Viyana Belediye Başkanı | “FPÖ seçmeninin tamamı aşırı sağcı değil”
Viyana Belediye Başkanı ve Valisi Michael Ludwig [SPÖ] ücretsiz dağıtılan Heute gazetesine verdiği röportajda, FPÖ [Özgürlük Partisi] seçmenlerinin tamamının aşırı sağcı olduğuna inanmadığını söyledi.
Son genel seçimleri birinci parti olarak bitiren ve Viyana eyaleti seçimlerinde ise en güçlü rakibi olan FPÖ ile ÖVP [Halk Partisi] arasında kurulması muhtemel koalisyon hükümetinin sonuçlarını değerlendiren Ludwig, FPÖ’nün yükselişini Korona salgını ve savaş sonrası oluşan ekonomik krize bağladı.
“ÖVP, FPÖ’yü taklit ediyor”
Yüz yıldan fazla bir süredir Viyana eyaletini yöneten SPÖ [Sosyal Demokrat Parti] Viyana lideri ve Viyana valisi Michael Ludwig, ÖVP’nin FPÖ’yü taklit ettiğini ileri sürdü. Her iki partinin seçmenleri arasında güçlü bağlar olduğunu sözlerine ekledi.
Michael Ludwig’in röportajından bazı bölümler şöyle:
Viyana SPÖ lideri, FPÖ’nün büyük ölçüde aşırı sağcı bir parti olduğunu düşünen Ludwig, “Sonuçta Herbert Kickl bunu kendisi bile iddia etti, adeta bir madalya gibi öne sürüyor,” dedi.
Peki, son seçimde FPÖ’ye oy veren yaklaşık yüzde 30’luk seçmen kitlesi de aşırı sağcı mı?
Ludwig buna inanmadığını söylüyor, ancak şu ifadeleri ekliyor: “Bence şunu görmek gerekiyor ki, sadece Avusturya’da değil, Avrupa’nın geniş bir kesiminde büyük bir güvensizlik durumu söz konusu. Halk, bir dizi çatışma, hatta savaş, bunlarla bağlantılı olarak enerji fiyatlarındaki artışlar, enflasyon ve Avusturya’da diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha yüksek olan enflasyonla karşı karşıya. Yani, büyük bir güvensizlik döneminden geçiyoruz.”
Ludwig, FPÖ ve ÖVP seçmen tabanının “birbirleriyle çok güçlü bir şekilde iletişim halinde olan kaplar” gibi olduğunu düşünüyor. Bu durumun ÖVP için giderek büyüyen bir sorun olduğunu hissediyor. “Çünkü iki parti aynı çizgideyse, halk bir noktada neden ikinci bir partiye ihtiyaç olduğunu sorgulayacaktır. Bu nedenle, ÖVP’nin FPÖ’yü taklit etmeye çalışmasının bir avantaj olmadığını düşünüyorum,” diyor. Ayrıca, “Birçok eski ÖVP seçmeninin, özellikle de muhafazakâr kesimden olanların, kendi partilerini artık tanıyamamasından üzüntü duyuyorum,” diye ekliyor.
“Bir zamanlar ÖVP’nin eski başbakanı olan Sebastian Kurz’un, dönemin İçişleri Bakanı Herbert Kickl’ı güvenlik riski oluşturduğu gerekçesiyle Cumhurbaşkanı’na görevden alınması için önerdiğini hatırlatmak istiyorum,” diyor Ludwig. “Bu nedenle, ÖVP’nin şimdi bu konuda neden farklı bir görüşe sahip olduğunu açıklaması gerekiyor.” Ayrıca, bazı Avrupa ülkelerinin istihbarat servislerinden gelen açıklamalara göre, “Herbert Kickl belirleyici bir pozisyonda görev alırsa, Avusturya’ya bilgi aktarmakta sorun yaşayacaklarını” ifade ettiklerini belirtiyor ve bunun, Kickl’ın İçişleri Bakanı olarak yaptığı görev süresinden dolayı kaynaklandığını ekliyor.
Ludwig, Avusturya’nın “ekonomik motoru” ve en büyük kongre şehirlerinden biri olan Viyana için ekonomik bir zarar oluşmasından endişe ediyor. Ayrıca, Kickl liderliğinde bir koalisyonun turizm açısından da şehre zarar vereceğine inanıyor. “Avusturya’ya ve Viyana’ya gelip burada ticaret yapmak isteyen insanlara hoş karşılanmadıkları izlenimi veren bir federal hükümet kötü bir şeydir,” diyor. “Bu tür bir durum, dünya genelinde ekonomiyi desteklemeyen sinyaller göndermemize neden oluyor. Ve bu durumun, ekonomi adına konuşan ÖVP’nin sorumlularınca da fark edilmesi gerektiğini, çünkü bunun teşvik edici bir şey olmayacağını” ifade ediyor.| ©DerVirgül