“Göç ve Entegrasyon 2023” Raporu Sunuldu
Avusturya’da göçmen kökenlilerin oranı yüzde 22’den yüzde 26’ya yükseldi. T.C. Vatandaşları, 119.706 kişiyle ülkede yaşayan en çok etnik grup listesinde dördüncü sırada yer almakta. Entegrasyon Bakanı Raab, göçmenler için sosyal yardımlarda kesinti istiyor.
Perşembe günü “Göç ve Entegrasyon 2023” raporu Bakan Susanne Raab, Uzmanlar Konseyi Başkanı Katharina Pabel ve Statistik Austria Genel Müdürü Tobias Thomas tarafından sunuldu.
Thomas, “Avusturya sadece göç sayesinde büyüyor” diyerek sözlerine başladı. Şu anda Avusturya’da dokuz milyondan fazla insan yaşıyor – 2060’larda 10 milyon sınırının aşılması bekleniyor. Bu nüfus artışı sadece göçten kaynaklanıyor. Uzmana göre doğum oranı önümüzdeki yıllarda düşmeye devam edecek.
Son yıllarda göçmen kökenlilerin oranı yaklaşık yüzde 22’den yüzde 26’ya yükselmiştir. En büyük göçmen grubu yaklaşık 225.000 kişi ile Alman vatandaşları olmaya devam ediyor. Romenler yaklaşık 127.000 kişi ile ikinci sırada yer almakta. Bunu 121.916 kişiyle Sırp ve 119.706 kişiyle Türk toplulukları takip etmektedir.
Büyük çoğunluk kendini Avusturya’ya ait hissediyor
Thomas, göçmen kökenli kişilerin büyük bir çoğunluğunun kendilerini Avusturya’ya ait hissettiğini açıkladı. Ankete katılanların yüzde 74’ünden fazlasını oluşturan büyük bir çoğunluk kendilerini Avusturya ile özdeşleştirdiklerini ifade etmiştir. Statistics Austria ayrıca göçmen kökenliler ile göçmen kökenli olmayanlar arasındaki birlikte yaşamın ne kadar iyi işlediğini de araştırdı. Avusturya doğumluların yaklaşık yüzde 28’i birlikte yaşamanın iyi ya da çok iyi işlediğini belirtirken, yüzde 34’ü birlikte yaşamayı kötü ya da oldukça kötü olarak değerlendirmiştir. Thomas, göçmen kökenli insanlar arasında birlikte yaşamayı iyi ya da oldukça iyi olarak değerlendirenlerin oranının çok daha yüksek olduğunu, yani yüzde 60’ın üzerinde olduğunu açıkladı.
Pabel, göçmen kökenli insanlar için [ileri] eğitim fırsatına sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu açıkladı ve özellikle genç kadınlara ve kız çocuklarına vurgu yaptı. Kaçış nedeniyle eğitim hayatları kesintiye uğramış gençlere de özel ilgi gösterilmelidir. Onlara okulu tamamlama fırsatı verilmelidir. Bu aynı zamanda işgücü piyasasına entegrasyon açısından da önemlidir. Çeşitli nedenlerden dolayı bu, kadınlar için daha uzun sürecek ve daha az başarılı olacaktır. Pabel’e göre mülteciler eğitim sektöründe özellikle zor zamanlar geçirmektedir. Bunun nedeni, birçoğunun ikincil okuryazarlık da dahil olmak üzere okuryazarlığa ihtiyaç duymasıdır. Bu da Latin alfabesini öğrenme ihtiyacını ifade ediyor.
Raab göçmenler için sosyal yardımlarda kesinti istiyor
Bakan Raab entegrasyon raporunu siyaset için bir “sismograf” olarak tanımladı. Şu anda geniş bir göç yelpazesine sahip olduğumuz bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söyledi. Raab, iltica, Ukrayna’dan yerinden edilmiş kişiler, Kırmızı-Beyaz-Kırmızı Kart aracılığıyla işgücü piyasasına göç ve AB göçü alanlarından bahsetti. Raab, Avusturya’ya sadece kaç kişinin geldiğinin değil, aynı zamanda nereden ve hangi niteliklerle geldiklerinin de önemli olduğunu açıkladı.
Bu bağlamda Bakan, iltica sektöründeki “güçlü düşüşü” olumlu olarak değerlendirdi – burada “iltica freninin” başarısının açık olduğunu söyledi. Mülteci göçünün en zorlu, uzun süreli ve pahalı göç biçimi olduğu da açıktı. Avusturya’nın nitelikli göçe ihtiyacı var, “sosyal sistemimize” değil. Politikacı, sosyal sistemin göç için bir mıknatıs olmaması gerektiğini açıkladı. Bu bağlamda yine “Danimarka modelini” savundu. Bu model, sosyal yardımların ödenmesinin ikamet süresi gibi koşullara bağlanmasını öngörüyor.|© DerVirgül