Uygurların yaşadığı Konaşehir ilçesi dünyadaki en yüksek hapis cezası oranına sahip
Doğu Türkistan’da nüfusunun büyük bir kısmı Uygur Türkü’nden oluşan Konaşehir ilçesinde dünyanın en yüksek hapis cezası oranının oluştuğu saptandı.
Associated Press’in (AP) ulaştığı veriler, ilçede yaklaşık her 25 kişiden birinin terörle ilgili suçlamalarla hapis cezasına çarptırıldığını işaret etti. Doğu Türkistan’ın kırsal bir bölgesi olan Konaşehir ilçesi 267 bin nüfusa sahip. Listeye göre, ortalama hapis süresi 9 yıl olan ilçede süreler 2 ile 25 yıl arasında değişiyor. Listedeki kadın, erkek, genç ve yaşlılardan oluşan isimlerin ortak noktasının Uygur olması dikkat çekiyor.
AP tarafından kısmen doğrulanan liste, Konaşehir’de hapishaneye gönderilen 10 binden fazla Uygur’un isimlerini veriyor. Bugüne kadarki en büyük liste olma özelliğine sahip belge, Çin’in bir milyondan fazla kişiyi toplama kampları ve hapishanelere gönderme politikasının büyüklüğünü yansıtıyor.
Sincan’da kimin hapiste olduğuna dair şimdiye kadarki en geniş ve en ayrıntılı görünümü sunan liste, Norveç’te sürgünde bulunan Uygur dilbilimci Abdulveli Eyüp tarafından AP’ye aktarıldı.
AP, listedeki 194 kişiyi tanıyan sekiz Uygurla yapılan görüşmelerin yanı sıra yasal bildirimler, Çinli yetkililerle yapılan telefon görüşmelerinin kayıtları, adres, doğum günleri ve kimlik numaralarının kontrolleri yoluyla belgeyi doğruladı.
Liste, cinayet veya hırsızlık gibi tipik suçları bulunan kişileri içermiyor. Bunun yerine, terörizm, kökten dincilik veya geleneksel olarak siyasi muhaliflere karşı kullanılan “kavga çıkarmak ve sorun çıkarmak” gibi belirsiz suçlamalarla ilgili suçlara odaklanıyor. Bu da gerçekten hapsedilen kişi sayısının daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Belge aynı zamanda ailelerin ve insan hakları gruplarının Çin’in, “Uygurları kontrol altında tutmak için uzun süreli bir hapsetme sistemi uyguladığı” ve “hukuku bir baskı silahı olarak kullandığı” yönündeki yıllardır ileri sürdüğü iddiaları da teyit eder nitelikte.
Uluslararası eleştirilere maruz kalan Çinli yetkililer, Uygurların suçlama olmaksızın gönderildiği kısa süreli, yargısız toplama kamplarının 2019’da kapatıldığını duyurmuştu. Fakat uzmanlar binlerce Uygur’un “uydurma terörizm suçlamaları” olarak nitelendirdiği sebeplerden dolayı yıllardır hapiste bulunduğunu belirtiyor.
Hapis cezası oranı ABD’den daha yüksek
Çinli yetkililer ise sadece Uygurların hedef alındığını reddediyor. Cezaların yasalara uygun olarak infaz edildiğini söyleyen Sincan sözcüsü Elijan Anayat, “Uygurlar bir yana, belirli bölgeleri, etnik grupları veya dinleri asla özel olarak hedef almayacağız” ifadelerini kullanıyor.
Çin Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre, Konaşehir ilçesinin hapis cezası oranı, dünyanın en yüksek hapsetme oranına sahip ülkelerinden biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nden 10 kat daha fazla. Ayrıca, bu rakamların en son açıklandığı 2013 yılına ait devlet istatistiklerine göre, bir bütün olarak Çin’den 30 kat daha yüksek.
Sincan’daki toplu hapisler konusunda uzman olan Darren Byler, tutuklamaların çoğunun keyfi ve yasa dışı olduğunu ve insanların yurt dışında akrabaları olması veya belirli cep telefonu uygulamalarını indirmeleri nedeniyle gözaltına alındığını söylüyor.
“Mahkumiyetlerin çokluğu olağan dışı bir durum”
Listeyi “dikkate değer” bulan Byler, “Başka hiçbir yerde tüm insan nüfusunun terörist olarak tanımlandığını veya terörist olarak görüldüğünü görmedik” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar ayrıca son sekiz yılda Çinli yetkililerin aşırılık tanımını, uzun sakal bırakmak veya peçe takmak gibi dini teşhirleri de içerecek şekilde genişlettiğini söylüyor.
Yale Üniversitesi’nde ceza hukuku uzmanı olan Jeremy Daum, listedeki mahkumlara yönelik bazı suçlamaların yeni ve 2016’da tanımlanan “terörizm gerçekleştirmeye hazırlanmak” gibi Sincan’a özgü olduğunu söylüyor ve mahkumiyetlerin çokluğunu “olağan dışı” olarak görüyor.
Uzmanlar ayrıca hapsedilen diğer kişilere yönelik suçlamaların gizli kalmasının bir tehlike işareti olduğunu söylüyor. Çin, yasal kayıtları kolayca erişilebilir hale getirse de, Sincan’daki sabıka kayıtlarının neredeyse yüzde 90’ı halka açık değil.
Sızan bilgiler ise insanların, meslektaşlarını porno izleme, küfür etme ya da hapishanede dua etme konusunda uyarma gibi eylemlerden dolayı “terörizm” ile suçlandığını gösteriyor.