“Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan”
Pişmanlıklar Ahlar ve Vahlarla Geçen Bir Ömür: “Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.”
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
…….” Yahya Kemal Beyatlı’nın Sessiz Gemide söylediği gibi ne gidenler geri geliyor ne de ömrü geri getirebiliriz.
Hayat öyle bir acımasız devam ediyor ki geçmişe dönüp de baktığımızda yaşadığımız o kadar pişmanlıklara ve o kadar çektiğimiz çilelere rağmen kendimizle, hayatla cebelleşip duruyoruz. Geçmişte yaptığımız hataları pişmanlıkları ahlarla vahlarla yâd ediyoruz ama o yaptığımız pişmanlıkları geriye dönüp de düzeltemeyeceğimizin hiç farkına varamıyoruz sadece geçmişi hatırlayıp o pişmanlıklardan başkalarına dem vurarak hayatımızı kendimize zehretmeye devam ediyoruz.
Meçhule giden bir gemide dendiği gibi geçmiş geriye doğru gelmiyor giden gidiyor kalanlar birbirlerine sıkıca tutunmadığı müddetçe hayat onlara geçmişte olduğu gibi pişmanlıklar da yaşatacak ve bir bakmış ki yine yıllar geçmiş Ahlarla vahlarla hayatlarını sürdürmeye devam edeceklerinin farkına varamamışlar bile.
Hayatımızın her anında yaptığımız hatalardan dolayı o zamanlar farkına varmadığımız pişmanlıklarımız her zaman olacaktır insanlar zaten dört dörtlük hayat yaşayamazlar bir bakmışsınız mutluyuz bir bakmışsın mutsuzuz.
Memleketten uzak sıla da bir de olursak insanlar birbirlerine yaptığı ya da yapamadığı her şeyi için pişmanlık duygusu içine girer bu da ileriki yaşantısında bir ömür boyu kırılganlıklara sebep olur. Bunları ancak yaşanmışlıklardan ders çıkararak birbirlerine insanların daha sıkı sıkı sarılmasıyla ancak giderilebilir yoksa psikolojik buhranlarla hayatı sessiz gemide olduğu gibi devam eder gider ve bir bakmış ki kara toprakta yalnız ve kimsesiz bir mezarda yatıyor görülür. İnsanlar hayatları boyunca pişmanlık duymadan hep yaptığım benim doğru ben ne yaşanmışlıklar gördüm diğerlerinin haberi var mı ben neler çektim diye hep kendini görür ancak bilmez ki karşı tarafında bu badireden ve kendi yaşanmışlıklarından dem vurarak hayatı tozpembe görmediğini onlar da ne çileler çektiğini birbirlerinden uzak olanlar göremezler.
Ancak insan gittiği zaman bunun farkına varır ama yaptığı hatalar veya kusurlar ya da pişmanlıklar o insan gittiği anda hiçbir şeyin kıymeti kalmıyor Ahlar vahlar o insanı geri getirmiyor insanlar birbirleriyle birleştirici bir üslupta olmazsa sığınacağı dayanacağı kimseler kalmazsa bir boşluğa düşer bu boşluk geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmayla son bulur. İnsan ömrünü ne geriye götürebilir zamanı gelirse ne 1 dakikada ileri götürebilir. Hayatı tutunmak için geçmişte yaptığımız pişmanlıkların aynısını başkalarına da yaşatmamak, herkesin kendi yaşadığı hayatlarının ve pişmanlıkları olabileceğini yani karşı tarafı da empati gözüyle bakarak anlamaya çalışmak en doğru şeydir. Giden gitmiştir geriye dönüşü olmayacaktır iyi anılarla hatırlamak ve sevgiyle dolu bir gözle bakabilmek acılarımızı bir nebze azaltacaktır.
Sevgiyle ve hoşça kalın…