Avusturya’da işsizlik parası yüksek başlayıp, ani düşüşe geçecek
Yorum | Avusturya’da işsizlik ödeneği kapsamında yapılması planlanan ve Çalışma Bakanı tarafından “reform” olarak nitelenen değişiklikler, reformdan çok kazanılmış hakların geri alınması gibi. Yeni uygulamanın, işverenleri düşük ücret konusunda cesaretlendirmesinde korkuluyor.
Adem Hüyük
“Reform” 16. Yüzyılda Almanya’da Katolik Kilisesi’ne karşı yapılmış dinsel bir hareket olarak ortaya çıkmasından bu yana, eskiyi “olumlu şekilde” değiştiren kanunlar ve uygulamalar olarak günümüze kadar gelmiştir. “Yenilikçi Devrim” olarak da tanımlanan reform, toplumun büyük bir çoğunluğunu veya tamamını ilgilendiren konularda ve yine çoğu zaman toplumun baskısı ve toplumu temsil eden sivil örgüt ve sendikalar tarafından kanun koyucularına dayatmalar sonucunda, yapılan kimi zaman yapılmak zorunda kalan değişiklikler bütünüdür.
Bilim ve teknolojinin gelişimi, beraberinde gelen kültürel değişimi tanıma ve tanımlama, günümüz insanın buna uyum sorunu yaşadığı birçok alanda da ihtiyaç üzerine, toplumsal baskı ve talepten bağımsız reformların yapıldığı da bilinmektedir.
Merkez sağ Avusturya hükümeti yaklaşık bir yıldır gündemine aldığı işsizlik ödeneğinde reform çalışması, reformdan çok çalışanların kazanılmış haklarını elinden almayı hedeflemektedir. Ekonomi profesörü olan Çalışma Bakanı Martin Kocher [ÖVP], göreve geldiğinden beri işsizlerin yüksek maaş aldığını savunmuş, toplumsal muhalefet nedeniyle bunu kısık sesle dile getirebilmiştir.
Avusturya’da işsizlik ödeneği, son çalışılan iş yerinde alınan net maaş üzerinden hesaplanmaktadır. Buna göre alınan son net maaşın yüzde 55’i işsizlik ödeneği, aylık olarak işsize ödenir.
Sendikalar Birliği [ÖGB], İşçi Odaları Birliği [AK] ve Ana muhalefet Sosyal Demokrat Parti [SPÖ], işsizlik ödeneğinin belirlenmesini yüzde 55’ten, yüzde 75’e çıkartılmasını uzun zamandan beri dile getirmekteler.
Pandemi süreci ve öteden beri oluşan toplumsal baskı nedeniyle, hükümet işsizlik ödeneğinde reforma gidileceğini dile getirmiş ancak reformun ilk bilgileri yayınlanmaya başlanıldığında, bunun bir reform olmadığı, kamufle edilmiş kazanılmış hakların geri alınması olduğu görülmüştür.
Çalışma Bakanı Martin Kocher [ÖVP], işsizlik ödeneğinin yeni şeklini açıklarken, işsiz kalan bir çalışanın ilk aylarda eskiye göre daha yüksek maaş alacağını ancak ilerleyen sürede bunun keskin bir düşüş ile reform dan önce alınan işsizlik ödeneğinden de düşük olacağını söylüyor.
Bakana göre, bu uygulama işsizlerin iş bulmasını hızlandıracak. Hükümet bir avuç uzun vadeli işsizlerin üzerinden, korona veya başka nedenlerden dolayı işinden olan tüm işsizleri cezalandırıyor.
Ancak asıl yapılmak istenen başka!
Hatırlanacağı gibi, otel ve gastronomi patronları çalışan bulamadıklarından dolayı dönemin başbakanı Kurz’tan işsizlik ödeneğinin düşürülmesini istemişti. Otel ve gastronomi patronları, “işsizlik maaşı yüksek oldukça biz çalışan bulamayız” ifadesini kullanmış, başbakan ise onlara “o zaman maaşları sizde yükseltin” diyememişti. Neredeyse işsizlik ödeneği ile aynı maaşı ödeyen gastronomi ve otel sektörü, reform adı altında yapılacak olan değişikliklerle sayesinde düşük ücretle çalışan bulması kolaylaşacak.
İşsizlik maaşının ani düşüş yaşaması, işverenleri daha cüretkâr kılacağı gibi, meslek sahibi çalışanların geçim sıkıntısı nedeniyle başka meslek dallarında “vasıfsız” bir çalışan statüsünde işe girmeye zorlayacaktır. Diğer yandan, İş Bulma Kurumu [AMS] tarafından maaş kesintisi tehdidi yaşayan işsiz, sendikal haklarında feragat ederek, yani kazanılmış haklarından vaz geçerek, iş verenin aleyhindeki dayatmaları kabul etmek zorunda kalmasını doğuracaktır.
Çalışma bakanı, işsizlik ödeneği alanların yasal hakları olan 485 Euro’ya kadar ek iş yapma hakkının da alınacağını ve bunu haklı çıkartmak için, “işsiz çalışan kadar para kazanıyor. Neden çalışsın ki” yorumunda bulunuyor. Bu tam da böyle değil aslında. Her şeyden önce çalışma bakanı, işsizlik ödeneğini devletin kasasından çıkan para olarak görüyor. Ancak işsizlik maaşı, daha önce belirli süre çalışmış kişilerin hak ettiği bir ödenektir. Dolayısıyla, çalıştığınız sürece maaşınızdan her ay, AMS kasasına gitmek suretiyle para kesilmektedir. Dolayısıyla çalışma bakanının bir lütufmuş gibi sunduğu işsizlik ödeneği, zaten işsizlerin çalıştıkları sürece ödedikleri paraların geri dönüşüdür. Ayrıca işsizlik ödeneği “duruma göre değişmesiyle birlikte” en fazla bir yıl ödenmektedir.
Sonuç olarak, işsizlik ödeneğinde yapılması planlanan değişiklik bir reform değildi. Tam aksine kazanılmış hakların geri alınması ve çalışanları, işverene karşı korunaksız kılan, işverenleri fazla mesai de dahil olmak üzere düşük ücretle çalışmaya zorlayan bir geriye dönüş değişikliğidir.
Avrupa Birliği ülkeleri arasında yüzde 55’lik bir oranla en düşük işsizlik ödeneği veren ülkeler arasında bulunan Avusturya, yeni uygulamasıyla birlik içerisinde işverene karşı çalışanlarını mahkûm eden ülkeler arasına da gireceğe benziyor.
Yaklaşık iki milyon göçmenin yaşadığı ülkede, Almanca, meslek ve ırkçı yaklaşımlardan dolayı iş bulamayan, bulsalar da düşük ücretle çalışan göçmenler, Avusturyalı işverenleri daha da zengin etmek için çalışmak zorunda bırakılıyor. | © DerVirgül