Avusturyalıların kabullenemediği göçmenler

Barbara Coudenhove-Kalergi | Der Standard

Viyana Belediyesi’nin yıllık entegrasyon monitörü yakın zamanda yayınlandı ve bu, Viyana nüfusunun yüzde 44’ünün yabancı kökenli olduğunu gösteriyor.

Neos’tan Entegrasyon Belediye Meclisi Üyesi Christoph Wiederkehr bu raporu sundu ve yalnızca birkaç medya kuruluşunu davet etti. Kronen Zeitung’a göre Wiederkehr rakamlardan utanıyordu.

Viyanalılar neredeyse her saniye utanıyor mu?

Burgenland eyaleti meclis üyesi Johann Tschürtz de muhtemelen Wiener Neustadt ‘taki bir ilkokuldaki çocukların yabancı isimlerini okuduğunda bu görüşe kapılmıştı. Avusturya okullarında o kadar çok Ahmed ve Fatima var ki, biz zaten bu noktaya kadar geldik, görünüşe göre mesaj buydu.

Avusturya’da pek çok Müslüman da dahil olmak üzere giderek daha fazla göçmenin olması, sağcı radikaller için bir felaket, ılımlılar için ise hakkında çok fazla konuşmamak daha iyi olan bir utançtır.

Farklı da olabilir. Avusturya toplumunun giderek daha renkli hale geldiği ve bununla en iyi şekilde başa çıktığı gerçeği açıkça ifade edilebilir. Komşu ülkemizde İslam Almanya’nındır deniliyor.

Viyana’da Avusturyalı olmayanlar dört bölgede çoğunluğu oluşturuyor ve bunların çoğu Müslüman inancına sahip. Hiçbir yerde görünür bir caminin olmaması mı gerekiyor? İnşaat işçilerinin yüzde 80’i göçmen. Peki bariz bir göç geçmişine sahip politikacılar, televizyon sunucuları ve üst düzey yetkililer nerede? Yeterince yetenekli insanın olduğu gerçeği özellikle sanat, müzik ve edebiyat dünyasında açıkça görülüyor. Yabancı kökenli insanlar burada güçlü bir şekilde temsil ediliyor.

Bazı FPÖ üyelerinin “yeniden nüfus” olarak adlandırdığı kitlesel göçün bir zorluk olduğunu ve sorunlar getirdiğini aklı başında hiç kimse inkâr edemez. Ayrıca terörizm ve ithal antisemitizm de var. Ancak göçmenlerin yalnızca küçük bir azınlığının şiddete başvurmaya istekli olduğu ve Yahudi karşıtı olayların çoğunun göçmenlerden ziyade “yerli” Yahudi düşmanlarından kaynaklandığı da bir gerçek.

Siyasetin “(siyasi) İslam ile mücadeleye” odaklanarak sunduğu tablo çarpıktır

Sivil toplum daha ileridedir. “Ekibimize zaten yabancı gelmiyor” diyen Viyanalı işçilerin tepkisi tipikti, ancak içlerinden birinin koyu tenli olduğu vurgulanınca, öfkeyle şöyle dediler: Bu mu? Bu bir yabancı değil! Bu Mustafa’ydı! Sıcak nokta olarak adlandırılan okullardaki öğretmenler de aynı şekilde düşünüyor. Oradaki Ahmetler ve Fatımalar “bizim çocuklarımız” olarak görülüyor. Devlet ziyaretlerinde yürüyen şeref kıtasının da yüzde 75’i göçmenlerden oluşuyor. Yakın zamanda bir askeri lider onları “gururlu muhafızlar” olarak nitelendirdi.

Viyanalı gazeteci Georg Hoffmann-Ostenhof’un yakın zamanda söylediğine göre, klasik Avusturya şarabı karışık bir settir. Farklı üzüm bağları, bir bağ. Artık Avusturya toplumunun da “karma bir grup” olduğu gerçeğini kabullenmemizin zamanı geldi. | ©DerVirgül