Avusturya’da “Namus cinayetleri Türkiye’nin Doğusunda işleniyor” ifadesi tartışma yarattı
Geçtiğimiz hafta Viyana Favoriten Kliniği’nin doğum bölümünde, inanılması güç bir şekilde bir bebeğin kaybolması, Avusturya gündeminin ilk sırasında yer aldı.
Bir haftalık “Melek” isimli bebek, gece boyu tüm birimler tarafından aranmış ancak bir sonuç alınamamıştı. 30 yaşındaki annenin ifadeleri üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, annenin suçu kabul ettiği ve cesedin bulunduğu çöp kutusunu polise kendisinin gösterdiği bildirilmişti. Bebeğin cesedi, hastane yakınındaki bir çöp kutusunda bulundu.
Türkiye kökenli – Avusturya vatandaşı olan 30 yaşındaki anne kendi bebeğini öldürmekle suçlanıyor. Annenin ilk ifadesi; bebeğin evlilik dışı bir ilişkiden olduğunu ve ailesinin istemediği yönünde oldu.
Annenin bu ifadesi, Avusturya medyasının diğer aile bireyleriyle görüşmeler yaptığı iddiasıyla yayımladığı haberlere yansımış ve “namus cinayeti” ekseninde bir polemik başlamasına neden olmuştur.
“Namus cinayetleri Türkiye’nin Doğusunda işleniyor”
Avusturya’nın en tirajlı “Kronen Gazetesine” konuyla ilgili röportaj veren, Türkische Kulturgemeinde in Österreich [Avusturya Türk Kültür Cemiyeti] Başkanı Birol Kılıç’ın; “Namus cinayetleri Türk toplumunda yerleşik değildir, aksine son derece itici bulunur. Ancak yine de genellikle Türkiye’nin Doğu bölgesindeki feodal ailelerinde -ama aynı şekilde Balkanlar’da da- bu tür şeyler meydana gelir.” sözleri, ayrıştırıcı olduğu ileri sürülerek eleştirildi.
SÖZ Partisi Başkanı Hakan Gördü, sosyal medyasından yaptığı açıklamada; “Beyaz Türk toplumunu aklayıp meşrulaştırırken, Türkiye’nin doğusundan gelen marjinalleştirilmiş insanları günah keçisi ilan ediyorsunuz.” suçlamasında bulundu.
[Avusturya Türk Kültür Cemiyeti] Başkanı Birol Kılıç’ın Kronen Gazetesine verdiği röportaj şöyle:
“Namus meselesi değil, daha çok hastalıklı bir aile
Avusturya-Türk topluluğunda bir namus cinayeti şüphesi büyük yankı uyandırdı. Türk Kültür Cemiyeti Başkanı Birol Kılıç, Krone ile yaptığı röportajda dehşete düştüğünü ifade etti. Ancak genellemeler yapılmasına karşı çıktı: “Böylesine vahşice bir olayın Türk toplumunun kültürel normlarıyla bir ilgisi yok.” Toplumsal değerlerin algılanışında elbette farklılıklar olduğunu kabul eden Kılıç, cinayetin her zaman cinayet olarak kalacağını vurguladı. Türk toplumu içerisinde bu konuda net bir duruş olduğunu belirterek, “Namus cinayetleri Türk toplumunda yerleşik değildir, aksine son derece itici bulunur. Ancak yine de genellikle Türkiye’nin Doğu bölgesindeki feodal ailelerinde -ama aynı şekilde Balkanlar’da da- bu tür şeyler meydana gelir,” dedi.
Bu günlerde elbette düşmanlıklar da yaşanıyor, ancak Kılıç’a göre “kara koyunlar” nedeniyle toplumsal dayanışmadan vazgeçilmemeli.”
SÖZ Partisi Başkanı Hakan Gördü’nün röportaja eleştirisi şu şekilde:
“Bir Bebek Cinayetine Beyaz Türk Perspektifi!
Sayın Kılıç,
Haklısınız: Bu cinayet Türk toplumu ile doğrudan bir ilişki taşımıyor. Ancak, aynı şekilde, bu olay ne yalnızca Türkiye’nin doğusundan gelen insanlarla ne de Kürtlerle özdeşleştirilebilir. Tam da başkalarına yönelttiğiniz eleştiriyi kendiniz yapıyorsunuz: Beyaz Türk toplumunu aklayıp meşrulaştırırken, Türkiye’nin doğusundan gelen marjinalleştirilmiş insanları günah keçisi ilan ediyorsunuz.
İnsanlar ister Türk olsun ister Kürt, özellikle de Türkiye’nin doğusundan olanlar, sizin kendinize mal ettiğiniz kadar ahlaki değerlere sahiptir. Sözleriniz aydınlatmaktan çok ayrışmaya sebep oluyor.”|© DerVirgül