“Birlikte yaşayabilmemiz için tek tip bir değerler temeline ihtiyacımız var”
Avusturya hükümetinin büyük ortağı Halk Partisi [ÖVP], göçmenlerin yaşam alanlarını daraltarak göçü engellemek istiyor.
Avusturya Halk Partisi [ÖVP] Entegrasyon Bakanı Susanne Raab, Şansölye Karl Nehammer’in kamuoyuna duyurduğu göçmenleri yakından ilgilendiren yeni uygulamaların ayrıntılarını kamuoyuyla paylaştı.
Başbakanın göçmen paketinden çıkan yeni uygulamaya göre, sığınmacılar için nakit para yerine alışveriş karnesi verilmesi ve Avusturya’nın göçmenlerden kültürel beklentileri kapsamında, Hristiyan geleneği olan Noel’in hakim kültürün bir parçası olup olmadığının kabulü, yani tanınması ve saygı duyulması, başbakanın öne sürdüğü projenin en çok tartışılan bölümü oldu.
Karl Nehammer’in “Avusturya Planı”na göre yol gösterici bir “Öncü kültür” geliştirilmeli.
ÖVP, sığınmacılara nakit para yerine ödeme kartı getirilmesi konusunda ısrar ediyor. Temel hizmetler için harçlık ayda 40 Euro olarak belirlendi. Anayasa hukukçuları ve yardım kuruluşları bunun pek mümkün olmayacağını, ÖVP’nin sembolik siyaset yaptığını ileri sürerek eleştiriyor.
Susanne Raab: İnsanlar sığınma başvurusunda bulunduklarında federal temel hizmetler kapsamındadırlar. Burada barınma, yiyecek, giyecek gibi ayni yardımlar ve 40 euro harçlık var. Bir göçmenin bir prosedüre kabul edilmesi durumunda, ilgili federal eyaletteki eyalet ya da özel konaklama yerlerine yerleştirilecektir. Özel konaklama durumunda, birkaç yüz Euro’ya kadar olan temel hizmetler nakit olarak ödenmeyecek ve bu, alışveriş kartı ile telafi edilecek.
Ancak sığınmacıların her halükârda özel konaklama masraflarını ödemeleri gerekiyor!
Ödeme kartıyla temel hizmetlerin aynı zamanda devletin amaçladığı amaçlarla da kullanılmasını sağlıyoruz: barınma, yemek ve tıbbi bakım. Suistimal fırsatlarını ve yasa dışı göçe yönelik her türlü çekici faktörü azaltmak önemlidir diye konuştu bakan.
ÖVP’nin “Avusturya Planı”nda “Entegrasyon uyum demektir” diyor. Kadınlar, erkekler ve çocuklar tam olarak neye uyum sağlamalı?
Elbette entegrasyon aynı zamanda Avusturya ve Avrupa’da yaşadığımız değerlere uyum sağlamak anlamına da geliyor.
Kadın-erkek eşitliğinin olmadığı, tamamen farklı kültürlerden insanlar bize geliyor. Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün hiçbir değerinin olmadığı, polis, yargı ve diğer dinler gibi kurumlara saygının olmadığı bir ülkelerden geliyorlar.
Bu değerlere uyum sağlamamak gibi bir seçenek yok; bunların taviz vermeden kabul edilmesi gerekiyor. Bana göre bir erkeğin bir kadın doktor tarafından tedavi edilmek istememesi, kadın polislerin kabul edilmemesi, Avusturya’da genç kızların zorla evlendirilmeleri veya kadın sünnetine maruz kalmaları kabul edilemez.
Bahsettiğiniz değerlerin tamamı kanun kapsamındadır.
Artık siz de bir ““Öncü kültür”” geliştirmelisiniz diyen entegrasyon bakanı, temel insan hakları ile ceza hukukunun hukuki düzeyi vardır. Aynı zamanda birlikte nasıl yaşadığımıza dair kurallar ve kültür var. Entegrasyon eğitmenlerimizle yaptığım görüşmelerden, örneğin eşlerini Almanca kurslarına göndermek istemeyen, kadınların elini sıkmayı veya öğretmenlerle konuşmayı reddeden erkeklerin olduğunu biliyorum” diye vurguladı.
Tam da bu noktada açık ve net bir beklentiyi iletmemiz gerekiyor: Avusturya’da erkekler ve kadınlar eşit haklara sahiptir ve bu kabul edilmelidir.
Susanne Raab, sıfırdan başlamadığımız için mutluyum çünkü zaten uzmanlığımız ve temel belgelerimiz var ve bu bilgiyi toplayıp genişleteceğiz. Toplumu da egemen kültürden anladıkları şeye dahil edeceğiz. Her toplumun birlikte iyi yaşayabilmesi için tek tip bir değerler temeline ihtiyacı vardır. Tamamen farklı bir kültürden bize gelen insanların, değerlerimizin ne olduğunu ve “nereye” entegre olmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor.
Bakan Raab, Avusturya’nın temel sosyal değerleri, eşitlik ve ifade özgürlüğü ile ilgilidir ve tabii ki aynı zamanda basit görülse bile resmi tatilleri de içerebilen Avusturya’daki bir arada yaşamamızı karakterize eden şeylerle de ilgilidir dedi. |© DerVirgül