Polis ırkçılık mı yapıyor? | “Siyahileri buralarda istemiyoruz”
Ankara’nın merkezinde Somaliler tarafından işletilen lokanta uzunca bir süredir emniyet güçlerinin yaptığı denetimler nedeniyle gündeme taşındı. İşletme sahibi, polis memurlarının “siyahileri buralarda istemiyoruz” dediğini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi…
Ankara’nın merkezinde Somaliler tarafından işletilen lokanta uzunca bir süredir emniyet güçlerinin yaptığı denetimler nedeniyle gündeme taşındı. Denetimlerin artık bir “baskı” niteliği taşıdığını söyleyen işletme sahipleri “pes etme noktasındayız” diyor.
Polis baskısı nedeniyle defalarca isim değişikliği yapan işletmenin yeniden “SAAB” ismi ile açılışında ise polis ile Deva Partili Mustafa Yeneroğlu’nun arasında geçen konuşmalar “ırkçılık” ve “keyfi muamele” tartışmasını körükledi.
Polis ırkçılık mı yapıyor? | “Siyahileri buralarda istemiyoruz” https://t.co/WeAN3FMTS8 pic.twitter.com/PpIZDFYnTy
&mdash Der Virgül (@HaberVirgul) June 22, 2022
Yaklaşık on bir yıldır Türkiye’de yaşayan Somali lokantası işletme sahiplerinden Muhammed İsa Abdullah yaşananları Euronews Türkçe’ye anlattı.
Abdullah eğitim hayatının büyük bir kısmını Türkiye’de tamamlamış ve dört yıldır ticaret ile uğraşıyor. Yasal olarak tüm sorumluluklarını yerini getirdiğini söyleyerek sözlerine başlayan Abdullah, geçtiğimiz yılın Ağustos ayından beri işletmesini kapatması için ‘yoğun baskılara’ maruz kaldıklarını ifade ediyor.
“Yarın başıma ne gelecek hiç bilmiyorum”
Emniyet mensuplarının uygulamalarına dair yasal dayanağın kendilerine gösterilmediğinin altını çizen Abdullah, lokantasına gelen müşterilerin gözaltına alındığını, karakolda bir iki saat bekletilerek serbest bırakıldıklarını, Somalilere ait diğer iş yerlerinin bu baskılar sonucu kapandığını ve iş yerlerinin Türkçe isimlerinin değiştirilmeye çalışıldığını anlatıyor.
Abdullah, “Somali Sofrası diye bir yerimiz vardı. Polis, Somali Sofrası yabancı bir isim dediği için değiştirmek zorunda kaldık. Halbuki Somali Sofrası Türkçe ve başka bir Türkçesi yok, yoksa biz mi bilmiyoruz!” diyerek tepkisini ortaya koyuyor.
Emniyetin yaptığı uygulamalar nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kalan bir çok Somalili esnafın olduğunu belirten Abdullah, işletme sahiplerinin iflasa sürüklendiğinden ve yurt dışına gitmek zorunda kaldığından bahsediyor.
Komşu işletmelerin, belediye ve maliyeyle hiç bir sorun yaşamadığından söz eden Abdullah, Ankara’da Kızılay’da rahatça gezemediğine ve gözaltına alınma korkusunu daima yaşadığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Yarın başıma ne gelecek hiç bilmiyorum.”
Abdullah, Emniyetin Somali lokantası önünde bir ekip otosu sabitlediğini ve polis memurunun gelen müşterilere, “Burası kapalı” diyerek lokantaya girişlerini engellediklerini anlatıyor.
Lokantanın mülk sahibinin de baskılara maruz kaldığına dikkat çeken Abdullah, “Bizim mülk sahiplerimiz arandı. Hiç bir yasal dayanağı olmadan bizim çıkartılmamız istenmiş” diyor: “Ben vergimi ödüyorum. İşletmenin ruhsatı var. Kira kontratım devam ediyor.”
İddialar karşısında Euronews Türkçe’nin ulaştığı Somali lokantasının mülk sahibi ise sorularımıza cevap vermek istemedi.
“Pes etme noktasına geldim”
Somali lokantasının işletme sahiplerinden Somali uyruklu Türk vatandaşı Mesaret Karakaya, 2012 yılından beri Türkiye’ye yaşıyor. Karakaya, işletmesinin sürekli polis memurlarınca basıldığını ve “işletmenin kapatılmasının” istendiğini dile getiriyor.
Euronews Türkçe’ye konuşan Karakaya, “Pes etme noktasına geldim” diyor.
İşletmenin tabelasının yeniden asılmasına dair yapılan açılışta yaşananlara değinen Karakaya, “Tabelanın renklerinden dolayı olduğunu söylüyorlar. O rengi biz kötü bir amaçtan değil, Afrika mutfağı olduğu için Afrika’yı yansıtan renkleri kullandık.” diye açıklıyor.
Denetim sonrasında tabelanın beyaz renge boyandığını ifade eden Karakaya, Somali ve Etiyopya bayraklarını göstererek işletme tabelasının bu bayrak renklerinden esinlenerek tasarlandığını belirtiyor.
“Tek çarem Cumhurbaşkanı kaldı”
Türkiye’de yaşamak için artık “kararsız” olduğunu söyleyen Karakaya, “Çalışamıyorsam, işletmeyi kapatacağım ve gideceğim Türkiye’den” diyor
Karakaya, “Çok çabaladık, devlete sesimizi duyurmaya çalıştık ama o da olmuyormuş” diyerek ekliyor:
“Bu dükkan çalışsın diyorlarsa devlet bize yardım etsin. Tek kalan çarem Cumhurbaşkanı, ona sesleniyorum. Bu uygulama hangi suçtan dolayı yapılıyor. Suçumuz varsa işletmeyi kapatmayı kabul ediyorum. Bizim suçumuzu söylesinler”
Uygulamanın “ ırkçı” olduğuna yönelik tartışmalara açıklık getiren Karakaya, polis memurlarının “siyahileri buralarda istemiyoruz” dediğini vurgulayarak, uygulama neticesinde renginden dolayı bu sıkıntıyı yaşadığını düşündüğünü ifade ediyor.
Somali lokantasında yaşananların sosyal medyaya yansımasından sonra vatandaşların “daha çok” gelmeye başladığını belirten Karakaya, yaşanan olaylara ise hala anlam veremediğini belirtiyor.
Esnaf: Somalili müşterilerim sayesinde ayakta kaldım
Görüntü vermek istemeyen lokantaya yakın işletme sahipleri ise başka bir duruma dikkat çekti. İsmini vermek istemeyen Türk işletmeci, pandemi süresince Somalili müşterileri sayesinde ayakta kaldığını ifade etti. Somalili aileleri zamanla tanıdıklarını söyleyen işletmeci, çevreye zararı olmayan ve ülkeye döviz girişi yaparak katkı sunan bu insanlara yapılanları ‘onaylamadığını’ ifade etti. İşletme sahibi, Deva Partili Mustafa Yeneroğlu’na yapılanları gördüğünü ve kendini güvende hissetmediği için kimlik bilgilerini bu yüzden paylaşmadığının da altını çizdi.
Somali lokantası ile aynı binada faaliyet gösteren Afro Kuaför sahibi Oğuz Keklikçi de benzer uygulamalara maruz kalmış. Türk vatandaşı işletme sahibi, işletmesinin adından dolayı emniyetin “yoğun” denetimine maruz kaldığını ve müşterilerine kimlik kontrolü yapılarak gözaltı işlemi uygulandığını belirtiyor.
Sosyal medyaya yansıyan görüntüler sonrasında yerli halkın lokantaya ziyaretlerinde ise artış gerçekleşmiş. Röportajımız sırasında lokantaya destek için gelen müşterilerin ortak görüşü ise, Somali sofrasının Ankara’yı zenginleştiren bir değer olduğu yönünde.
Gelecek Partisi Genel Sekteri ve Somali Eski Büyükelçisi Cemalettin Kani Torun’da “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunanlardan birisi. İşletme sahiplerinden Muhammed İsa Abdullah’ın Somali’den Türkiye’ye kendi döneminde eğitim görmesi için gönderilen öğrencilerden birisi olduğunu belirtiyor. Kani, “Abdullah Türkiye’ye yatırım yaptı ve kaynak getirdi” diyerek uygulamaların ‘ayrımcı’ olduğunun altını çiziyor.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise Deva Partili Mustafa Yeneroğlu’nun yaşadıklarını hatırlatarak, Meclis başkanının açıklama yapmasını talep ettiklerini ve çağrılarına cevap alamadıklarını ifade ederek yaşananların “ kabul edilemez” olduğunu belirtiyor.
Uygulamaya dair Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı yazılı açıklamada ise ekiplerinin denetimde iş yerinin tabelasında yazan isimle ruhsattaki ismin farklı olduğuna dair tespitinin olduğunu ve tabelanın da TSE standartlarına uymadığını açıkladı. Açıklamada, ırkçılık yapıldığı iddialarının ise “garabet” olduğu belirtildi./ Euronews Türkçe