İslam’ın da bir “Bir Daha Asla”ya ihtiyacı var

İslam’ın da bir “Bir Daha Asla”ya ihtiyacı var

| Siyasi İslam üzerine uzmanlaşmış bağımsız bir gazeteci ve Lüksemburg’daki Tageblatt ve Nürnberger Zeitung gazetesinin Avusturya muhabiri olan Manfred Maurer’in, Die Presse gazetesinde yayınlanan makalesi.

Avusturya’daki Müslüman temsilciliği, göz ardı edilemez bir güvenilirlik sorunu yaşıyor. Tarihten ders almak, bu ülkede kültürel bir iddia ve geçmişteki karanlık günlerin bugüne ve yarına ders olması, siyaset, eğitim ve medyanın görevidir. Avusturya İslam Cemaati [IGGÖ] de bu temel mutabakata uymak istiyor. Ancak bu, bir çabadan öteye geçemiyor.

Holokost Anma Günü vesilesiyle IGGÖ, “Antisemitizmin İslam’da yeri yoktur” ve “Bir Daha Asla” sloganını vurgulayan eğitim materyalleri sundu. Ancak, 40 sayfalık broşür, bu iddiaları ya da antisemitizme verilen alanı bir gerçeklik kontrolünden geçirmiyor. Nazilerin suçlarına ilişkin bilgilerin aktarımı, “Kendi atalarınız bu suçlara karışmamış olsa bile, elbette tarihten ders çıkarabilirsiniz” şeklindeki rahatlatıcı bir ifadeyle birleştiriliyor. Kişinin kendi tarihiyle ilgisi olmayan bir hikâyeden ders çıkarabilmesi mümkün mü?

Avusturyalı genç Müslümanlar, Adolf Eichmann ve Alois Brunner gibi Nazi suçlularıyla ilgilenmeye teşvik ediliyor. Ancak, Müslümanların perspektifinden bir bağlama yer verilmesi unutulmuş. Örneğin, Brunner’in 1954’te Fransa’da gıyabında ölüm cezasına çarptırılmasının ardından Mısır’da Amin el-Hüseyni tarafından saklandığına dair bilgi eksik. Berlin’de Hitler’in el koyduğu bir ev tahsis ettiği Kudüs Müftüsü el-Hüseyni, Eichmann’la da özel bir ilişki sürdürdü. 1942’de Romanya’nın, on binlerce Yahudi’yi para karşılığında Filistin’e göndermek istemesi üzerine el-Hüseyni, Nazi ölüm endüstrisinin organizatörlerinden birine itiraz etti. Bu Müslüman Kardeşler üyesi, 5000 Yahudi çocuğun 20.000 Alman savaş esiri karşılığında takas edilmesi planına da direndi. SS lideri Himmler, bu takas girişimini iptal etti ve çocuklar Auschwitz-Birkenau toplama kampında öldü.

Mağduriyet Rolüne Odaklanma

Bu trajedi, IGGÖ’nün eğitim materyallerinde yer almayı hak eden bir konuydu. Ancak Müslüman temsilciliği, daha çok mağduriyet rolüne odaklanmayı tercih etti. Üstelik içinde çelişkiler barındırarak: Holokost’un başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacağını belirten birkaç sayfanın ardından, Auschwitz’i ziyaret eden Samir Redžepović şu ifadelerle alıntılanıyor: “Burada Auschwitz’teyken başka bir şey düşünemiyor ve Srebrenitsa’yı hatırlamadan edemiyorum.” Tirol’de İslam eğitimi müfettişi olan Bosna kökenli Redžepović, 1995 yılında Sırplar tarafından Bosnalı Müslümanlara karşı işlenen katliama atıfta bulunuyor. Oysa Auschwitz’te, Bosnalı SS Tabur Komutanı Husein Dozo’yu da hatırlayabilirdi. Hitler hayranı el-Hüseyni tarafından kurulan Müslüman SS “Handschar” birliğinin baş imamı olan Dozo, savaş sonrası beş yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 1990’da Bosna-Hersek İslam Toplumu tarafından ölümünden sonra aklandı. Saraybosna’da bir cadde onun adını taşıyor.

Müslüman Nazi iş birlikçileriyle ilgili sorular, IGGÖ tarafından sürekli yanıtsız bırakılıyor. Bu durum, özellikle Almanya’da anayasa karşıtı olarak listelenen Millî Görüş topluluğunun, her yıl 27 Şubat 2011’de vefat eden kurucusu Necmettin Erbakan’ı onurlandırması düşünüldüğünde daha da garip. İslamcı Erbakan, hayatını sözde Yahudi dünya hâkimiyetine karşı mücadeleye adamıştı.

Geçmişin karanlık gölgelerinin böylesine görmezden gelinmesi, dürüst bir “Bir Daha Asla” ile bağdaşmaz.| Çeviri DerVirgül

Yayınlama: 28.01.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.