Her zaman bir adım öndeydi | Avusturyalı seri banka soyguncusunun ilginç hikayesi
Uzmanlar onun iki hayat yaşadığını tespit etti. Soyguncunun eşi, üst düzey bir politikacıydı ama hiçbir şeyden haberi yoktu. Soyduğu bankalardan yaklaşık yarım milyon Euro aldı. Linz kentinde polislere kurusıkı tabanca ile ateş ederek, kendisini vurduran Alexander Jost “Pinokyo”, bir nevi intihar ederek sırlarını mezara götürdü…
Polis sirenleri, mavi ışıklar, silah sesleri: 29 Mayıs 2000’de Linz’de bir banka soyguncusu ile polis arasında büyük bir hesaplaşma yaşandı.
Saat 16.00 sıralarında, kimliği belirsiz bir adam, maskeli bir bezle, bir Raiffeisenbank şubesini bastı ve kasiyerin şakağına silah dayadı.
Parayı aldı, banka şubesinden dışarı fırladı ve çalıntı bir mopedle kaçtı. Alarma geçen görevliler tarafından takip edilen adam, sokağa düşmüş ve yaya olarak bir kapı eşiğine atlamıştı.
Orada, 16:15 civarında, çok sayıda el ateş edildi: Linz polisinden iki üniformalı memur, soyguncuyu sıkıştırdı ve teslim olmasını istedi.
Ancak soyguncu, gerçek görünümlü daha hafif bir silah çıkartarak polislere nişan aldı. Bunun üzerine polis 15 kez tetiğe bastı ve fail ağır yaralarından dolayı hastanede hayatını kaybetti.
Kendini polise öldürttü
Kurusıkı tabanca ile polislere nişan alması sonucunda, polisler gerçek tabancalarını ateşlemiş ve bir nevi intihar etmişti. Olaydan sonra polis memurları aleyhindeki takibat üzün süre yürütülen soruşturmalardan sonra düşürüldü.
Peki yaşamaya devam etmek istemeyen yakışıklı adam kimdi?
Adli tıp görevlileri arabasını olay yerinin hemen yakınında buldu ve parmağında üst düzey bir politikacı olan karısının adının kazındığı bir alyans olduğunu rapor etti.
Aleksandr Jost | Ünlü “Pinokyo”
Vurulan kişi 38 yaşındaki Grazlı iş insanı Alexander Jost. Soruşturmalar sonucunda, son yıllarda Avusturya genelinde bankaları soyan, üç milyondan fazla Schilling çalan ve yüz polis memurunu kandıran hayalet, kötü şöhretli “Pinokyo” olduğu tespit edildi.
1996 ve 2000 yılları arasında, “Pinokyo”, altısı Graz’da olmak üzere sekiz finans kurumunu soydu ve her zaman aynı modeli takip etti: Karnaval maskeleriyle şubelere baskın yaptı, büyük meblağlarda para talep etti ve hiçbir iz bırakmadan kaçtı.
Kaçış araçları daha önce çaldığı motosikletlerdi. Görgü tanıkları onu büyük burunlu, sportif bir adam olarak tanımlıyor: “Pinokyo gibi bir şey” diyorlardı. O her zaman polisten bir adım önde olmakla da tanınıyordu.
Karısı, eşinin ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu
Alexander Jost mükemmel bir çifte hayat sürüyor. Bir yandan sadık kocayı oynarken, diğer yandan bankaları soyan, müşterileri ve çalışanları tehdit eden soğukkanlı bir suçluydu.
Beş aylık hamile olan karısı, kocasının yaptıklarını öğrendiğinde dünyası başına yıkılır. Sevgili “Alex” in iki yüzü olduğu konusunda en ufak bir fikri yoktur.
Ulaşılamaz bir aura ile çevrilidir, insanları uzakta tutmayı sever. 38 yaşındaki adamın var olan birkaç fotoğrafında muzipçe gülüyor. Dişler pırıl pırıl, ceket iyi oturuyor. Memleketinde ona “güzel Sascha” denir, en azından dışarıdan her şeye sahipmiş gibi görünür: iyi bir aileden güzel bir karısı ve iyi bir işi, doğacak bir çocuğu ve lüks yaşamı var.
Sırrını beraberinde mezara götürdü
Alexander Jost bir Mercedes ve motosiklet kullanıyor, Maldivler’e tatile gitmeyi seviyor. Bir pazarlama ve danışmanlık şirketinin tek sahibi, ancak görünüşe göre pek başarılı değil. Gizemli “Pinokyo” operasyonunu araştıran polis, her an çökebilecek bir iskambil evine rastlar. Şirketin düşük geliri tatlı bir ada yaşamı için yeterli değildir.
Peki Hint Okyanusu’na seyahat etmek için parayı nereden buluyor? Muhtemelen soygunlardan geliyor: Bugünün para biriminde yarım milyon Euro’nun üzerinde.
“Güzel Sascha”nın neden yüzsüz “Pinokyo” haline geldiği artık açıklanamıyor. Soruşturmayı yürüten yetkililer, “Sırrı mezarına götürdü” vurgusu yaptı.
Uzmanlar, iki hayat yaşayan soyguncunun kendisini polise öldürtmesini, karısının ve çocuğunun bir noktada ona neden yaptın diye soracağını bilmesine bağlıyor…| © DerVirgül