Milli mesleğiniz kazıklamak | “Gurbetçi vergi versin saçmalığı”
Geçimlerini sosyal medya üzerinden sağlayan ve ne kadar takipçi kasarsa o kadar çok para kazanan, akıllı cep telefonları sayesinde bir sabah kalkıp bende gazeteci olabilirim fikrine kapılanların ancak akıllı telefonları kadar aklı olmayanların ortaya attığı bir söylem, Fatih Altaylı gibi oportünist gazetecilerde de yankı buldu.
Yaz aylarında Türkiye’nin büyük kentlerinde gurbetçi avına çıkan sokak röportajcı tayfası, iktidarı eleştireceğim diye “şartlandırılmış sorularla” eğitim seviyesi düşük gurbetçiler üzerinden takipçi kazanıyor ve bunu paraya çeviriyor.
Avrupa’da yerleşik hayat süren ve çalışmaktan dolayı eğitimini tamamlayamamış ancak Türkiye ile hassas duygusal bağı olan insanların ülke ekonomisini övmesini, sanki bir ekonomistin açıklaması gibi yayınlıyor ve toplumun büyük çoğunluğunda gurbetçilere karşı nefret tohumları ekilmesine neden oluyorlar.
Özellikle AK Parti yanlıların röportajlarını yayınlayan sosyal medya avcıları, bir avuç gurbetçinin kendisini bağlayacak fikirleri üzerinden beş milyon gurbetçiyi ötekileştirerek faşizan bir tavır sergiliyorlar.
Türkiye’de yaşamadıkları halde seçme hakları olduğu eleştirilen gurbetçiler, gurbetçilere bu hakkı veren iktidarın yerine cezalandırılıyor ve hor görülüyor.
Ayrıca seçim sonuçları ortada. Yurt dışı oyları belirleyici olmadığı gibi, son seçimlerde AK Parti yurt dışı oylarının 1.2 milyonunu alırken, 700 binin üzerinde CHP oy almıştır. Aradaki fark çok belirleyici değildir.
Fatih Altaylı | Oy vermek isteyen gurbetçi vergi versin
Altaylı, “Vergi vermezsin, çifte vatandaşsın, euro kazanıyorsun, senede 10 gün bir Alman kadar vakit geçiriyorsun sonra gelip Türkiye’nin kaderiyle ilgili karar veriyorsun.” ifadelerini kullandı.
Yurt dışında yaşayanların oy kullanmasına öteden beri karşı olduğumu ifade etmişimdir. Ancak Fatih Altaylı’nın bu yorumu tam bir oy satmaktan başka bir şey değildir.
Altaylı, yurt dışında yaşayanlara seçme hakkı verilmesin deseydi bunu anlardım. Adam, madem veriliyor bunu vergilendirerek satalım diyor. Milli mesleği kazıklamak olan bu gibi insanlardan başka ne beklenebilir ki…
Mevcut iktidarı seçen Türkiye’nin içinde yaşayan halktır. Yurt dışı oyları buna bir etken etmemektedir. Bu durumda kendi zafiyetlerini başkalarına yükleyen bu insanlar, sadist duygularla yurt dışında yaşayan yurttaşlarını düşman ilan ediyorlar.
Gurbetçileri eğitimsiz ve cahil görenler, günde sadece 320 kelime kullanan bir topluluğun mensubudurlar. Türkiye gerçekliğinden kendilerine pay çıkarmayan, özeleştiri vermeyen ve bütün suçu iktidara oy verenlerde görenler, bu davranışlarıyla asıl cahilin kendileri olduğunu ispatlamış oluyorlar.
Sormazlar mı size; bu ülke için siz ne yaptınız diye….
Oy kullanmaktan başka ne yaptınız?
İcraatlarını beğenmediğiniz iktidara karşı, düşüncesini desteklediğiniz siyasi parti içerisinde çalışma yürüttünüz mü? Ülkenin gidişatı iyi değil diyerek, kitle çalışması yürüttünüz mü? Demokratik hakkınız olan protesto etme eyleminde hiç bulundunuz mu? İktidarın zihnine, bu ülkede bir muhalefet var düşüncesini kazıdınız mı? Sokaklarda a-politik, geçim derdinde olan vatandaşa mikrofon uzatarak polemik yapmaktan başka ne yaptınız?
Avrupa Birliği Ülkeleriyle, Türkiye kıyaslaması yapacak kadar cahil olan sosyal medya sömürücüleri, daha Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısı hakkında bir fikri yokken, sanayi devrimini yapmış ülkelerden gelen gurbetçilere zorla Almanya, Avusturya ekonomisini kötületiyor, bunun üzerinden gurbetçilere kin kusulmasını sağlıyorlar.
1970’den beri gurbetçiler Türkiye’ye başka şekillerde vergi ödüyor
1999 Gölcük depremi, 2023 Kahramanmaraş depremleri başta olmak üzere, kardeşlerinin yardımına koşan gurbetçiler, tırnaklarıyla kazıdılar toprakları…
Süleyman Demirel, Tansu Çiğler gibi başbakanlık yapan siyasetçiler, bizzat gurbetçilerden Türk bankalarına döviz yatırmalarını istemiş ve bu istek geri çevrilmemiştir.
Biz siyasilerin arka bahçesi, Türkiye halkının ise nedeni bilinmeyen nefretinin sonucu olmak istemiyoruz. Alın terimizle tatile geliyoruz, aldığımız her şeyin karşılığını fazlasıyla ve hatta kazıklandığımızı bile bile ödüyoruz.
Aramızda coğrafi ve yaşam standartları bakımında farklılıklar olabilir. Bu farklılıklar her gecen gün daha da derinleşebilir. Çok normal bir gelişmedir bu. Ancak birbirimizi ötekileştirmeye neden olmamalı.
Sözüm gurbetçileri cahil ve yobaz göstermek isteyenlere; ne kendinizi çok fazla yüceltin ne de gurbetçileri bu denli küçültün. AB ülkelerine göç etmek için fırsat kollayanlarınız o kadar çok ki.
Bırakın bir ay tatilini yapsın gurbetçi. Kazıklamayın onları. Bir defada karşılık gözetmeden kucaklayın gurbetçi akrabalarınızı.
Her şeyden önce komplekslerinizden kurtulup, içinde bulunduğunuz durumun gerçek sorumlularıyla yüzleşin…
Son olarak, cahil gördüğünüz bizlerin çocukları; Friedrich Nietzsche, Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Victor Hugo, Sigmund Freud, Johann Wolfgang von Goethe, Karl Marx, Charles Darwin, Friedrich Schiller, Immanuel Kant, Sophie Germain, Stephen Hawking gibi filozof ve yazarları orijinal dilinden okuyor ve öğreniyor.