Aşk Karanlık Bir Işıktır
Yarım kalan kalırmış yürekte
Tam benim neyime
Aşkın tadında kalsın zirvede
Zevk benim kime ne
………..
Yarım kalan kalırmış yürekte
Yarım benim neyime
Aşkın tadında kalsın zirvede
Elbet o tamdır yürekteki yarımla
……….
Bir dakika sonra ne olabileceğini hiçbirimiz bilmiyoruz ve bu dakika sonsuza dek yitirilebilir. Yaşanan tüm güzelliklerin anısına saygıyla…
Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir demiş yazar. Lennon ile aynı düşüncedeyken tek fark benden önce dile getirdiğinden Google aramalarda isminin görülmesi. Ciddi bir konuyu ele almak isterken Esra’nın duramayıp yine de kendince tebessüm ettiren tarzına ne demeli. Kendim de buna güldüm efendim belirteyim.
……………
Aşk karanlık bir ışıktır diyorum. Zıt durumdan güç alıp aşk kavramını daha da besliyorum. Ne kadar güçlü bir ifade olursa o derece özel kalacağını düşündüğümden bunu yapıyorum. Değerli okuyucularım, size bir okuyucumun kısa ve öz mektubunu onun da iznini alarak buraya bir kısmını aktarmak istiyorum. Sizlerin de benim gördüğümü görmenizi istiyorum. Umarım mektup üzerinden neye vurgu yapmak istediğim anlaşılır.
” Sevgili Esra Hanım, bir iş görüşmesine gittim ve görüşme yaptığım adama takılı kaldım. Tanıştım onunla ama sadece tanıştım; kim olduğunu sorgulamadan, geçmişini ve hayat felsefesini tam bilmeden, soru sormadan, yarını olmadan, süresi belli inanılmaz keyifli vakitler yaşadım. Süresi belliydi benim için. Bunu neden mi yaptım? Çünkü üzülmek istemiyordum, çünkü umutlanmaktan, hayaller kurmaktan yorulmuştum, çünkü gerçek sevginin varlığına asla inanmıyordum. Hiç tanımadığım bu adamla geçirdiğim vakit süresince, aynı pencereden aynı yöne baktığımızı fark etmeye başladım. Adamın gözlerinde olmak istediğim kendimi görmeye başladım. Adam yaşanmışlıktı, adam parçalanmış da parçaları titizlikle birleştirilmiş güçlü bir HeMAN gibiydi. Fazlaydı, benim ürkekliğime ve tecrübesizliğime fazlaydı. Düşünebiliyor musunuz konuşabiliyorduk. Ne büyük bir nimet bu devirde iki insanın birbirini anlayarak konuşabilmesi. Kafamda her şeyi kesmiştim gelecek adına. Beklentisiz olmak beni rahatlatıyordu. Yaşadığım o an ve aldığım huzur beni ilgilendiriyordu. Konsantre bulduğum adamla konsantre bir iletişim yaşadım 5 gün.
Bir gün saçlarıma dokundu sonra yanaklarıma. Bir kadın başka ne ister ki dedim. Saç-la-rı-mı ok-şa-dı. Bir kadın daha başka ne ister ki dedim içimden. İste o an hüzün kapladı içimi. Yaşadığım o andan çıktım, geçmişimi kucaklayıp geleceğime taşıdım. Sonra ne mi oldu? Uzaklaştım, anında çok uzaklara gittim. Kaçmam gerekirdi. Her başlangıç ayrılık beslemez miydi bağrında. Aşk karanlıktı ama o ışığı görebiliyordum. Kendi hikayeme sonuç biçtim ve sessizliği seçtim. Eğer konuşacağım şey ya da davranışlarım, klişe fiillerde ya da onun ruhunda bir fark oluşturmayacaksa susmak en güzeliydi benim için. Hikayem başlamadan bitmeliydi .”
………
Devamını sizlerle paylaşmak istemedim. Belki adamın da söyleyeceği iki kelime vardır. Aynı hikayeye farklı gözlerle bakabilmek, bizlere farklı bakış açıları sunabilir. Olursa sizlerle bir dahaki yazımda paylaşırım. Şu var ki ; bu mektubu defalarca okudum. Kadın neden bunu yaptı diye. Adam da belki aynı düşünüyordu. Bilemeyiz.
Bu acıklı bir aşk hikayesi değil efendim. Çoğumuz mutlu sonla biten hikayeler dinlemeyi severiz oysa mutluluğun lezzetini yarım kalmışlıklarda da aramalıyız. Zıt bir durumdan olumlu duyguları zirvede yaşamak mümkün. Bardağın dolu tarafından bakacak olursak; o çift kısa da olsa rutin giden hayatlarından bir lezzet almışlar. Neden alınan keyif değil de ayrılık hüznü hakim olsun ki beyinlerimize? Yaşamın ne kadar kısa olduğunu fark edenler, “an”ları yaşayabilir, yaşatabilir. Hayatı sevmektir -an-ı yaşamak, yaşamdan zevk almak istemektir anı yasamak. Sevginin, aşkın hatta acının kısacası bütün duyguların doya doya yaşanması ve bu duyguların hayatı güzelleştirdiğini bilmek demektir anı yaşamak.
Kafamda mektup, yazacağım yazıyı tasarlamaya çalışırken bir çay içme düşüncesiyle kafede oturuyorum. Oturduğum masada benden önce oturanlardan kalma bir kağıt ve kalem…Kağıtta yazanın içtenliği.
………..
Eksik kalan yarıma artık kim sarılır ki uzaktan
Saki doldur artık bir kadehi bir kolyeyi kitaptan
Rüya gibi fışkırsa da bir yüzük şimdi topraktan
Artık ayrılık vakti var git bu diyardan.
…………..
Düşünüyorum o an, bu yazıyı yazman gerekir Esra. Ölümsüzleştirmek adına bir yerlerde durmalı bu yazı.
…………..
Sevgiye bakış açınız önemli efendim. Mutlu sonla bitmesini umut etmek sizi bir çıkmaza sürükleyebilir. Bardağın dolu tarafından bakmak ve yaşadığınız güzel anları beyninizin en özel yerine bohçalayıp kaldırmak size huzur verecektir. O huzurun tadını almanız dileğiyle
Sevgiyle kalın efendim…