Kurier | Avusturya ile Türkiye – neredeyse tekrar dost

Avusturya’nın önde gelen gazetelerinden Kurier, Karoline Krause-Sandner, Ingrid Steiner-Gashi, Josef Gebhard ve Naz Kücüktekin’in kaleme aldığı, Türkiye Avusturya ilişkilerindeki gelişmeleri ele alan bir haber yayınladı. 

Haberde iki ülke arasında başlayan gerginliklerin nedenleri ve bugünkü şartlarda ilişkilerin hangi nedenlerden dolayı iyileştiğine dair bilgiler yer aldı. 

Haberin tamamı şöyle: 

Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, Federal Şansölye Karl Nehammer, Parlamento Başkanı Wolfgang Sobotka – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birkaç hafta içinde hiç bu kadar çok Avusturyalı siyasetçiyle görüşmemişti. 

Bu, şunu açıkça ortaya koyuyor: Viyana ile Ankara arasında uzun buz çağı sona ermiş görünüyor.

Bu, Efes’teki kazı çalışmasıyla zaten gösterilmiştir: Avusturyalı arkeologların iki yıllık zorunlu bir aradan sonra şimdi burada tekrar çalışmasına ve araştırma yapmasına izin veriliyor.

Ve Avusturya’nın NATO programlarının kapıları nihayet tekrar açıldı: NATO üyesi Türkiye, 2016’dan beri küçük Avusturya’yı ablukaya almıştı – çünkü Avusturya hükümeti yüksek sesle Türkiye ile AB katılım müzakerelerinin sona ermesini talep etmişti.

Değişikliği ne getirdi? Avusturya ve Türkiye bundan ne kazanıyor?

Peki Viyana belediye başkanı bu konuda nasıl bir rol oynuyor?

Ukrayna’daki savaş Viyana ve Ankara’yı birbirine yaklaştırıyor

“Engellersen engellenirsin. Bu kadar basit.” Beş yıl önce Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriydi bunlar.

Türkiye, 2016’dan beri Avusturya’nın NATO ortaklık programlarına katılmasına karşı çıkıyordu. 

Ama aniden her şey değişti. Son yıllarda yaşanan soğuk havaların ardından buzların eridiği görülüyor. 

Viyana ile Ankara arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmaya başladığı Nisan ayında zaten belliydi. Ardından Türkiye, Avusturya’ya karşı NATO ablukasından vazgeçti.

Bu önemli adım hakkında fazla bir şey yapılmadı – ilişkileri mümkün olduğunca az kesinti ile geliştirmek için perde arkasında çalışmaya devam edilmesi gerektiğine dair bir işaret.

Ve çözülme politikası devam ediyor. En son Viyana Belediye Başkanı Türkiye Cumhurbaşkanı’na gitti.

Şansölye Karl Nehammer ise Haziran sonunda Madrid’de yapılacak NATO zirvesinde Erdoğan ile görüşecek.

Parlamento Başkanı Wolfgang Sobotka da 27 Haziran’da İstanbul Boğazı’na bir gezi planlıyor.

Sobotka’nın gündeminde Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmeler de var.

Bu ruh hali değişikliği nereden geliyor?

Birincisi, Ukrayna’daki savaş işleri harekete geçirdi. Siyaset bilimci ve Türkiye uzmanı Thomas Schmidinger, “Erdoğan kendisini arabuluculuk rolüne ittiği için Türkiye yeniden önem kazandı” diyor.

“Sonuçta, bir NATO ülkesi olarak Türkiye, Putin ile temas halinde kalmayı başardı.” Ve Nehammer, Erdoğan’a başarılı bir arabulucu olarak güveniyor – Türk cumhurbaşkanını takdir ediyor.

Ayrıca ÖVP Şansölyesi, mülteci sorununda Türkiye’nin rolüne değinmeye devam ediyor.

Ülke 4 milyondan fazla Suriyeliyi kabul etti.

Ukrayna savaşındaki tahıl ablukası nedeniyle açlık krizleri devam ederse daha da fazla mülteci gelebilir.

Schmidinger, “Türkiye, Ortadoğu’dan gelen göçe karşı siper olmaya devam etmeli” diyor.

Türkiye ile Avusturya arasındaki düşmanca hava, Sebastian Kurz hükümetinin ayrılmasından bu yana değişti. Kurz’un popülist İslam Politikası artık Nehammer’da hissedilmiyor.

“Orada gerçekten bir şeyler değişti ve bu kesinlikle ilişkinin iyileşmesine katkıda bulundu” diyor Schmidinger.

Ve son olarak, Avusturya’nın yeni gaz tedarik yolları arayışı da bir rol oynadığı sanılıyor.

Erdoğan’ın 2013’te durdurulan Nabucco boru hattı projesinin yeniden canlandırılabileceğini ima ettiği söyleniyor.

Dokuz yıl önce Avusturya, projenin çok pahalı olduğunu, Türkiye’nin ise çok zor bir ortak olduğunu söyledi.

Peki Türkiye, Viyana ile iyi ilişkilerden ne kazanıyor?

Schmidinger: “Erdoğan yurt içinde çok kötü etkilendi. Enflasyon o kadar yüksek ki ekonomik kriz kendi seçmenlerini de kitlesel olarak vuruyor. Anketlere göre, artık seçimlerde çoğunluğu kazanamayacağı görülüyor. Erdoğan’ın her türlü meşruiyete ihtiyacı var ve uluslararası izolasyonunu sona erdiren her işarete.”

Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig resmi ziyarette

Şansölye Karl Nehammer (ÖVP) Türkiye Cumhurbaşkanı’nı ziyaret edecek olsa da, bir başka üst düzey yerel politikacı bunu çoktan tamamladı: Şehirler Birliği Başkanı sıfatıyla Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig (SPÖ) geçen hafta Türk mevkidaşı ile bir araya geldi.

Ludwig’in de vurguladığı gibi “kısa vadede” Recep Tayyip Erdoğan ile de bir görüşme oldu.

Bu kamuoyuna açıklandığında, birçok çevreden eleştiri yağmuru yağdı.

Avusturya’daki Türkiye Sosyal Demokratlar Derneği açık mektupta, ziyaretin “çatlaklar yarattığını ve Viyana’daki SPÖ’ye olan güveni sarstığını” vurguladı.

Ayrıca Ludwig’in ziyaret sırasında İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı’nı ziyaret etmemesi eleştirildi. 

Sosyolog ve siyasi danışman Kenan Güngör, “Kurumsal bir bakış açısından bu daha mantıklı olurdu” diye hemfikir. Özellikle İstanbul ve Ankara’daki gibi sosyal demokrat belediye başkanlarının AK Parti hükümeti tarafından yoğun bir şekilde taciz edildiğini düşünürsek,” diye ekliyor ve ayrıca toplantılarda tam olarak nelerin tartışılacağı da açıklığa kavuşturulması gerektiğini savunuyor. 

Yeşiller Partisi, Ludwig’in Erdoğan ziyaretinin arka planını ve amacını öğrenmek istiyor. 

SPÖ Viyana’nın bazı temsilcileri de bunu doğru olarak kabul etmek istemiyor: “Temelde, Türkiye cumhurbaşkanı ile görüşmede yanlış bir şey yok. Birbirinizle konuşmak her zaman iyidir,” diyor anonim kalmak isteyen bir SPÖ’lü. “Ancak Viyana veya SPÖ için somut bir siyasi fayda görmüyorum” dedi.

İpleri çeken SPÖ’lü belediye meclis üyesi olmalı

Erdoğan’ın ziyaretinin tek bir amacı olduğu yönünde yaygın bir spekülasyon yapılıyor: Türk kökenli Viyanalı seçmenin oylarını kazanmak.

SPÖ içinde kimse buna inanmıyor: Viyana’daki Türk toplumunun çoğunluğu zaten on yıllardır SPÖ’ye oy veriyor, diyorlar.

Güngör’e göre Ludwig de yanlış adamı destekledi. “Erdoğan ve AK Parti Türkiye’de düşüşte. Buradaki durum bundan bağımsız değil.”

Siyaset bilimci Thomas Schmidinger, Ludwig’in bu görüşmeyle Kürt seçmeni yabancılaştıracağına dikkat çekiyor.

Bazı SPÖ’lülerin tedirginlikle gözlemlediği şey: Görünüşe göre SPÖ ile AK Parti arasındaki temaslar o kadar yakın ki Erdoğan kolayca görüşmeye ikna oldu. 

Parti içindeki haberlere göre, Ludwig bunu öncelikle bir kadına borçlu: 2020’de SPÖ için etkileyici 3.719 tercihli oy ile belediye meclisine giren Aslıhan Bozatemur.

Türk kökenli Floridsdorflu kadın uzun yıllar Ludwig’in yakın bir çalışma arkadaşıydı. AK Parti ile yakın ilişki içinde olduğu söyleniyor.

AK Parti’nin Avusturya’daki lobi grubu olarak görülen UİD, 2020 seçim kampanyasında Bozatemur’u destekledi.

O sırada KURİER tarafından sorulduğunda Bozatemur, UID’yi sadece medyadan bildiğini iddia etti. Şu an konuşmak istemedi. 

Çevresinde, belediye meclis üyesi ile AK Parti ve Erdoğan arasında özel bir yakın ilişki olduğu tartışılıyor.

Yakın zamanda – Instagram’da belgelenen – Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş (CHP) ile de görüştü. [Almancadan çeviri DerVirgül] 

Haberin Orijinalini okumak için tıklayın…

________________________________________________

Biz ancak sizin desteğinizle ayakta kalabilir ve büyüyebiliriz!

Siz bu haberi okurken, biz yeni bir haberi yazmaya başlıyoruz. Kimi zaman içerik üretmek için haftalarca araştırma yapıyor, insanlarla görüşüyoruz. 

Bunu yaparken de habere konu olan taraf, olay, gelişme ve açıklamaların “şartlarından bağımsız” olarak sizlere aktarmaya çalışıyoruz. 

Objektif haber, özgür yorum anlayışımızla hiçbir gücün etkisi altında kalmadan ve her gün yeniden ve yeniden öğrenerek yazmaya devam ediyoruz…

Editoryal bağımsızlığı sağlayabilmek, siyasi ve ekonomik bağımsızlıkla mümkündür. 

Bu nedenle Der Virgül’ü destekleyin ve Avusturya’da Türkçe bağımsız kaliteli gazeteciliğin gelecekte de var olmaya devam etmesine yardımcı olun…

Der Virgül sadece okuyucularına karşı sorumluluk duyar…. 

Destekleriniz için

IBAN: AT45 6000 0103 1026 6499 / Adem Hüyük