Viyana Restoranları | İftar sofrasından israf sofrasına

Başkent Viyana’da onlarca Türk restoranı, Ramazan ayı için özel iftar seçenekleri sunarken, bütün çabalarına rağmen israfın önüne geçemiyorlar. Oysa oruç ibadeti, her şeyden önce israfı, kişinin kendi nefsine ve çevresine zulmetmesini engellemek için edilmez mi?

Viyana Restoranları | İftar sofrasından israf sofrasına

Adem Hüyük 

İslam inancına göre, oruç ibadeti ile zorluklara karşı direniş yolu gösterilmiş, midelerine söz geçiremeyenlerin, nefislerine yenilecekleri anlatılmıştır. Oruç ve ibadetler ile kişinin arınması ve maneviyatını tekamülü sağlanmıştır. İslam alimlerine göre, Ramazan ayı her şeyden önce bir irade ve tutarlılığı hedeflemektedir. Sadece aç kalmanın bir mantığının olmadığını savunan İslam alimleri, canlıların yaşamlarını devem etmeleri için gerekli olan gıda ürünlerinin israf edilmemesine de dikkat çekmekte. 

İslam dini Ramazan ayı ile insan iradesini terbiye etmeyi amaçlarken, iftar sofralarında tam tersi görüntüler, Ramazan ayının amacıyla örtüşmemektedir. 

Viyana’da onlarca Türk restoranı Ramazan ayı boyunca müşterilerine çeşitli seçenekler sunarak, sağlıklı ve lezzetli bir iftar yapmalarını amaçlamakta. Ancak çok sayı ziyarette bulunduğumuz restoranlarda, iftar sonrası görüntüler içler acısıydı. 

Bir hafta boyunca çeşitli restoranlara iftar sonrası yaptığımız ziyaretlerde, tabaklarda kalan yemek miktarı yenenden daha çok olduğunu gördük. Bu israfın nedeninin restoranların ikram şeklinden mi yoksa müşterilerin aç gözlülüğünden mi kaynaklandığını gözlemledik ve işletme sahipleriyle konu hakkında görüşmeler yaptık. 

Viyana’da birçok restoran iftarda açık büfeyi tercih ederken, birçoğu ise çeşitli fiyatlandırmalar ile menü sunmakta. Ancak açık büfede ana yemeklerde israf yaşanmasın diye, müşterilere yemek aşçılar tarafından verilmekte. Buna rağmen israfın önüne geçilememesinin nedenini bir restoran işletmesi, müşteri aşçının bir insanın doyabileceği miktarda yemek vermesine rağmen, daha fazla istemesine bağlamakta. 

Bizzat biz şahit olduk 

Restoranda açık büfe önünde sıra beklediğimiz esnada, bir müşteri ile aşçının diyaloğu orada bulunan herkesin dikkatini çekti. Aşçı dört çeşit ana yemekten geniş tabağa doldurarak müşteriye verdi. Ancak müşteri bunun az olduğunu ve daha yemek koymasını istedi. Bunun üzerine aşçı, yemeği yemesini şayet yetersiz geldiğinde tekrardan yemek alabileceğini söyledi. Aşçının israf uyarısına sinirlenen müşteri, sert bir ses tonu ile tabağına daha fazla yemek konmasını istedi. Aşçı, müşteri her zaman haklıdır düşüncesiyle isteneni yaptı. 

Takip ettik

Bize göre üç kişinin çok rahatlıkla doyurabilecek miktarda yemek alan müşteriyi göz takibine aldık. Müşteri yemeğini yedi, meyve, tatlı derken bir de sigara içmek için dışarı çıktı – geri dönüşte açık büfe gereği sınırsız çay hakkını kullanarak bir çay alarak yerine oturdu. Bir süre sonra üç kişilik yemek için tek kişilik hesabını ödeyerek restorandan çıktı. Müşterinin tabağına baktığımızda, yemeğin üçte ikisinin tabakta durduğunu gördük. 

Yüzlerce müşterinin tabağında bıraktığı yemeklerin bir kısmı, şayet işletmeci bir hayvan barınağı ile anlaştıysa hayvanlara gidiyor. Ancak geri kalan kısmı çöpe gitmekte. 

Nasıl olurda oruç ile nefsini terbiye etmeye çalışanlar, iftar sofralarını terbiye edemezler? | © DerVirgül

Yayınlama: 22.04.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.