçimlerinde günde 12 saatten fazla çalışan sandık görevlilerinde, büyük bir başarının sonucuna ulaşmanın verdiği sevinç çığlıkları duyuldu…
Büyükelçinin basın açıklaması esnasında bile bu sevinç seslerinin duyulduğu görüldü…
Aslında zoru başaran onlardı… Tabi ki daha zorunu bekleyen, seçim sonrasında iktidara gelecek olan cumhurbaşkanıydı….
Zira Avusturya’da oy veren yurttaşlar, birebir yaşamadığı bir coğrafya için tercihte bulunuyor ve bu tercihin siyasi sonuçlarından olumlu veya olumsuz hiçbir şekilde etkilenmeyecekti…
Siyasi analizlere girmeden, Viyana başkonsolosluğundaki son günün akşamında yaşananlara dönelim.
Önce siyasi partiler, kendi kadrolarıyla fotoğraf çekildi. Bölge başkanlarını tebrik ettiler…
Yorgunluğun gölgesinde, bütün siyasi kimliklerinden sıyrılarak kazanma umudunun verdiği sevinçle çevreye tebessüm eden sandık görevlileri, biten görevlerinin kendilerine bıraktığı yeniliği fark ettiler…
Daha önce, dışlanan yok sayılan, siyasi terörist, faşist, gerici veya sosyal faşist gibi söylemlerden türeyen dünya görüşlerinden bağımsız olarak, ortak bir noktada kısa bir süre de olsa birleştiler… Birbirlerini tebrik etiler… Sonra yine birbirlerine ithamlarda bulunacakları kaçınılamaz.
Ancak, ,sandık görevlilerini, kısa bir süre de olsa, dünya görüşlerinden bağımsız olarak birleştiren, sandık başında harcadıkları emektir… | ©DerVirgül
2
A+
A-
Benzer Konular
| Adem Hüyük 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam Avusturya’da toplam 124.068 Türk vatandaşının kalıcı ikamet kapsamında yaşadığı kayıtlara geçti. Österreichische Integrationsfonds ÖIF verilerine göre, 1 Ocak 2024 itibarıyla toplam 124.068 Türk vatandaşının eyaletlere göre ikamet dağılımı şöyle: Viyana: Yüzde 37,7 Oberösterreich
| Adem Hüyük 1990’ların ikinci yarısında İşçi Odaları seçimleri kapsamında yaptığım bir röportajla haber aktarmaya başladım. Gazetecilik eğitimimi üniversitede değil de sonradan özel derslerle almış olmamdan kaynaklı, o günden bugüne süre gelen bir gazeteci olmak/olamamak ikileminin ölümcül sorgulayıcısı olarak yürüdüm,- hiç durmadan… Kendi haberciliğimi hep yargıladım. Bunu yaparken de...
| Adem Hüyük Türkiye kökenli bireyler, Avusturya’daki en büyük göçmen gruplarından birini oluşturmakta ve eğitim durumları, sosyo-ekonomik statüleriyle yakından ilişkilidir. Avusturya’daki Türkiye göçmenleri arasında zorunlu eğitim, yani ilkokul ve ortaokul düzeyinde eğitim alanların oranı yüksek. Öte yandan, Türkiye kökenli gençlerin üniversiteye gitme oranı, Avusturya’daki diğer göçmen gruplarına kıyasla daha düşüktür....
Romantizm, XVII. yüzyılda oluşmaya başlamış, farklı ülkelerde sanat türlerine göre değişik tarzlarda ortaya çıkarak hala devam ettiği varsayılmaktadır. Özünde bir başkaldırı, melankoli, yalnızlık ve devrimci bir motto bulunduğu için farklı dönemlerde sinik bir şekilde Romantizm karşımıza çıkmaktadır. “Bu yalnızlığı ve melankoliyi Auguste Macke’nin Gezintiye Çıkanlarından, Edward Hopper’ın resimlerine kadar keşfetmek...
| Adem Hüyük Toplumun alım gücüyle bağlantılı olarak kalite bakımından değer kaybeden “döner” Avrupa’daki deyimiyle “döner kebap”, ilk olarak Berlin’de sandviç olarak sunulmasıyla, uluslararası ayaküstü yiyecek sektörüne rakip olmuş ve McDonald’s. gibi tekellerin azimetine uğramamıştır. Döner kendi içerisinde, döneri pazarlayanlar tarafından kalitesi ve lezzeti acısından farklı sunulmuş, artı...
| Derleyen Adem Hüyük İnsanın kendi varlığını sorgulamasıyla ilgili sorular karşısında durabilen ve bunu sorgulayabilen, aslında derin bir bilince sahip insan demektir. Ama öncelikle, insanın kendi varlığını sorgulamasının ne anlama geldiğini bilmesi gerekmektedir. İnsanın kendi varlığını sorgulaması, kendisi, yaşamı, evrendeki yeri ve varoluşunun anlamı üzerine düşünmesi demektir. Bu, felsefenin en...
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum