Gözünüz aydın | “Tecavüzcülerin içinde kendi ulusunuza mensup gençlerde var!”
Yıllarca yaptığımız haberlerde etnik kimliği ön plana çıkarmak istemedik. Ancak okuyucu ısrarla sordu: “Türk mü?” Yanıt vermedik. Zorunlu olmadığı sürece ve özellikle başlıkta etnik kimlik belirtmedik… 17 genç tecavüz suçlamasıyla yargılanacak. Bunların göçmen çocukları olduğu biliniyor. Birileri bize; “doğru haber yapın, içlerinde Türk’te var, neden yazmıyorsunuz diye, habercilik dersi veriyor” …
| Adem Hüyük
Her ne kadar gazetecilik yani haber ulaştırmak evrensel anlamda mutabık kalınan bir eylem biçimi olsa da haberin veriliş şekli her ülkenin sosyo-ekonomik yapısına göre değişebilmektedir. Ancak değişmeyen ise haber verme şeklinin soyut koşullara göre değişken olmadığı, somut gelişmelerin nesnel bir şekilde kamuya ulaştırılmasıdır.
Kurumların ve hatta devletlerin çıkar ilişkilerine göre haber yapılması, beraberinde kişilerin duygularına göre de haber yapılacağı anlayışını güçlendirmektedir.
Nesnel haber ulaştırmanın yanı sıra, verilen haberde ima, algı ve hedef gösterme gibi kavramlardan da uzak durulması, gazetecilerin temkinli olmaları gereken noktalardır.
Çok okunmak veya internette çok tıklanmak uğruna, sinir noktalarına dokunan başlıklar atmak gazetecilikten çok tüccarların işidir.
Bu bağlamada, Viyana’da yaşanan utanç verici bir vaka üzerine yaptığımız haber, bazı okuyucularımız tarafından eleştirilmiş ve ulus kimliklerinin de haberde yer almasını istemişlerdir. Tecavüz ile suçlanan gençlerin 13 ila 18 yaş gruplarında olmasının verdiği yasal zorunlukları bilmeyen bu okuyucular, yapılmasını istemediğimiz bu eylemden dolayı toplum tarafından linç edilmesini istemektedirler.
Her şeyden önce biz savcı veya hâkim değiliz.
Öte yandan tecavüz gibi yüz kızartıcı bir eylemin bir parçası olan kimselerin ulus veya etnik kimliklerini açıklamanın kime nasıl bir fayda sağlayacağını da anlamış değiliz.
17 kişinin tecavüz suçlamasıyla soruşturulan vakada ikisinin Türkiye kökenli olduğunun yazılmasını isteyenler, bunun hangi şekilde öğretici bir etkisi ve yanı olduğunu düşünmekte?
Amaç ibret almak ve çocuklarımıza daha çok ilgi göstermek ise, bunu Türk kimliğini duymadan da yapmak zorunda değil mi?
Olumsuz gelişmelerde etnik kimliğin haberlerde başlık olarak kullanılması bize göre ırkçı bir haber yayıncılığı anlayışından başka bir şey değildir.
Viyana-Favoriten ilçesinde 12 yaşındaki kız çocuğuna 17 kişinin çeşitli zaman diliminde cinsel istismarda bulunması ve bunu kayıt altına almalarını sağlayan ahlaki çöküşün mimarı onların aileleri ve onların içinde bulundukları getto yaşam süren toplumları değil midir?
17 gencin tamamı çalışmıyor ve bir meslekleri de yok. İş ve işçi bulma kurumu AMS’den sosyal yardım alıyor ve meslek kurslarına gönderilmeyi bekliyor. Düşünüldüğü gibi hepsi Suriyeli veya Afgan değil. Yukarıda belirtildiği gibi ikisi Türkiye kökenli, Makedonyalı da var. Peki etnik kimliklerini öğrenince vicdanınız mı rahatlıyor?
Gerçek olan; 12 yaşında Aşağı Avusturya NÖ eyaletinden bir kız çocuğu, kurduğu arkadaşlıklar sonucunda 17 kişi tarafından cinsel istismara uğramıştır.
Bu içler acısı haberin altına şöyle yorumlar yazıldı: “Kız çocuklarını özgür bırakın, sıkmayın, sakın sıkmayın. Baskı uygulamayın. Sonra tecavüze uğrayınca da dert yanmayın!” denildi.
Bütün suç 12 yaşındaki kız çocuğuna ve ailesine yükleyen bu yorumda, 17 tecavüzcünün yeni tecavüzler için önünü açmaktadır.
Üzülerek bu yorumları okuyoruz. Daha da üzücü olan ise, bu yorumları yazanların kadın olmasıdır.
Editörün notu:
Bazı okuyucularımızın etnik köken saplantısına yanıt olarak; Avusturya İstatistiktik Kurumu ve İçişleri Bakanlığı suç veri tabanının geçmişe dönük arşivine göre, Avusturya’da cinsel istismar kapsamında işlenen suçların yabancı etnik gruplara göre dağılımında, Türkiye kökenlilerin sıralaması en son sıradadır… | ©DerVirgül